2020 enflasyonu için ‘hassas yönetim’
2019'un içinde bulunduğumuz son ayında, daha önce yüzde 0.72 düzeyinde olan aralık ayı ortalama enflasyon oranı beklentisi, ekonomistlerce yüzde 0.59 olarak aşağı doğru revize edilirken, 2019 sonu için yüzde 12.18 olan enflasyon beklentisi ortalaması da 11.62'ye çekildi. Ekonomistler 2020 enflasyonunda, 2019'a göre 1.5 puanlık bir gerileme beklemekteler. Gerileme beklentisinin sınırlı olması, toparlanan ve büyüme performansı hızlanan bir ekonomide, 2019'un şubat ayında yüzde 0,16, haziran ayında yüzde 0,03, kasım ayında ise yüzde 0,38'lik enflasyon değerlerinin altında kalacak bir fiyatlandırma disiplininin yakalanıp yakalanamayacağına dair öngörü eksikliğinden kaynaklanıyor.
Bu nedenle, 2020'nin ilk çeyreği bittiğinde ve 2019'un yüzde 2,27'lik çeyrek dönem enflasyonun altında kalındığında, ekonomistlerin enflasyon öngörüleri bir kademe daha iyileşecek. Bu noktada, TCMB Para Politikası Kurulu, yılı yüzde 11,62 düzeyinde kapatması beklenen manşet enflasyonun, TCMB uzmanlarının öngörüleri doğrultusunda, enflasyonun 2020'de yüzde 10 ve altına çekileceği beklentisini gündemlerine alırsa; bu durumda, yüzde 14 düzeyindeki para politikası faiz oranı için yarınki toplantıda, 0,75 ile 1,25 puan arasında bir faiz indirimi adımı atabilir.
Ekonomistler ise yüzde 1,5 ile 2 arası bir faiz indirimi beklentisi içindeler. Ben ise, yarınki toplantıdan başlayarak, 2020'nin ilk yarısında 25 baz puan ve katları üzerinden 'hassas' bir yönetim sergileneceğini öngörüyorum.. Nitekim, TCMB'nin, geçen yılın aksine, 6 haftada bir yerine, 'her ay' Para Politikası Kurulu toplantıları isabetli bir adım. Bu nedenle, manşet enflasyondaki aşağı trend sürdükçe, TCMB de ilk 6 ayda 'reel faiz' marjını 'ince ayar' yönetmeyi tercih edebilir. Bu sayede, döviz kurlarındaki istikrarın devam etmesi, enflasyonla mücadeleye de fazladan katkı sağlayacaktır. 2020'nin 2. yarısında enflasyondaki gerilemenin hızlanması ise TCMB'nin elini daha da rahatlatacak. TCMB'nin mesajlarını doğru okumaya özen gösterelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu (26.04.2024)
- Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ (24.04.2024)
- 2024’ün beş küresel riski (22.04.2024)
- Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar (19.04.2024)
- Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu (17.04.2024)
- Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 (15.04.2024)
- Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi (10.04.2024)
- Küresel enflasyonun değişen anatomisi (08.04.2024)
- Türkiye’nin özü ‘ilerleme’ ve ‘kalkınma’dır (05.04.2024)
- İnovasyonda 6. Dalga ve Gelecek (03.04.2024)