Çeşitli zamanlarda yaptığı konuşmaların birbirini tutmama özelliği bir yana, 15 Temmuz gecesinden başlayarak CHP'nin, ama dahaçok bu partinin genelbaşkanının 15 Temmuz'unneresinde olduğunuanlamak, çok bilinmeyenli cebir denklemlerini çözmekten daha zor. 15 Temmuz gecesi hasbelkader bulunduğu Atatürk Havalimanı'nda darbecilerekarşı koymakiçin oradabulunanlarlaberaberhareketetme şansınıbir şekildetepmişti Kılıçdaroğlu. Zoraki katıldığı 7 Ağustos Yenikapı Mitingi'nde oluşan ruhu, daha oradaki konuşmasında berhava etmek için de elinden geleni ardına koymamıştı.
15 Temmuz darbe girişiminiyapanların FETÖ mensuplarıolduğu şeklindeki herkesin bildiğigerçeği ifade etme konusunda hepzorlandı Kılıçdaroğlu. Kendisinibulunduğu makama getirenlerin baskısıaltında olabileceği ihtimali, durumu izahsadedinde yapılan yorumlardan birisiydi.
15 Temmuz'da insanımızın darbecilere karşı kazandığı zafer, Kılıçdaroğlu açısından bazen kabul edilen ama bazen de gölgelenmeye çalışılan bir olgu.
15 Temmuz'un yıldönümü vesilesiyle TBMM'de düzenlenen özel oturumda yaptığı konuşma ve tam da aynı günlerde İngiliz The Guardian'da yayımlanan makalesi, Kılıçdaroğlu'nun ikircikli ruh halinin yansımaları adeta.
Ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak siyasi mülahazalarla atraksiyon yapması, makul bir durum belki. Ancak söylediklerindetutarlılıkla alakalı ciddi sıkıntılarolması, Kılıçdaroğlu'nun neyapmak istediği konusunda kafalarıkarıştırıyor.
'Kontrollü Darbe' iddiasını sıklıkla tekrarlayan Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı'nın Meclis Soruşturma Komisyonu'na gelmek yerine yazılı ifade göndermelerini de kontrol iddiası ile irtibatlandırma derdinde belli ki.
Üzerinde ciddiyetle çalışılarak hazırlanan yazılı beyanların komisyon karşısına çıkmaktan daha verimli olması ihtimalini hesaba katmayan CHP Lideri'nin derdi başka. TBMM konuşmasında, 'MİT Müsteşarlığı'nın22 Mayıs 2017'de cemaatin darbegirişiminde bulunabileceğinibildirdiği' ifadesini takiben bir sürü iddiayı alt alta sıralaması, darbenin aslında bilindiği iddiasının altını doldurma gayretinin uzantısı.
ERKENDEN HABER ALINSAYDI!..
FETÖ'nün bir darbeye kalkışabileceği, birçok kişi ve kurumun dillendirdiği bir ihtimaldi. Ancak hücre tipi yapılanmasebebiyle, darbenin önemliaktörlerinin bile 15 Temmuz'dançok kısa bir süre önce girişimdenhaberdar olabildiği de net olarak ortaya çıkmış durumda.
15 Temmuz günü MİT'e giderek bir hareketlenme olduğu ihbarını yapan subay O. K.'nin söyledikleri üzerinden hareketle o gün darbe bilgisi olduğunu iddia ediyor Kılıçdaroğlu. MİT ve Genelkurmay arasındaçeşitli ihtimaller üzerinegörüşmeler yapılıp bazı tedbirleralındığını ve girişimin saat03.00'ten daha erken saatlereçekilmesine bu hareketliliğin sebepolduğunu, herkes gibi o da biliyor oysa.
Yerimiz az, söylenebilecek şeyler çok. O halde kestirmeden gidelim ve esas sorulması gerekeni soralım. Darbe girişimi hakikaten erkendenhaber alınsa ve ulaşılabildiğikadar darbeci güvenlik kuvvetleritarafından yakalansaydı, nelerolurdu?..
Bu soru, çok ama çok önemli bir soru.
Darbe girişiminde suçüstü yakalananlar ve darbecilerle temasları çeşitli şekillerde tespit edilerek haklarında işlem yapılanlarla alakalı mağduriyet edebiyatı yapmaya bayılıyor Kılıçdaroğlu veşürekası... Bu durumda darbe yapmakiçin hazırlandıkları iddiasıylayakalanacak ve haklarında işlemyapılacaklar konusunda nelerderler ve neler yaparlardı?.. Üzerindederin derin düşünmeye değer...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.