İran ile soykırımcı İsrail arasındaki gerilim, Ortadoğu'nun zaten hassas olan ve pamuk ipliğine bağlı olan dengelerini bir kez daha sarstı.
Ancak bu kez savaş sadece füzeler, savaş uçakları, patlamalar ve askeri manevralarla sınırlı kalmıyor;
dijital alanda, özellikle de yapay zeka desteği ile üretilen videolar üzerinden de yepyeni bir cephe açılıyor.
Son 6-7 günde yaşananlar, her iki tarafın da yapay zekayı nasıl güçlü
bir propaganda aracına dönüştürdüğünü ve bu durumun enformasyon
için ne denli ciddi riskler barındırdığını gözler önüne seriyor.
Her iki ülke de dünyaya kendi propagandasını yaymak ve uluslararası
kamuoyunu etkilemek için yapay destekli videolardan yardım alıyor.
İran, genellikle caydırıcılık mesajı vermek ve kendi halkının moralini yükseltmek amacıyla
abartılı askeri güç gösterileri ya da İsrail'e yönelik tehditler içeren yapay zeka videoları dolaşıma sokuyor.
Bu videolar, füze saldırılarını veya başarılı askeri operasyonları
gerçekçi bir şekilde taklit ederek dünyaya karşı güçlü bir mesaj vermeyi amaçlıyor.
Bebek katili İsrail cephesinde ise durum çok da farklı değil.
Onlar da kendi savunma operasyonlarının meşruiyetini vurgulamak,
hedefli vuruşlarının doğruluğunu kanıtlamak ve karşı tarafın sözde saldırganlığını göstermek için zaman zaman
yapay zekadan faydalanıyor.
Hassas operasyonları veya sivil kayıpları
en aza indiren müdahaleleri canlandıran yapay zeka animasyonları,
uluslararası destek arayışında önemli bir rol oynuyor gibi duruyor. Ama gerçek bambaşka.
İsrail'in en fazla saldırdığı Tahran ve Tebriz'de çok fazla sivil kayıp var.
Zaten İsrail'in Filistin'deki soykırımını anlatmaya bile gerek yok.
54 binden fazla sivil, kadın, çocuk ve yaşlı insanı acımasızca şehit etti.
*
İran ve İsrail'in yapay zeka kullanımı, modern savaşın sadece fiziksel değil,
aynı zamanda bilişsel ve psikolojik bir mücadele alanına dönüştüğünü de gösteriyor.
Her savaş dönemi kendine yeni silahlar da icat ediyor.
Bu yapay destekli propaganda, beraberinde ciddi riskler de getiriyor.
En büyüğü dezenformasyonun inanılmaz bir hızla yayılması ve gerçeğin algılanmasında güçlük çekilmesi.
Yapay zeka teknolojisi o kadar gelişti ki, artık gerçek ile sahteyi ayırt etmek neredeyse imkansız.
Üretilen "deepfake" videolar, jest ve mimikleri, ses tonlarını ve
çevre detaylarını o kadar kusursuz bir şekilde taklit ediyor ki,
sıradan bir izleyicinin bu içeriğin manipüle edildiğini anlaması zor!
Bu durum, toplumda bilgiye olan güveni de derinden sarsıyor.
İnsanlar neye inanacaklarını şaşırmış durumda.
Sahte bir olay, yanlış bir açıklama ya da çarpıtılmış bir görüntü,
kolayca yanlış anlaşılmalara yol açarak zaten
gergin olan ortamı daha da alevlendiriyor.
Hatta askeri karşılıklara bile zemin hazırlayabilir.
Düşünsenize, yapay zeka ile oluşturulmuş bir senaryo,
gerçek bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.
Zor bir senaryo değil. Neden olmasın!
Yapay zeka teknolojisi yakın zamanda savaşların propaganda yönünü de kökten değiştireceğe benziyor.
Artık propaganda, sadece devletlerin veya büyük medya kuruluşlarının kontrolünde değil.
ABD'nin Irak'a saldırdığı dönemde başka şimdi başka.
Yapay zeka araçları sayesinde çok daha küçük gruplar hatta bireyler bile son derece inandırıcı ve
etkili propaganda içerikleri üretebiliyor. Son zamanlarda çok fazla denk geldim. Milyonlarca izlenen yapay videolar var Etkili bir müzik ve etkili görüntüler.
Her iki tarafı da konsolide edebiliyor.
*
Yapay zeka algoritmaları, belirli demografik gruplara özel olarak tasarlanmış mesajları,
onların zayıf noktalarını veya ön yargılarını hedef alarak sunabiliyor.
Bu, insanların duygusal olarak daha kolay manipüle edilmesine ve
kendi filtre balonları içinde daha da izole olmasına sebep oluyor.
Bu yeni dijital savaş alanında, zafer sadece askeri güçle değil,
aynı zamanda zihinleri fethetmekle de kazanılabiliyor.
Dezenformasyonla mücadele, artık ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda.
Bu noktada, medya okuryazarlığının artırılması, kritik düşünme becerilerinin geliştirilmesi ve
teknoloji devlerinin sahte içeriklerin yayılmasını engelleme konusunda
daha fazla sorumluluk alması hayati önem taşıyor.
Aksi takdirde, İran-İsrail geriliminde gördüğümüz bu yapay zeka destekli propaganda rüzgarı,
gelecekteki çatışmalarda çok daha yıkıcı etkilere sebep olabilir,
Gerçek ile sahte arasındaki çizgiyi tamamen ortadan kaldırabilir.
Bu da sadece bölgesel değil, küresel istikrarı da derinden sarsacak bir tehdittir.