MAHMUT ÖVÜR

CHP ile İyi Parti arasında başlayan HDP çatlağı, yeni çatlaklara mı yol açar yoksa liderler bir araya gelip çatlağın üstünü mü örterler henüz belli değil. Daha önemlisi, yeni çatlaklardan korkuluyor. Korkuluyor çünkü 6'lı masanın tek çatlak alanı HDP değil. Daha büyük kriz alanları da var. Mesela ABD-Türkiye ilişkileri ve onun bir devamı olarak FETÖ meselesi masanın önünde bir handikap olarak duruyor.
Gerçi bir bütün olarak 6'lı masayı oluşturan partilerin hiçbirinin ABD gibi bir derdi yok. ABD'nin Yunanistan'ı Türkiye'yi tehdit eden üslerle donatması ve Türkiye'ye karşı kışkırtması, 6'lı masanın hiç umurunda değil. Aralarında memnuniyet duyanlar bile var.
Hatta bazı CHP'li aktörler daha ileri gidip, Yunanistan'ın değil Türkiye'nin hatalı olduğunu söylüyor. Benzer bir yaklaşımı ABD'nin Suriye siyasetinde de görüyoruz. Bugüne kadar 6'lı masa, ABD'nin PKKYPG'ye milyonlarca dolar destek vermesini, binlerce TIR silah göndermesini hiç gündem yapmadı. İçlerinden hiçbiri çıkıp da, "Ey ABD, sen neden teröre destek veriyorsun" demedi. Hatta HDP'yi ürkütecek korkusuyla o konu açıldığında hemen devreye iktidarın Suriye siyaseti sokuldu ve üstü örtüldü.
6'lı masanın FETÖ'ye bakışı da ABD'ye bakışıyla paralel ve çok daha pervasız. Hiçbiri FETÖ'ye karşı siyasi mücadeleyi gündemine almış değil, tam tersi hepsi ortaklaşa KHK'lılara sahip çıkarak FETÖ'ye selam yolluyor.
6'lı masanın bu noktaya gelmesinde hiç kuşkusuz en büyük pay sahibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Ama diğerlerinin katkısı da ondan az değil. Akşener'in İyi Parti'yi bir proje olarak nasıl oluşturduğunu bizzat kendi yol arkadaşları anlattı. Koray Aydın, ilk gezilerde Akşener'in yanında hep cemaatçilerin yani FETÖ'cülerin olduğunu açık açık söyledi. Aynı şekilde İyi Parti içinde Akşener'in "veliahtı" olduğu söylenen İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun FETÖ'yle ilişkili olduğunu da yine partinin kurucularından Ümit Özdağ seslendirdi.
Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin o masaya, AK Parti'yi tırtıklamak için eklendikleri ve en azından KHK'lılar konusunda çok da farklı düşünmedikleri biliniyor
Şimdi buraya bir nokta koyup 6'lı masanın bir başka sırrına geçelim. 6'lı masada neden olduğu pek bilinmeyen ama sesi hepsinden daha gür çıkan bir isim var: DP Genel Başkanı Gültekin Uysal. Son anketlerde eski oyunun bile altına düşerek yüzde 0.1'lerde dolaşan Uysal'ın bu gücü nereden aldığı merak ediliyor. Zaman zaman masaya ayar veren, sonradan gelen DEVA ve Gelecek partilerine rol biçen, hatta adayın nasıl olacağını tarif eden bir rolü var. Gücünün oyundan gelmediği çok açık.
Peki nereden geliyor?
Ankara kulislerini dolaşınca karşılaştığım eski Demokrat Partili gençlerin söylediklerini duyunca donup kaldım ve inanamadım. Onlara göre, Uysal'ın öğrencilik yıllarına uzanan bir ilişkiler ağı var ve 6'lı masada olmasının sırrı da burada yatıyor.
Uysal, lisans eğitimini ABD'nin Houston Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında yapmış. O yıllarda aynı ağırlıkta mıydı bilmiyorum ama Houston, belki de Pensilvanya'dan sonra FETÖ'nün en güçlü olduğu merkezlerden biri. DP'li gençlerin iddiası şu: FETÖ elebaşı Gülen, ABD'ye gittiğinde Houston'da bir evde kaldı. O ev Uysal'ın evi miydi?
Bunun doğrusunu elbette Uysal biliyor. Doğruysa masa bu yükü nasıl taşır merak ediyorum.