Anayasa değişikliği ile ilgili en önemli konulardan birisi, birilerinin ağızlarını her açtıklarında kullandıkları 'diktatörlük' iddiasına, değişiklik metninin neresinden dayanak bulabildikleri... Cumhurbaşkanı'nın mevcutdurumdaki yetkileri ile ilgilifazla bir ilave olmadığı gibi,ciddi sorumluluklargetiriliyor oysa. Belirleyiciolanın yine parlamentonunçıkardığı kanunlar olacağıve Cumhurbaşkanı'nın bunagöre icraat yapacağı hususunues geçip, çeşitliyakıştırmalarlasistem değişikliğinikaralamagayretleri, aklabaşka ihtimallerigetiriyornedense.
Bu başka ihtimaller, muhtemel yanlışlarınönlenemeyeceğinden çok, ülkelehine atılacak adımların artıkkolaylıkla engellenemeyeceği kaygısı ile ilgili sanki. Parlamenter Sistem'de, bazı hususlarda engel çıkarabilmek ve atılacak adımlara mani olabilmek çok kolay bir husustu çünkü.
Birilerinin en çok kafayı taktıkları husus, Parlamenter Sistem'de bol bol bulunan ve maalesef daha çok kötü niyetle kullanılan Denge ve Denetleme mekanizmalarının yeni sistemde bulunmadığı iddiası...
Oysa değişiklikte, ülkemizin ve başka ülkelerin tecrübelerinden faydalanarak hazırlandığı anlaşılan çok makul denge ve denetleme sistemleri bulunuyor.
Her ne kadar, birilerinin arzu ettiğigibi iyi ve faydalı olan işleridurdurmaya imkan vermese de,yanlış adımları durdurmakta işeyarayacak birçok mekanizma varyani.
Yasama ve Yürütme, yani Meclis ve Cumhurbaşkanı arasında kurulan denge, ülkemizde ve birçok başka ülkede ortaya çıkabilen problemlerin yaşanmaması için çok güzel formüle edilmiş. Cumhurbaşkanı Meclis'i fesih yetkisini kullanırsa, kendi seçimi de yenileniyor mesela.
Aynı şekilde Meclis Cumhurbaşkanı'nı görevden alırsa, kendisini de fesh etmiş oluyor. Ülkeyiilgilendiren önemli adımlaratılacağı zaman tarafların uzunuzun düşünmesi gerekiyor yani.
Yine Bütçe konusunda çıkabilecek sıkıntıların aşılması için de, belki ABD'deki sistemden bile daha ileri kurallar konulmuş durumda.
TARAFSIZLIK DAÖNEMLİ...
Ne kadar dikkatle ararsak arayalım, Anayasa değişikliği ile ilgili 18maddenin içerisinde ve esasolarak da ruhunda 'diktatörlük' ileilgili herhangi bir şey yok yani.
Başbakan Binali Yıldırım, 'rejim değişikliği yapıldığı' iddiaları karşısında dayanamayıp: 'Vesayet rejimideğişiyor' demişti, malum. Diktatörlük iddiaları da, sanırız yine vesayetin bitecek olması ile alakalı.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçişle alakalı düzenlemenin en dikkat çekici yönlerinden birisi de, Yargı ile ilgili düzenlemeler. Her ne kadar birileri daha çok rejim değişikliği ve diktatörlük suçlamaları üzerinde duruyor olsalar da, favori konularından birisi de Yargı... 'Bağımsızlık' kelimesininyanına 'tarafsızlık' kelimesinin deilavesi, Yargı ile ilgili sıklıkla dilegetirilen bir ihtiyaçtı. Bağımsızlıkda önemliydi mahkemeler ve hakimleraçısından tabii; ancak yaşadıklarımız vegaliba özellikle de 15 Temmuz sonrasıortaya çıkanlar, tarafsızlığın da ciddi birönemde olduğunu gösterdi...
Yargı ile ilgili olarak yapılan değişikliklerden en çok HSYK ileilgili olanı birilerinin canını sıkmışdurumda belli ki. Avrupa ülkelerinin tamamında var olan sistemin bizde de olmasına, sevinmeliydiler oysa. Atanmışlar üzerindenoperasyon yapmaya alışmışolanlar, seçilmişlerle işlerinin zorolacağını düşünüyorlar, galiba...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.