Haydi yükseltin sesinizi!

Sultan Abdulaziz döneminin önemli siyasetçilerinden biri olan Keçecizade Fuat Paşa Yarı resmi bir toplantıda Fransa İmparatoru III. Napolyon'un tehditleri karşısında tarihi bir cevap vermişti.
Anlatılan odur ki İmparator, Keçecizade Fuat Paşa'ya, "Devletinizin ne kadar zayıfladığını bütün dünya biliyor." der. Bunun üzerine Paşa, imparatora cevaben "Haşmetmeab, siz, bendenize, başka bir devlet gösterebilir misiniz ki, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden devamlı tahribine direnebilmiş olsun! Evet, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden, Osmanlı'yı yıkamadık!"
Chp milletvekili Eren Erdem'in bir Rus televizyon kanalına verdiği röportajı duyunca aklıma bu anekdot geldi. Erdem, RT kanalına verdiği röportajda, DAEŞ teröristlerinin öldürücü kimyasal sarin gazı bileşenlerini Türkiye'den edindiğini iddia etti. Yani ülkemizin bir milletvekili Rusya'nın uluslararası alanda kullanması için bir malzeme verdi.
Peki, millet Eren Erdem'i "Türkiye aleyhinde çalış, başka ülkelere malzeme ver" diye mi vekil seçti? Hasmane tavırlar sergileyen bir ülkeye milletinin aleyhine olacak beyanatlar veren bir isim kendisini vekil olarak TBMM'ye gönderen bu halkın yüzüne nasıl bakacak? Kendisini seçenlere "Mesele Daeş, sarin gazı falan değil hala anlamadın mı? Hadi gel!" mi diyecek?
Aslında Eren Erdem'in bu ilk vukuatı değil. Erdem 4 yıl önce kişisel hesabından "Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı İran safında olurum" yazmıştı. O sözlerinin sonrasında da Chp Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından büyük bir özenle milletvekili adayı gösterildi. Yani Kılıçdaroğlu'nun böyle bir geçmişi olmasına rağmen aday gösterdiği Erdem'e tavır koymasını beklemek saflık gibi görünüyor.
Böyle bir ortamda Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar'ın o sözleri daha bir anlam kazanıyor. Ne dedi Aziz Sancar, "Benim zamanımda herkes vatanını severdi. Şimdi ben "Vatanımı seviyorum" deyince "Bu adam kahraman" diyorlar. Bu beni üzüyor. Vatanını sevmek normal bir şey. Neden kahramanlık olsun ki?"
Maalesef sayın Sancar, milletin vekili olup millet aleyhinde çalışanların sesi böyle gür çıkarken sırf vatanını sevmek ve bunu dile getirmek bile kahramanlık olarak nitelenebiliyor. O nedenle vatanını sevenlerin ayağa kalkıp daha gür sesle konuşmaları gerekiyor. Sahte kahramanlara, bu ülkeyi içeriden ve dışarıdan tahrip etmeye çalışanlara inat sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Yapmamız gereken sadece bu. Öyleyse haydi yükseltin sesinizi!

Mesajlarınızı #vatanimiseviyorum hashtag'iyle Twitter'dan ve Facebook'tan yazın yayınlayalım.