Türkiye İttifakı
Bir anlamda daha önce söylediği "kızgın demiri soğutma" yaklaşımının devamı niteliğinde.
Böylece Başkan Erdoğan, uzun zamandır genel siyasette sağlanamayan konsensüsün asgari müştereklerini ortaya koyan bir kavramlaştırma yapıyor. Bununla da partiler arası ittifaktan çok, ülke siyasetinin ortak ilkeler üzerinde buluşmasını arzu ediyor.
Bu yaklaşımı, klasik darbe dönemlerinde devreye sokulan "milli mutabakat hükümeti" modelleriyle karıştırmamak gerekiyor. Burada söz konusu olan partilerin, ister tek başına ister ittifak kurarak kendi kimliklerini koruyarak, "milli sorunlarda ve terör konusunda" ortak tavır almaları ve asgari müştereklerde buluşmalarını sağlamak.
Ortaklaşmanın en kritik noktası ise siyaset-terör ilişkisidir. Geçmişte marjinal partiler düzeyinde kalan şiddeti görmezlikten gelme tutumu, günümüzde artık merkez siyasete taşınmış ve tehlikeli bir hal almıştır.
Bu gerçeği en net içimde, darbe yapan FETÖ ve Türkiye'ye karşı açık savaş ilan eden PKK ve bileşenleri karşısında merkez siyaset zemininde yer alan muhalefetin ilkeli tutum alamamasında görüyoruz. Muhalefet düne kadar da bu tutumunu sürdürdü.
Türkiye İttifakı bunu zorlayan bir süreci başlatıyor.
Kolay görünmüyor ama muhalefetin de şeffaf olmayan, gizli kapaklı bu ilişkiyi sürdürmesi zorlaşıyor. Artık toplumda infial yaratan siyaset-terör ilişkisi ve kapıya dayanan milli sorunlar karşısında muhalefetin net bir tavır alması gerekiyor. Cumhur İttifakı'nın da şiddetin devreden çıkmasına paralel yeni bir siyaset diline ihtiyacı var.
Bu yüzden de Türkiye İttifakı tezinin iyi anlaşılması ve iyi anlatılması gerekiyor.
Henüz netleşmemiş bu tezle ilgili Cumhurbaşkanlığı çevresinde yapılan ilk çalışmalar bize bazı ipuçları veriyor. Şöyle özetleyebiliriz:
Dünle bugünün sentezi olan bu ilkelerde buluşmak ittifakları ortadan kaldırmayacağı gibi şiddete karşı ortak tavır alınması, hem sivil siyaseti güçlendirecek hem de o çok şikayet edilen kutuplaşmayı ortadan kaldıracak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kılıçdaroğlu’nun görmek istemediği (07.05.2024)
- ‘Muhalefete tuzak’ oyunu (06.05.2024)
- Bir Yahudi’nin ‘One minute’u (05.05.2024)
- CHP’nin kurdu yine CHP (04.05.2024)
- İmamoğlu, İsrail ve ‘sol’ CHP (02.05.2024)
- DEM kimin DEM’i? (30.04.2024)
- 68’lilerin torunları sarsıyor (29.04.2024)
- Akşener ve ‘mıntıka temizliği’ (28.04.2024)
- Özgür Özel’e iki koldan saldırı (27.04.2024)
- Postmodern Altılı Masa (25.04.2024)