İlla Cumhurbaşkanı mı söylemeli?
Burada ayrıca bir hususa dikkat çekmek istiyorum.
Memlekette konu ne olursa, "Bunu Cumhurbaşkanı'na söylemek lazım" tarzı gelişti. Oysa Cumhurbaşkanı'nın, birçoklarının sandığı şekli ile aydınlatılmaya ihtiyacı yok. İlla onun söylemesine dahi gerek yok. Kaldı ki neyin ne olduğunu gayet iyi bilen, deneyimli bir devlet adamından söz ediyoruz. Mesele, Cumhurbaşkanı'nın gözüne girilmesi de değil. Ülke sorumluluğu taşıyan veya sorunları ile dertlenen her kişi ve kurumun inisiyatif alabileceği o kadar çok konu var ki. Cumhurbaşkanı'nın, temel alanlarda ne düşündüğü zaten belli. Örneğin, Suriyeli sığınmacılara yaklaşımı çok net. Öyle ise Cumhurbaşkanı'ndan, devletten beklemek yerine, sivil toplum, akademik dünya, iş insanları "çözüm önerileri" geliştirebilir, her biri ana doğrultu ile uyumlu çalışmalar yapabilir.
Hafta sonu, Washington'da görevli bir arkadaşım aradı. "Türk- Amerikan Liderlik Konferansı'ndayım. Konu, Suriye. Türkiye 3 milyona yakın Suriyeliyi ağırlıyor, gören yok. Kanada, birkaç bin Suriyeli mülteci alacak diye övgüler yağdırılıyor" dedi. Mesele, tam da bu garip çelişki. İşte bu çerçeve üzerine kafa yorduğumuz sırada karşılaştık Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel'le. Enver Bey, Washington'da katıldığı Küresel Politikalar Enstitüsü tarafından düzenlenen Suriyeli mültecilerin geleceğinin masaya yatırıldığı toplantıdan bahsetti. Mülteci krizinin eğitim boyutunda yapacaklarını anlattı. Yaz tatilinde okulların boş sıralarında 3.5 ayda 300 bin Suriyeli çocuğa Türkçe öğretecek projesini açıkladı. AB, "3 milyar euro vereceğim ama" diye bahaneler üretirken, sınırlarını kapatırken Türkiye kendi reçetelerini hayata geçirebilecek kabiliyette. Yeter ki istensin...
Enver Bey ayrıca, Brooklyn Belediye Başkanı'nın bir teklifini de paylaştı. Sığınmacı kabul eden sınır illeri başta olmak üzere belediye başkanlarını New York'ta ağırlamak, ABD'deki belediye başkanları ile bir araya getirmek istediğini belirtti. Proje yine Suriyeli sığınmacılarla ilgili... "Yerelden Globale Mülteci Sorunu!"
Özetle... Dünyanın vicdanını sorgulamak, sığınmacılara çare bulmak için sadece Ankara'nın söylemi ile yetinemeyiz. İsmi büyük, icraata gelince küçük meslek örgütleri, üniversiteler artık bu dersi de geçmek zorunda... "Sığınmacılar!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- MHP ile konuşmak... (02.05.2024)
- İstihdam ve rekabet gücü için ortaklık (30.04.2024)
- İYİ Parti... Acil yoğun bakım! (28.04.2024)
- Siyasi mahalleler hareketli (27.04.2024)
- Görmesi netleşen Özel, açıkgöz CHP’liler... (25.04.2024)
- Makbule Atadan... ‘İnsanüstü Atatürk... Hakiki Atatürk’ (23.04.2024)
- Değişim, dönüşüm ve zamanın ilerisinde koşmak (20.04.2024)
- Erdoğan... Bir Liderlik Dersi! (18.04.2024)
- İran, İsrail... Madalyonun iki yüzü! (16.04.2024)
- Dönüm noktaları ve Devlet Bey... (13.04.2024)