Bugünkü yazımızda kısa kısa deprem notları paylaşacağız. Öyle ya ülkemizin bir gerçeği deprem. Ülke sınırlarının bir ucundan neredeyse diğer ucuna kadar yer alan fay hatları. Uzun yıllardır en çok konuşulan en çok istismar edilen konu ise Büyük Marmara depremi bir başka deyişle İstanbul depremi.
Rivayetler havada uçuşuyor, deprem çok yakın zamanda olacak diyenden, yok canım daha onlarca yıl var diyene. Şiddetini 7 olacak diyenden çok daha üzerinde bir deprem bekliyoruz diyene. Vatandaş kime inanacak neye göre inanacak? Malum, depremlerin ne zaman olacağını bilmek mümkün değil. Vatandaşa düşen depreme dayanıklı binalar inşa etmek yetkililere düşen görev ise kentsel dönüşüm adımlarının hızlandırılması.
Ülkemiz asrın felaketi olarak nitelendirilen ve tam 11 ili etkileyen 6 şubat depremlerinin yorgunluğunu atmaya, yaraları sarmaya çalışırken, yıllardır konuşulan İstanbul depremi kendini hatırlatıverdi. Devlet 6 şubat depremlerinin yaralarını sarmak için seferber olurken, deprem konutları hak sahiplerine teslim edilmeye devam ediyor. bütün bu çalışmalar sürerken Marmara bölgesinin tamamında hissedilen 6,2 lik Silivri açıklarındaki deprem gözleri bu kez İstanbul'a çevirdi.
Kimi camdan atladı kimi fenalaştı. Neyse ki can kaybı ve yıkım olmadı. Ancak tevatürler dedikodular yine aldı başını gitti, haliyle insanlarda panik katlanarak arttı, İstanbullular geceyi sokaklarda geçirdi. Tabi her depremde olduğu gibi sosyal medya çığırtkanlarını unutmayalım, "gece büyük deprem olacak" söylentileriyle insanların telaşı ve korkusu tavan yaptırıldı.
Ya fırsatçılara ne demeli? Böylesine insani bir konuda bile gözü doymazlara değinmeden olmaz. Gece soğukta ailesini korumak için çadır almak isteyen vatandaşlara fahiş fiyatla kamp çadırı satanlardan bahsediyoruz. Deprem çantası için gerekli olan ne varsa hepsine kalem kalem zam yapan vicdansızlardan bahsediyoruz. Bunlarla ilgili de gıda fırsatçılarında yapılan denetimler ve yaptırımlar uygulanması caydırıcılık açısından çok önemli.
Peki kime inanacağız nasıl hareket edeceğiz? Yukarıda da yazdık, depremin ne zaman olacağının kesin olarak bilinmesi mümkün değil. O yüzden sağlam binalar yapılması ilk başlık olarak önümüze çıkıyor. İkinci konu ise yaşanan bir depremin ardından yetkililerin duyuruları dışında söylentilere itibar edilmemeli. Ülkemiz deprem kuşağında olduğu için normal yaşantımıza devam ederken depreme de hazırlıklı olmalıyız