Siyaset…
Diğer adıyla politika.
En yalın haliyle; devletin ve toplumun yönetimine ilişkin hedefleri, yöntemleri ve bu hedeflere nasıl ulaşılacağını belirleyen bir mekanizmadır.
İdeoloji ise bir partinin ya da grubun dünyaya bakışını şekillendiren; politik, hukuki, felsefi, ahlaki ve estetik düşünceler bütünü.
İnsanlar bu ideolojik çerçeve üzerinden siyasetçilerin söylemlerini, partilerin politikalarını değerlendirir, günü geldiğinde sandık başına gider, tercihini yapar ve demokratik hakkını kullanır. Bu tercihler sonucunda iktidar ve muhalefet ortaya çıkar; demokrasi işlemeye devam eder.
Bir de insanı inan yapan değerler var:
Vicdan
Merhamet
Adalet
Ahlak
Cesaret…
Maalesef bu iki kavramı yani Siyaset-İdeoloji ile Milli-İnsanlık duruşunu birbiriyle karıştırıyoruz.
Gündelik siyasi tartışmalarla, milli ve insani meselelerde izlenen politikaları aynı zeminde değerlendirdiğimizde sağlıklı bir muhakeme yapamayız.
Güncel örnekler üzerinden anlatmak gerekirse…
"Terörsüz Türkiye" süreciyle ilgili atılan adımları eleştirmek başka bir şeydir; terörsüz bir ülke idealinde, siyasi görüş farkı gözetmeden ortak bir zeminde buluşabilmek bambaşka bir şeydir.
Hamas'ı siyasi ya da ideolojik olarak desteklemek, Arapları sevmemek başka bir şeydir; Gazze'de yaşanan soykırım karşısındaki duruş başka bir şey.
Ahlaki sorumlulukların, ideolojik reflekslere kurban edildiği bir yerde ne sağlıklı siyasetten ne milli bir duruştan ne de insanlıktan bahsedebilirsiniz.
Oysa bazı meseleler vardır ki, ne parti rozeti taşır ne de ideolojik etiket kabul eder.
Gazze bugün adeta bir turnusol kağıdıdır aslında.
Gazze'de yaşananlara karşı ses yükseltmek, herhangi bir siyasi kampanyanın parçası olmak anlamına gelmez.
Bu, iktidara ya da muhalefete bir mesaj vermez.
İnsanlığa bir mesajdır. Vicdanlara seslenmektir.
İşte bu yüzden Galata Köprüsünde düzenlenecek olan Gazze Yürüyüşü bir siyasi partinin, ideolojinin ya da dünya görüşünün yürüyüşü değil,
Sağın ya da solun, muhafazakârın ya da sekülerin değil, vicdanını kaybetmemiş insanların yürüyüşü.
Unutmamak lazım vicdanın ideolojisi olmaz!
Bazı zamanlar vardır ki kazanmak için taraf olmaya gerek kalmaz, insan kalmak yeterlidir.
Bırakalım yılbaşı ağacını kim dikerse diksin, biz mazlumun yanında zalimin karşısında dikilelim.