MELİH ALTINOK

90'ların karanlık askeri vesayet döneminde hızla yükselen sivil Erdoğan'ı durdurmak için çözümü yargı eliyle haklarını kısıtlatmakta buldular.
Fütursuzdular...
Şimdi T24'te solculara demokrat abi pozlarında güzergâh çizen Ertuğrul Özkök, operasyonu, yasaklı İBB Başkanı Erdoğan için attığı "Muhtar bile olamaz" başlığıyla bir adım ileri taşıyordu.
Halk, toplum mühendisliği planlarını ellerinde patlattı.
Erdoğan önce Başbakan seçildi, ardından da 2014 yılında Cumhurbaşkanı... Özkök'ün patronu Aydın Doğan da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resepsiyonlarda "Muhtar bile olamaz" dedikleri Erdoğan'ın elini sıkmak için sıraya girdi. Ama çoğu zaman muhtarlardan kendisine sıra gelmedi.

***

Ardından Erdoğan yüzde 40'lık kemik oyuyla bile kendisine rahat rahat başbakan olma imkânı tanıyan hükümet modelini elinin tersiyle itti. Hedef büyüttü. Meclis'in değil bizzat halkın seçtiği cumhurbaşkanının, yürütmenin doğrudan başında olacağı hükümet modelinde ısrar etti. En yakınındakiler bile konforunu bozup siyaseten bu riski almaması gerektiğini söylüyorlardı.




28 Şubat günlerinde "Muhtar bile olamaz" diyenler de bu kez Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanı'na hitaben söylediği "Seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız" yemininin peşine takıldılar.
Çukur süreci, Ankara'da, İstanbul'da patlayan bombalar ve derken 15 Temmuz askeri darbe girişimi, Erdoğan'ı durdurmak, başkan yaptırmamak için ant içenlerin bağlantılarının ne kadar ileri gidebileceklerinin kanıtıydı.
Erdoğan aldırmadı bile. Projesini 2017 referandumuyla halkın oyuna sundu. Yüzde 52 aldı. 2018 yılında da yeni dönemin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 1. Cumhurbaşkanı olarak görevine başladı.

***

Erdoğan geçtiğimiz gün Samsun'da yaptığı konuşmada da "2023'te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekle..." ifadesiyle 2. ve son kez Cumhurbaşkanı adayı olacağını hatırlattı. Yeni döneminde süreci kurumsallaştırmak için seçmenden daha güçlü bir destek istedi.
Bence seçim stratejisinde karşılığı olan, gayet pozitif, seçmeni motive edecek bir çıkış.
Zaten seçmen, icraatıyla, ilkleriyle, devrimleriyle hangi pozisyonda olursa olsun siyasetin asli aktörü olmaya fazlasıyla yetecek kadar iz bırakan bir siyasiyi kendi istese de bırakmaz.
Düne kadar, "Erdoğan 2023'te seçim yapmayabilir" saçmalıklarına sarılan muhalefetin Erdoğan'ın bu sözlerini "2023'te de aday olamaz" diye karşılamasıysa şüphesiz hem ahlaken hem de siyaseten garabet.
Zira Anayasa ortada. Hukuki bir tartışma yok. Başka sorunları olan Türkiye'nin de sivil siyaseti zehirleyen yeni 367 arayışlara karnı tok.
50 yıldır siyasette olan Erdoğan'ı yarışa sokmamaya çalışmanın dertlerine derman olmadığını anlamamakta ısrarcılar.
Tabii işleri de zor.
Bir yanda yokluğu hayal bile edilemeyen bir lider, karşısında ise "son kez" dese taraftarlarının herkesten önce "amin" diyeceği 6 lider.
Su koyuvermeyip de ne yapacaklar?