MELİH ALTINOK

Birkaç gündür güçlü sinyaller geliyordu. PKK dün nihayet "tarihi öneme sahip kararlar" aldığını açıkladı.
Örgüt kararların ayrıntılarını "çok yakın zamanda" kamuoyuyla paylaşacaklarını, ancak sonucun "Öcalan'ın çağrısı temelinde" şekillendiğini duyurdu.
PKK'nın ardından DEM Parti de "Elli yıllık çatışma döneminden barış ufkuna yaklaşan bir adım" değerlendirmesi yaptı.
"Ortadoğu'ya umut, dünyaya ilham olsun" dedikleri süreç için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e teşekkür etti.
Ne yalan söyleyeyim, sürecin bu kadar hızlı ilerleyeceğini, Bahçeli'nin çağrısının birkaç ayda somut bir sonuç vereceğini tahmin etmiyordum.
Yoğurdu üfleyerek yiyordum; çünkü ilk çözüm sürecinde sütten ağzımız yanmıştı.
Ama iyi niyetli hiçbir çaba boşa gitmiyormuş. O günler çözüm için büyük bir siyasi risk alan Erdoğan yalnız bırakılmıştı. Muhalefetin tüm unsurları, hatta zamanın DEM'i bile Erdoğan'ın yerli projesinin karşısındaydı. Sonuç alınamamıştı.
Ne var ki görüldüğü kadarıyla, bu deneyimden çıkarılan dersler, son sürecin hızla sonuca erdirilmesinde etkili oldu.
Devlet aygıtı da daha hızlı ve organize hareket etti. İbrahim Kalın ve Sırrı Süreyya Önder gibi çelişkilere değil uzlaşılara odaklanan aktörlerin ön planda olması da büyük avantajdı.
Evet, çok zaman kaybettik ama geç olsun güç olmasın demişler. Zamanla tüm aktörlerin doğru yolun bu olduğunu kabul etmesi umut verici.
Yol kazası, provokasyon elbette olabilir. Ama parlamentodaki tüm partilerin çözüme dair vardıkları asgari mutabakat zemini hepsini boşa çıkarmaya yeter.
Okyanus ötesinde Trump'ın en az dört yıl daha görevde olacağından hiç bahsetmiyorum bile.

***

NASIRDAN ÇEKMEDİ CHP MEDYASINDAN ÇEKTİĞİ KADAR...
Saraçhane bülbüllerinin "Düdü" lakabını taktığı Özgür Özel geçtiğimiz akşam da kendisinden "Armut gibi geziyor" şeklinde bahsedilen Sözcü TV'deydi.
Özel röportajında, "Armut" ifadesini kullanan Yılmaz Özdil'e ve kanala tepkisini dile getirdi. Ancak "Çelik yelek var mı içinizde?" şeklindeki soruyu da şöyle cevapladı:
"Yok canım. Hayatımda hiç olmadı. Çelik yelek nasıl bir şey bilmiyorum. İçimde atlet bile yok."
Özgür Özel, sevgili annesi dışında kimsenin merak etmeyeceği atlet ayrıntısına niye girdi bilmiyorum. Ama Özdil'e "Ben demedim mi işte" deme fırsatı verdi.
Bu arada Özgür Bey, saldırı sonrası kendisine yönelik en ağır hakaretlerin "yandaş" diyerek boykota çağırdığı medyadan değil, CHP'li gazetecilerden gelmesi konusunda ne düşünüyor?
"İyi ki boykot tutmadı" diyor mu mesela?

***

PARA İÇİN YAPIYORSUN DEMEDİK Kİ
Microsoft'un kurucu ortağı ve Gates Vakfı kurucu başkanı Bill Gates, 2045 yılında başında bulunduğu vakfı tamamen kapatacağını duyurdu.
Yakınlarına servetinin sadece yüzde birini bırakacakmış. Bonkörlüğünün sebebi, dünya nüfusunu azaltmaya çalıştığı yönündeki "komplo teorilerini" boşa çıkarmakmış.
Gates, giderayak fonlarına devlet yardımını kestiği için Elon Musk'a "çocuk katili" iması yapıyor. Ne var ki Gates'in motivasyonunun para olduğunu kimse söylemiyordu.
Uğraştığı işler, para için yapılacak işler değil ki!

***

YANLIŞ YANLIŞTIR
Geçtiğimiz gün Cumhuriyet gazetesinin "Özgür Özel'e saldırı sonrası Erdoğan'dan açıklama: 'Yaşananlardan umarım ders alır'" başlıklı haberini eleştirmiştim.
Çünkü haberde Erdoğan'ın "Yaşananlardan umarım ders alırlar" diyerek Özel'e değil, saldırının faillerine seslendiği bilgisi yer alıyordu.
Faruk Bildirici dün Cumhuriyet'in haberine Türkiye'yi kaynak gösterdiğini söyledi.
Evet, Cumhuriyet haberin sonunda "Türkiye gazetesinin manşetine de giren haberde..." ifadesini kullanmış. İnternet reklamının altında kaldığı için gözümden kaçmış.
Ancak bu bir kaynak gösterme değil, teyit. Haberlerini desteklemek için Türkiye'yi şahit gösteriyorlarmış gibi.
Sonuç değişmiyor. Türkiye'nin ve Cumhuriyet'in sebepleri farklı olsa da sorunlu bir haber.