Kovulmuşum haberim yok!

Hepi topu 10 gün! Haftada 4 gün yazdığımdan yola çıkarsanız yani 6 yazı! Kıyamet koparttılar! Önce interhaber adlı site 'Huber Köşkü' yazılarımdan dolayı patronaj tarafından işime son verdirildiğini üfürdü! Cevap vermeye bile lüzum görmedim çünkü hiçbir dayanağı, gerçekliği olmayan saçma sapan bir iddiayı ciddiye almanın ahmaklık olacağını düşündüm. Ancak bir kaç gün sonra medyatava adlı internet sitesi işin cılkını çıkarıp, yalanın dibine vurup kesin bir dille SABAH'tan kovulduğumu yazınca ve ortalık birbirine girince biriken yıllık iznimin bir parçasını kullanıp yapmaya çalıştığım 'Kafa Detoksu' işini tamamlayamadım. Maalesef panik olup ardı ardına telefon açanlar, mesajla durumu yoklamaya çalışanlar ve dahası 'Bu şimdi kovulduysa bunalımdadır' deyip gecenin bir vakti kalkıp evime gelenler falan olunca elmahkum bir açıklama yaptım Twitter adresimden. Ama ne fayda! Alenen şahsıma operasyon çekenler tarafından verilen ferman kesilmiş ve ben kovulmuştum bir kere, bundan da geri dönüş mümkün değildi artık. 'Kardeşim yok böyle bir şey! Yıllık iznimin bir parçasını kullanmaktayım' desem de kesemedim bu yapılan yorumların önünü. Hala da sosyal medyada ağzından köpükler akıtarak; 'Ohhh canıma değsin!' diyenlerin o garip hallerini, hezeyanlarını izlemekteyim. Nasıl bir zavallılık kaplamış bunların ruhunu bilmiyorum ama gerçekten hastalıklı bir kitleyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha anladım. Keşke kovulduğum inancıyla atılan o sevinç çığlıklarını, hakaret ve küfürleri sizlerle tek tek paylaşabilseydim. Özellikle de Paralel Örgüt'ün sosyal medyadaki tetikçilerinin yazdıklarını. Nasıl zevklendiler, şehvete kapıldılar anlatamam sizlere.
Aslında bi bakıma iyi de oldu bu saçmalığın yaşanması. Çünkü bu vesileyle hem bir insanın işsiz bırakılması neticesinde bu zavallıların ne kadar gaddar, acımasız ve kalpsiz olabildiklerini gördüm. Hem de yazılarımla, duruşumla bu zavallılara verdiğim rahatsızlığın boyutunu!
Neyse... Özellikle Paralelci alçaklara sesleniyorum. Kovuldum yalanına kanıp pek bi heveslendiniz bir cephe daha düştü diye ama boşuna gaza geldiniz. Çünkü burdayım hala ve alçaklığınızla da hainliğiniz bu topraklarda tamamen temizleninceye kadar mücadeleye etmeye yeminliyim! Ha ayrıca sanmayın ki ben sizin hainliğinize karşı bu mücadele sadece SABAH'ta olduğum için veriyorum. Şunu bilin ki; Ola ki kovulsam da bu gazeteden... Başka yazacak bir gazete yani başka bir iş bulamazsam dahi... Sizlerle, örgütünüzle mücadeleyi sadece bana ait ve epeyce de etkin olan sosyal medyadaki adreslerimden aynen devam ettirmeye kararlıyım. Son nefesime kadar ensenizdeyim yani. Hep tepenizdeyim!

HUBER BOŞALTILMADI!

İlk yazımın üzerinden bir ay geçti neredeyse. Yani Huber Köşkü 7 aydır 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve Ailesi tarafından hakkı olmadığı halde kullanılmaya devam ediyor. Yazılıp çizilenlerden rahatsız olduğu söylenmiş ve çok kısa bir zaman içerisinde Huber'i boşaltacakları iletilmişti tarafıma. Neden hala boşaltılmıyor çok merak ediyorum. İddia şu ki; Oturacakları yeni evin inşaası bitmemiş. Hani utanmasam elime bir kova bir fırça alıp ben gidip evin badana boyasına destek olacağım. Çünkü devlet terbiyesine önem verdiğini sürekli dile getiren Sayın Gül'ün böyle bir tartışmaya mahal vermesi inanın beni şaşırtıyor!