MELİH ALTINOK

ABD Hava Kuvvetleri'nde aktif görevde olan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, pazartesi saat 13.00'te İsrail'in Washington Büyükelçiliği önüne geldi.
Genç asker yürürken çektiği videoda son derece soğukkanlı ve kendinden emin bir şekilde şunları söylüyordu:
"Artık soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim. Şimdi oldukça şiddetli bir protesto düzenleyeceğim ancak Filistinlilerin işgalcilerin elinde yaşadıkları karşısında benim eylemim çok da büyük bir şey değil."



Bundan sonrasını da edebi cümlelerle anlatmak haksızlık olur; hem Aaron'a hem de gerçeğe.
Zira meğer Aaron'un "Şiddetli ancak Filistinlilerin yaşadıkları karşısında büyük bir şey değil" dediği kendini yakmakmış.
Yıllardır objektiflik masalının ekmeğini yiyen New York Times, Washington Post, CNN, Fox ve hatta Associated Press, genç askerin nefesi kesilene kadar "Filistin'e özgürlük" diye bağırması gibi "ayrıntıları" görmezden geldiler ama nafile...
Aaron insanlık tarihine geçti. Tabii ki, yerde cayır cayır yanan bir insana yardım etmek yerine silah çeken o alçak elçilik polisi de.

***

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ İSTANBUL'DA NE KADAR OY ALIR?
Kandil'den gelen "İttifak yapın" talimatı ve Başak Demirtaş'ın İBB başkan adaylığının DEM'den veto yemesi herkesin aklına aynı senaryoyu getirmişti.
Göstermelik bir adayla yarışa girecekler ve böylece İmamoğlu ile DEM'in adının beraber anılmasına engel olacaklardı.
Akla yatkın, Türkiye'deki "hayatın doğal akışıyla" çelişmeyen bir mantık. Kimseyi düşündü diye suçlayamazsınız değil mi?
Zira bugüne kadar Kandil'in seçim stratejilerine harfiyen uydukları için Öcalan tarafından bile "Sizin hiç mi siyasi iradeniz yok" diye açıkça eleştirilen bir partiden bahsediyoruz.
İstanbul'un bazı ilçelerinde de "kent uzlaşısı" adını verdikleri bir formülle CHP'yle ittifak yapacaklarını kendileri açıkladılar.
Başak Demirtaş'ın, sağdan soldan tüm kamuoyu araştırmacıları tarafından DEM'in oyunu patlatacak aday olarak ölçüldüğünü de hatırlatalım.
Ne var ki adaylığının ilan edildiği günlerde de yazdım; Meral Danış Beştaş, yüzde 15'leri aşacağı tahmin edilen Başak Demirtaş'tan sonra DEM için akla gelecek ikinci isim.



Partinin Meclis'teki grubunun en popüler ve etkili ismi. Girdiği polemiklerde tek bir kez geri adım attığına şahit olmadık. Özgüvenli bir siyasetçi.
Tavşan aday olacak silik bir profilden bahsetmiyoruz.
İBB adayı olduktan sonra yaptığı açıklamalarda da çok iddialı.
İmamoğlu'nun lehine son dakika yarıştan çekileceğine dair iddialar bir yana, kendisi hakkında yapılan "tavşan" aday yorumlarına sadece güldüğünü anlatıyor.
Dün gazeteci Cansu Çamlıbel'e verdiği röportajda şunları söylüyordu:
"Bu söylemler benim emeğime, verdiğim mücadeleye büyük bir saygısızlık. Ben 2009'dan beri bu partinin yönetimindeyim. Bütün Türkiye bilir beni. Buraya herhalde öylesine gelip, yan gelip yatmak için aday olmadım. İstediği sözü söyleyemeyecek, sözünü partisine anlatamayacak, köşede duracak biri değilim. Zaten bu lafları söyleyenler de benim öylesine aday yapılmadığımı gayet iyi biliyorlar. Siyasi çatışmada araçsallaştırılmaktan rahatsızım, yoksa bizi tartışanların hepsi iddiamızın ne kadar yüksek olduğunu biliyor."
Şu an için Beştaş'ın söylediklerine inanmamız için somut bir neden var mı?
Bakalım izleyip göreceğiz.
31 Mart'a da bir şey kalmadı. İstanbul'da DEM'in oylarını düşürecek mi yoksa söylediği gibi "sıradan bir isim" olmadığını kanıtlayıp oyları tavan mı yaptıracak?

***

İSVEÇ ÜYELİĞİ ALDI KAPILARI KAPATTI
NATO üyeliğini garantileyen İsveç, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Ukrayna'ya yeni asker gönderilmesi teklifini nazik bir dille reddetti.



İsveç'in Başbakanı Ulf Kristersson, Fransa'nın Ukrayna'ya yardım etme isteğine saygı duyduğunu belirterek İsveç'in kendi yolunu izlemeye devam edeceğini söyledi ve "Ukrayna tarafından da bu yönde bir talep yok. Kiev'e kaynak, malzeme ve para göndermekle meşgulüz, bu tamamen yeni bir şey" ifadelerini kullandı.
Akıllıca bir tavır.

***

REZİLLİK
İnternet üzerinden yayın yapan bir futbol kanalında hakemin biri hakkında yapılan yorumlara denk geldim.
Adama ana avrat sövüyorlar.
Gayet doğalmış gibi, beraberce ittifak halinde.
Yayını durdursanız, ceza verseniz ne olur?
O hakem şimdi ne yapsın?