Güven zincirinin kopuşu!
Bir gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Son miting Konya'da...
O günlerde, Başbakanlık için adı geçen dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bir grup gazeteciyi evinde misafir etti.
Davutoğlu, gerek başkanlık sistemi hakkında gerekse Cumhurbaşkanı- Başbakan arasında yaşanabilecek yetki çatışması noktasında öyle sivri cümleler kurdu ki daha o anda bunların "kayıtdışı" tutulması rica edildi. Ama...
"Yazılabilir" sınırlarda kalan, arşivden çıkardığımız notlarımız da bugüne ışık tutacak yeterli sayıda mesajı barındırıyor.
Bu detaylara girmeden önce şu üç hususun altını çizmekte fayda var:
1- Kurumsal olarak AK Parti'nin, lider olarak Erdoğan'ın, kimin ne yaptığına odaklanmaktan ziyade, "Biz, kendi işimize bakalım" çizgisinde karar kıldığı görülüyor.
2- Eski Başbakan Davutoğlu, şayet birkaç ay daha görevde kalsaydı, güvenlik bürokrasisi başta olmak üzere devlet kurumları ciddi gruplaşmanın eşiğindeydi.
"Reisciler-Hocacılar" ikilemi, söylem olmaktan çıkarak fiiliyatta krize dönüşmekteydi.
3- Erdoğan, Davutoğlu'na güvenini yitirmişti ve bu hususu partinin yetkili isimleriyle de paylaşacak aşamaya gelmişti.
Gelelim, 5 yıl öncesine ait eskimeyen defterlere... Davutoğlu patentli ibretlik şu ifadeleri anımsatmakta fayda var:
Davutoğlu, "Cumhurbaşkanı- Başbakan ilişkilerinde çatışma çıkar mı?" sorusuna ise "Asıl teminat kişiler arası iletişim, güven, sadakat, ortak vizyon, ortak siyasi mücadele, ortak kavgaya girme duygusudur. Bu olmazsa, anayasal, yasal ne önlem alırsanız alın, kristal çatlar!" demişti.
Bugün... AK Parti'nin akışını eleştiren Sn Davutoğlu'nun, neredeyse tarihin akışını değiştirmekle kendisini sorumlu addeden fikriyatta olması bile başlı başına bir göstergedir.
Madem değerlendirmelerimizi tarih üzerinden sürdürdük... Yazımızın sonunu da -eski defterleri açma akımına kapılmadan- o noktadan bağlayalım...
Sn Davutoğlu'nun, tarih yapımı iddiasını icra etmeden önce, yakın tarihe ilişkin Şam-Pensilvanya-Berlin hattında şahsen aydınlatması gereken konuların varlığı Ankara'da henüz unutulmuş değil!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- MHP ile konuşmak... (02.05.2024)
- İstihdam ve rekabet gücü için ortaklık (30.04.2024)
- İYİ Parti... Acil yoğun bakım! (28.04.2024)
- Siyasi mahalleler hareketli (27.04.2024)
- Görmesi netleşen Özel, açıkgöz CHP’liler... (25.04.2024)
- Makbule Atadan... ‘İnsanüstü Atatürk... Hakiki Atatürk’ (23.04.2024)
- Değişim, dönüşüm ve zamanın ilerisinde koşmak (20.04.2024)
- Erdoğan... Bir Liderlik Dersi! (18.04.2024)
- İran, İsrail... Madalyonun iki yüzü! (16.04.2024)
- Dönüm noktaları ve Devlet Bey... (13.04.2024)