AK Parti iç dinamikleri... Konuşmalar ve anlamı
22. Dönem TBMM Başkanı Sn. Bülent Arınç'ın, bir TV kanalındaki yorumları ile başlayan tartışma oldukça ibret verici... Neden? Çünkü kökü maziye uzanan, âtiye ilişkin beklentiler içeren, kırgınlıkla, ihmal edilmişlikle beslenen oldukça karmaşık bir tablo var da ondan. Sadeleştirerek gidecek olursak...
Kabul edelim ki AK Parti'de, görüş ve düşünce bağlamında her daim dinamik tartışmalar oldu. Lakin Gezi Olayları ile başlayan süreç, 17-25 Aralık siyasete müdahale girişiminin tanımlanmasına ilişkin aykırılıklar "derin kırılmalar" yarattı. Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonrası AK Parti Olağanüstü Kurultayı'na dönük hesaplar da fay hatlarının zayıf yanlarını gösterdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la yola çıkan ve özgül ağırlık taşıyan aktörlerden, tarihi kavşaklarda duraksayanlara rastlandı. Hepsinin kendilerince gerekçeleri mevcuttu. Lakin "büyük resim", "milletin algısı", "sandığın tercihleri" kişisel bütün faktörlerin önüne geçti.
Özellikle 7 Haziran Seçimleri'nin verdiği mesaj, büyük AK Parti yolculuğunda ara yollara sapanlar, üzgünler, yıpranmışlar ve hatta AK Parti'ye karşı konuşlananlar için "yeni bir dönemin habercisi" zannedildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun; AK Parti'yi "yeniden yapılandırma" veya "yeni merkez inşa" denemeleri de çeşitli heves ve planlamaları iştahlandırdı. Ve bütün bunlara rağmen, milletin Erdoğan'la kurduğu güçlü bağ ve Erdoğan'ın siyasi feraseti galip geldi.
Bu noktada, "Bülent Abi'ye" ayrı bir parantez açmak gerek. Bülent Bey'in "dürüstlüğü" kamuoyunun genel kabulü. Ancak... Siyasetteki tecrübesiyle ters orantılı gel-gitleri de malumun ilamı. Arınç'ın, bırakın siyasi arenada olup bitenleri, medyadan iş âlemine, magazinel figürlere kadar çok geniş bir yelpazede olup bitenleri ayrıntısıyla öğrenmeye, yer yer etkilemeye dönük nev-i şahsına münhasır yapısı da kişisel değerlendirmelerin bir parçası. Onun, "iç ses olmayı, vicdan muhasebesi yapmayı" esas alan duruşu ile siyasetteki konumlanma biçimi arasındaki ilişki de ihmal edilmemeli. Söz üstadı olmasını, krizli anları lehine çevirme becerisini söylemeye gerek bile yok. Bülent Abi konuştu mu, "AK Parti'nin bünyesine, AK Parti karşıtlarının beyanlarına, güncellenmiş ittifak arayışlarına ve onun iç dünyasındaki fırtınalara" birlikte bakılmalı. Bu son bölüm de mühim. Halihazırda AK Parti'de aktif siyaset yapamayanların "değersizleştirilmesi problemi" göz ardı edilmemeli. Bunun ötesindeki her türlü siyasal mühendisliğin nihai notunu verecek olan milletin kendisidir. Kim milletin adamı ise kazanan odur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- “Dermân arardım derdime, derdim bana dermân imiş” (25.05.2024)
- Hassas dengeler... (23.05.2024)
- Reisi neden öldü? (21.05.2024)
- Yeni dünyanın tehditleri karşısında Türkiye!.. (18.05.2024)
- At izi, it izi meselesi... (16.05.2024)
- 900 milyar liralık tasarruf hamlesi (14.05.2024)
- CHP... ‘Özel strateji’ Bu maya tutar mı? (11.05.2024)
- Siyasi iklim değişikliğinin arka plan oyuncuları! (09.05.2024)
- Osman Kavala ve diğerleri meselesi... (07.05.2024)
- Siyasette yankı odalarından çıkma zamanı... (04.05.2024)