MELİH ALTINOK

A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın ABD ile oynadığı karşılaşmanın canlı yayınında ekranlara gelen bir kadının görüntüsü sosyal medyada elden ele yayıldı.
Hadi, hormonlarının kontrolündeki ergenlerin bir kadının derin dekoltesine takılmasını anlarız. Ancak medyanın kart horozlarının, koca koca siyasetçilerin ağızlarından akan sular eşliğinde yaptığı yorumlara ne buyurulur?
Günlerce kahkahalar eşliğinde, habersiz şekilde çekilmiş görüntüleri üzerinden bir kadını lime lime ettiler. Kocasını da işin içine katıp insanları teşhir ettiler.



Yozdil gibi geçkin ergenlerin bir motivasyonu da görüntülerin TRT'de yayınlanmasıydı.
Zira TRT tartışmalar büyünce, "Canlı yayında ekranlara istenmeyen bir görüntü gelmiştir. Biz ve maçı yayınlayan tüm yayın mecraları, ABD'li yayın kuruluşunun ilettiği bu görüntüleri müdahale imkânı olmaksızın ekrana yansıtmıştır" şeklinde bir açıklama yaptı.
Hiçbir şey demeseler, konu uzadıkça tatmin olan hırbo grubu daha mı az tahrik olurdu bilemiyorum ama açıklama sonrasında şöyle yorumlar yaptılar:
"Kadın bedenine saygısızlık", "TRT'den memeye tahammülsüzlük", "Hani nerede özgürlük", "Taliban zihniyeti!"
Belli ki kadının teşhirci olduğunu düşünüyorlardı.
Derken günlerdir kolektif tacize uğrayan kadının avukatı, "Saldırganlar, müvekkile çok sayıda cinsel ve hakaret içerikli mesajlar atmış, büyük hesaplar tarafından paylaşılan gönderilerin altında adeta fantezilerini anlatmaya başlamışlardır" diyerek yargıya başvurmasın mı?
Görüntülerle ilgili yayın yasağı kararı çıktı. Şimdi kadına da mı Talibancı diyecekler?
Evet, düşen libidonun ağza vurduğunu biliyoruz da bu toplu taciz olayında feministleri, kadın derneklerini erilleştiren, sessizliğe gömen ne onu anlamadık.

***

İSRAİL, BOKO HARAM'LA BİRLİKTE KARA LİSTEDE
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail'in Washington'daki askeri ataşesi Tümgeneral Hedi Silberman'a, DEAŞ, El Kaide ve Boko Haram gibi terör örgütlerinin yanı sıra İsrail'i de "çatışma bölgelerindeki çocuklara zarar veren ülke ve örgütlerin" yer aldığı kara listeye dâhil etmeye karar verdiğini açıkladı.



Gazze'de her 10 dakikada bir çocuk öldüren veya yaralayan İsrail ordusu, gelecek hafta yayınlanacak kara listede yer alacak. Ne kadar işe yarar bilmiyorum ama onca tehdidi göğüsleyip kararın çıkartılması için şahsi çaba harcayan Guterres'i tebrik ediyoruz.

***

'ZUCKERBERG DE ALDIYDI AMA...'
Pandemide moda olan Metaverse balonu patladı. Sanal evrende arsa alarak köşeyi dönmeyi düşünenlerin 50 milyar doları buhar oldu. Mark Zuckerberg'den sonra en çok parayı Türklerin (1 milyar dolar) kaybettiği söyleniyor.

***

AMAZON YERLİLERİNDEN NE İSTEDİN MUSK?
Elon Musk'ın Starlink uyduları, bundan 9 ay önce Amazon Ormanları'nın derinliklerinde yaşayan 2 bin kişilik Marubo kabilesine interneti ulaştırdı.
Ne var ki kültürünü yüzyıllardır koruyan kabilenin yetişkinleri bu hizmetten dertli. İnternete erişim sağlanmasıyla beraber gençlerin farklı alışkanlıklar edindiğini söylüyorlar.
Starlink'in halkına ulaştırılmasında etkili olan 40 yaşındaki Marubo lideri Enoque Marubo, New York Times'a verdiği röportajda, en büyük sorunun insanların telefonlarına takılıp kaldıkları için avlanıp yiyecek yetiştirmemeleri olduğunu söylüyor:




"Köyde avlanmaz, balık tutmaz ve bitki yetiştirmezseniz yemek yiyemezsiniz. Bu yüzden internet kullanımına sınır getirdik. Sabahları yalnızca günde 2 saat."
Marubo derneklerinin başkanlarından Alfredo ise en çok gençler arasında yaygınlaşan pornografiden rahatsız olduğunu, genç erkeklerin grup sohbetlerinde "müstehcen" videolar paylaştıklarını, bunun "toplum içinde öpüşmeyi hoş karşılamayan bir kültür" için çarpıcı bir gelişme olduğunu, genç erkeklerde daha saldırgan cinsel davranışlar gözlemlediklerini anlatıyor.
Gelin görün ki zehri aldılar bir kere, artık internetsiz yapamayacaklarını da sözlerine ekliyorlar.
Musk bir röportajında Twitter'ın San Francisco'daki zombi kültürünü dünyaya yaymasından korktuğundan ve platformu bunu engellemek için satın aldığından bahsetmişti.
Acaba korktuğu senaryoya dair Yağmur Ormanları'nın derinliklerinde aldığı sonuçlar üzerinde ne düşünüyor?