OKAN MÜDERRİSOĞLU

Anlasanıza! Konu, Albayrak değil aslında!

Anlamıyor musunuz? Konu, esasında Berat Albayrak değil! Ana tabloda onu ön planda tutan ama arkasına gizlenen "Domino Planı!"
Yani...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı ve akabinde anayasal reformu hedef alan sistemik saldırılar toplamı...
5-7 Ağustos 2020 tarihleri arasında zirveye varan son kur atağının soğukkanlılıkla analiz edilmesi gerekiyor. Şunları çok iyi biliyoruz:
Piyasaların duygusu yoktur. Kâr iştahı ve fırsatları kollama hevesi vardır. Bu manada acımasızdır.
Ekonomide komplo teorisi ile açıklanabilecek olaylar olduğu gibi, olup-bitenlerin tamamının komplo ile izahı mümkün değildir. Lakin bu tespit bile piyasada komplo saikiyle hareket eden aktörlerin olduğu gerçeğini değiştirmemektedir!
Kur, faiz ve enflasyonu aynı anda, uzun süre tutmak mümkün değildir! Böyle bir niyet de yoktur.
Ekonomi yönetiminde, tek haneli enflasyon, tempolu büyüme, makul reel faiz arzusu açıkça bellidir. Resmi kur hedefi söz konusu olmamakla birlikte piyasada, ekonominin rekabetçiliğine destek olan gerçekçi ve istikrarlı kur isteği mevcuttur.
Cumhurbaşkanının, "faiz-enflasyon denkleminde" sebep-sonuç ilişkisini sorgulayan tezinin, bir kez daha küresel teste tabi tutulduğu net şekilde ortadadır.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, yakınlığı nedeniyle Cumhurbaşkanını faiz artışına ikna edebileceği varsayılmış ama bu beklentisi karşılanmayan piyasa aktörleri agresifleşmiştir.
Piyasa denilen eşkaller, kurdaki dengelenme adına TL'yi cazip kılacak tedbirlerin yanı sıra, Merkez Bankası'ndan da faiz artışı yapmasını talep etmektedir. Lâkin... Kurdaki suni dalgalanmayı faiz artışıyla karşılamak ne kadar doğrudur? Piyasaların nabzının tutulması demek, her istediğinin yapılması anlamına gelmemektedir.

***

Son üç günde yaşananların alt başlıklarına gelince...
1- Vatandaşta şüphe uyandırmak, "Hani ekonomi iyiye gidiyordu?" sorusunu sordurmak, böylece ekonomi yönetimine duyulan güveni erozyona uğratmak,
2- Pandemiyle mücadelede kontrollü sosyal hayatın başladığı andan itibaren ekonomide yakalanan pozitif ivmeyi kırmak,
3- Geleceğe yatırım yapan kitleleri ürkütmek,
4- "Sonbaharda daha büyük atak gelecek" algısını yerleştirmek,
5- Merkez Bankası'nı faiz artışına zorlamak ve yüksek faiz altında ekonomideki iyileşme sürecini kesintiye uğratmak,
6- Erken seçim senaryosunu bir anda gündeme taşımak,
7- Burada telaffuz bile etmek istemeyeceğim tarzda finansal kararlar alınacağı vehmine malzeme üretmek,
8- Swap ve Londra piyasası üzerinden oynanan oyunun rövanşını alarak zararları telafi etmek,
9- Türkiye'yi, bölgesel ekonomik çıkarlarında ve dış politikada tavize zorlamak,
10- Ertelenmiş 15 Temmuz hesabını görmek!
Özetle...
Dünya, iddia edildiği gibi neo-liberal politikalarla yönetilmiyor artık. Aksine, devletlerin sürece müdahil olduğu, ekonomi ile stratejik planların iç içe geçtiği bir dönemi yaşıyor.
Türkiye de bir asır sonra oyun kurucu olma iradesini sahaya yansıtıyor!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.