Batı ve Kuzey Avrupa ile Kuzey Amerika'dan oluşan 'Atlantik' veya batı ittifakı, 1750 Sanayi Devrimi'nden itibaren, sömürgeciliğin getirdiği 'haksız', 'adaletsiz' imkânları, kölelik gibi 'insanlık dışı' mekanizmaları kullanarak, dünya ekonomisi ve siyasetinde 'asimetrik' bir ekonomi-politik düzen oluşturdular. Söz konusuasimetrik düzen, batılıülkelere uluslararası ticaretve pazarlama kanallarında'asimetrik' avantaj sağlayanbir ekonomik gücü,'asimetrik' bir askeri-politikgücü ve 'asimetrik' bir enformasyongücünü, yani 'asimetrik'bir medya ve istihbaratgücünü sahada kullanmalarıimkânı veriyordu. Bu 'asimetrik düzen'i etkin kullanarak, 1860'tan 1990'ların başlarına kadar, dünya ekonomisinin yüzde 60'ından fazlasına hâkim olarak bugünlere geldiler. Ayrıca, 2. DünyaSavaşı'nın sonlanması ile ABD'nin öncülüğünde,BM, IMF, Dünya Bankası, NATOgibi kuruluşlara dayalı yeni küresel ekonomi-politik yapı oluşturulurken, Rusya veÇin'i de bu 'asimetrik düzen'e davet ederek,BM Güvenlik Konseyi'nde 5 ülkeye 'daimi üyelik' ve 'veto' yetkisi oluşturdular.
Ancak, Asya ekonomilerinden başlayarak, gelişmekte olan ekonomilerin teknoloji üretme becerilerinin yükselişe geçmesi ve dünya mal ve hizmet üretiminde ağırlıklarının artmasıyla, batılı ülkelerin hâkim olduğu 'asimetrik düzen' 1990'lı yılların sonlarından itibaren zorlanmaya başladı. İnternet ve bilgi teknolojilerininsağladığı küresel imkânlar,gelişmekte olan ülkelerin enformasyongücüne de önemli katkı sağladı.
'Asimetrik düzen'in ilk aldığı darbe, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nden Irak operasyonu için beklediği meşruiyeti alamamasıydı. Bu arada, 25 yıl içinde, 'Atlantik' ittifakının dünya ekonomisindeki ağırlığı da yüzde 12 gerileyerek, yüzde 40'ın altına geldi. 2000'li yıllarlabirlikte, 'asimetrik düzen'de kendilerine 'özel' imkân 'lütfedilmiş' olan Rusyave Çin ise, bir yandan bu imkânı kullanıp,bir yandan da önde gelen gelişmekteolan ekonomilerle birlikte batı ittifakıile yeni bir küresel ekonomi-politikmücadeleye giriştiler.
İşte tam bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dünya 5'ten büyüktür' çıkışı ve çağrısıyla, Türkiye 'asimetrik düzen'e, 1860'tan bu yana elindeki tüm imkânları, küresel ticaret, küresel savunma, küresel diplomasi ve küresel medya imkânlarını en vahşi şekilde lehine kullanan bir düzene karşı savaş açtı. 'Asimetrik düzen'in sahipleri, baştaTürkiye, bu düzenin sürmesinin mümkünolmadığına dair çağrıda bulunantüm ülkeleri küresel medya karalamaları,kendilerinin yardakçısı kirli örgütlerinyürüttüğü siber terör operasyonlarıile üretilen sahte belgeler ve 'asimetrik düzen'in laboratuarlarında üretilmiş PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, El-Kaide, Boko Haram gibi terör örgütleriyle kıskaca almaya çalışıyorlar. Unutmayalım, Türkiye, FıratKalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarındabu 'asimetrik düzen'le savaşıyor. Bu savaştanda bizi, ancak birlik, beraberlik ve vatanseverlikzaferle çıkaracak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.