Önümüzdeki maçları da kaybederiz!

Biliyorsunuz, ilk olarak bizim bozuk futbol düzenimizle aram açıldı.
Sonra yavaş yavaş doğrudan futbolun özündeki yamukluklar tadımı kaçırdı ve futbol yorumu yapmaktan uzaklaştım.
Fakat bazen insan kendini tutamıyor.
Hele konu milli takım olunca...
***

On beş yıl önce uluslararası çapta bir atılım yapmıştık. Kabul!
Fakat onca yıl sonra yine aynı zihniyetle atılım yapacağımızı sanmak ne korkunç bir yanlış!
İzlanda maçı öncesi teknik direktörün, futbolcuların ve medyanın geniş kesiminin yorumu şu: "İzlanda fizik gücü yüksek takım."
Yani çaktırmadan şu deniyor: Biz sahada onlar kadar çalışıp savaşmasak da iyi günümüzde teknik, taktik üstünlüğümüzle maçı alırız.
Bin yıllık klişe!
Maç bitiyor.
Teknik direktör aynı lafları tekrarlıyor; TV yorumcuları hala İzlanda'nın fizik gücüyle galibiyete ulaştığını iddia ediyor.
Skandal!
Sanki maçın birinci dakikasından son dakikasına kadar taktik ve teknik bakımdan üstün olan İzlanda değildi? Sanki o müthiş teknik iki gol vuruşunu İzlanda değil, biz yaptık?
İzlanda'nın maçı nasıl ve neyle kazandığını bilmeyenler bundan sonraki maçları alabilirler mi?
***

Bir de o futbolcu iyi değildi, bu futbolcu feciydi yorumları var.
Tamam! Kötüydüler ama iyi oldukları zamanları da biliyoruz.
Turnuvalar futbolcularla kazanılamaz.
Öyle olsa Eden Hazard'la Belçika her şampiyonada harikalar yaratırdı!
Önemli o futbolculardan bir "takım" yaratıp oyunu belirleyebilecek bir zihne sahip olabilmektir.
Oysa biz ne yapıyoruz? Klişelere ve ballı gol vuruşlarına yaslanarak 2016'ya gideceğimizin hayallerini kuruyoruz.
Olmaz. Böyle olursa, önümüzdeki maçları da kaybederiz.