Yeni bir küresel düzenin hayli ağır bir küresel ekonomi-politikbelirsizlik ve atmosfer içinde kurulma sancılarına şahit olduğumuz bir dönemde, hepimiz '2050Türkiyesi'ne; 2050'de dünya ekonomisinde ilk 10 arasında yer almaya odaklanmış, 2050'de GSYH'sını 5trilyon doların, ihracatını 750 milyardoların üzerine taşımış bir ekonomi olmaya odaklanmış durumdayız. İfade etmiş olduğum bu hedefler, bölgemizdeki birinci ve ikinci kuşak ülkelerin küresel sistemde hamiliğini üstlenmek, Avrasya'da topyekun bir kalkınmaya liderlik etmek, küresel tedarik zincirinde 'güvenilir liman ülke' olarak küresel üretim ve lojistik merkezi haline gelmek anlamlarını da taşımakta. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde, kıtaları birbirine bağlayan mega projelerle, ulaştırmada, enerjide, tedarik zincirinde 'merkez üs' konumumuzu her geçen gün perçinliyor iske, önde gelen ekonomilerin ilgisine aralıksız mahzar olmak şaşırtıcı olmasa gerek.
Mevcut uluslararası sisteme güvenadeta çökerken, uluslararası sisteminataleti, adaletsizliği, eşitsizliği, hukuksuzluğu,çifte standardı derinleşir; dünyanınönde gelen ülkeleri uluslararasıdeğerlerin bir bir erozyonuna adetaseyirci kalırken, dünya siyaseti ve dünyaekonomisinde belirsizliğin ve karmaşanın,hatta kimi boyutları ile 'kaos' benzeribir ortamın yayılışına seyirci olmamızçok mu şaşırtıcı? İşte, tam da bunoktada, Türk reel sektörünün küreselrekabetteki konumu için ne yapıyoruz;reel sektörümüz ve ihracatçılarımıziçin enerji maliyetleri, hammaddeve ara mamul maliyetleri, yeşil dönüşümve dijital dönüşüm maliyetleri vetüm bu alanlardaki hamleler için elzemolan finansman maliyetleri için ne yapıyoruz,ne yapmalıyız, sabah akşam enfazla zihin yormamız gereken bir döneminiçerisinden geçiyoruz. Reel sektörümüzün,ticaret savaşlarının hız kazandığıbir dönemde, küresel rekabettekikabiliyetlerini güçlendirmek için hepimizdengelecek önerilere ve çözümlereihtiyacı var.
Unutmayalım, Türk reel sektörüne küresel rekabette önemli atılımlar sağlayacak, önemli fırsatları değerlendirmesine olanak sağlayacak en önemli unsurlardan birisi 'siyasi irade'dir. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde, Türk reel sektörü yüz yılı aşan Cumhuriyetimizin ekonomi tarihi açısından, en güçlü siyasi iradeyi arkasında hissettiği, cesaretlendiği, dünyanın en uzak coğrafyalarına kadar Türkiye'nin ihracat bayrağını taşıdığı büyük hamleleri ortaya koymaktadır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında o dönemin siyasetçileri kendi uçağını, kendi mühimmatını, kendi silahını, kendi otomobilini yapabilen müteşebbislerimizin tümünü hüsrana uğratan bir 'siyasiirade' eksikliği göstermiş; ne acıdır ki, Türkiye'nin kaderini değiştirecek büyük hamleler için her şeyi gözü almış kahramanlarımızın kıymeti, ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu güçlü siyasi irade ile yeni bir hikaye yazmakta olan 'Yeni Türkiye' ile anlaşılabilirmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 'Türkiye Yüzyılı Vizyonu' ile, 2050'nin Türkiyesi'ni dünya jeopolitiğinde, küresel ekonomi-politik sistemde en güçlü 'oyun kurucu' ülkeler arasında kalıcı olarak yer alan bir konuma taşımak üzere var gücümüzle zihin yoruyoruz; reel sektörümüzün tümünde bu anlayış ve kararlılığın devam etmesi adına, hiç durmadan ufku, Türkiye'nin hedeflerini, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu siyasi iradenin paha biçilmezliğini aralıksız anlatıyoruz. Bu nedenle, önümüzdeki 25 yıl için öncelikli gündemimiz 'Türk Reel Sektörünün küresel rekabetteki beceri ve konumunu nasıl güçlendirebiliriz?'
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.