Türkiye'nin teknoloji serüveni uzun yıllardır "hedefler, stratejiler, vizyon belgeleri" arasında gidip gelen bir yolculuktu. Adım adım gerçekleşen ilerleme en net olarak 2025 kendini gösterdi.
Çünkü AR-GE ilk kez bu kadar ezber bozan bir tabloyla karşımıza çıktı. Bu defa konuştuğumuz şey sadece hedefler değil, bunun daha da ötesinde rakamlarla, eğilimlerle ve somut dönüşümle desteklenen bir gerçeklik.
"Türkiye'de yazılım Ar-Ge personeli 95 bin kişiye ulaşarak tarihte ilk kez imalat sektörünü geçti."
Bu cümle, yıllardır beklediğimiz zihniyet değişiminin veriye dönüşmüş hali. Ve çok heyecan verici.
Çünkü verilerin en net konuştuğu yıl, bu yıl oldu!
419 bin kişilik Ar-Ge ordusu
Türkiye bugün toplam 419 bin kişiyi Ar-Ge faaliyetlerinde istihdam ediyor.
Tam zaman eşdeğer çalışan sayısı ise 310 bin. Bu, bir yılda yüzde 7'lik artış anlamına geliyor.
Bu artışın yönü çok önemli.
Bilgisayar ve elektronik sektöründe Ar-Ge istihdamı yüzde 14 arttı.
Eczacılıkta yüzde 9, otomotivde yüzde 6 büyüme var.
Yani Ar-Ge'nin merkezi artık demir-çelik üretim hatları değil, kod laboratuvarları, biyoteknoloji odaları ve yarı iletken tasarım masaları.
651 milyar TL'lik Ar-Ge hacmi
Türkiye'nin toplam Ar-Ge harcaması 651 milyar TL'ye ulaştı.
Bu tutarın 426 milyar TL'si özel sektör tarafından finanse ediliyor. Yani Ar-Ge harcamasının yüzde 65'i artık şirketlerin kasasından çıkıyor.
GSYH'ye oran yüzde 1,46.
Bu oran Türkiye'yi Polonya, İspanya ve Portekiz gibi rakipleriyle aynı seviyeye getiriyor.
Ancak çok daha önemli bir ayrıntı var!
Türkiye, dolaylı Ar-Ge teşviklerinde OECD'nin 5. sırasında.
Teşvik oranı yüzde 16,8.
Karşılaştırma yapmak gerekirse
OECD ortalaması yüzde 6,9
Almanya yüzde 0,5
AB ortalaması yüzde 7,4
Bu tablo Türkiye'nin Ar-Ge yatırımını agresif biçimde desteklediğini açıkça gösteriyor.
Bilimsel üretimde OECD birincisi
Son yıllarda gözden kaçan ama kritik bir başarı daha var.
Türkiye, bilimsel yayın artış hızında OECD ülkeleri arasında 1. sırada.
Bugün milyon kişi başına düşen bilimsel yayın sayısı 608.
Bu yükselişin sanayiye yansıması gecikir, evet.
Ama üniversite sanayi ilişkisinin temeli tam da bu akademik üretim.
Patentlerde rekor 10.200 başvuru!
Yerleşiklerin patent başvuruları 10.200 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
Patent tescilleri 3.400.
Türkiye tarihinde ilk kez patent portföyü bu kadar hızlı büyüyor. Bu heyecan verici.
Girişim ekosistemi 469 yatırım, 1,1 milyar dolar
Türkiye'nin girişimcilik cephesi de bu yıl güçlü bir performans gösterdi.
Toplam yatırım 1,1 milyar dolar
Yatırım alan firma sayısı 469 (Bu aynı zamanda bir rekor)
En çok yatırım alan alanlar ise pazar yerleri, SaaS, lojistik
En fazla adet bazında yatırım alanlar ise fintek, yapay zeka, biyoteknoloji oldu
TÜBİTAK BİGG programı kapsamında ise sadece tek bir yılda 329 firma yatırım aldı.
Bu veriler Türkiye'nin start-up üretme kapasitesinin niceliksel değil, niteliksel olarak da genişlediğine işaret ediyor.
Yazılım sektöründe ihracat dolar bazında yüzde 31 arttı
Teknoloji dönüşümünün en hızlı görüldüğü alan ise hiç kuşkusuz yazılım oldu.
2025 verilerine göre yazılım sektörünün dolar bazlı,
Cirosu yüzde 31 arttı,
İhracatı da yüzde 31 yükseldi.
Bu artış tüm sektörler içinde açık ara en yüksek büyüme olarak kayıtlara geçti.
Sektörün toplam ciro içindeki ihracat payı yüzde 23'e çıkarken, bu oran son 10 yılda iki katına yükseldi.
Yüksek teknoloji ihracatı 137'lik sıçrama ile OECD üçüncülüğü
Şimdi sıra raporda belki de en kritik veriye geldi…
Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatı son 5 yılda yüzde 137 arttı ve bu oran Türkiye'yi OECD'de 3. sıraya taşıdı.
Bu artış, dünyadaki tedarik zincirlerinde Türkiye'nin daha yukarı basamaklara çıkma potansiyelini güçlendiriyor.
Türkiye sadece daha fazla ihracat yapmıyor, daha yüksek katma değerli ihracat yapıyor.
Tüm bu veriler ne söylüyor?
Türkiye'nin teknoloji ve Ar-Ge ekosistemi henüz "hedeflenen" seviyede değil.
Bunu söylemek için zaten daha çok yolumuz var.
Ama bugün ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor
Türkiye yön değiştirdi.
Bu kez büyüme ileri teknoloji odaklı.
Özel sektör Ar-Ge'de ana motor haline geldi.
Girişimcilik kültürü olgunlaşmaya başladı.
İhracatın niteliği değişiyor.
Bilimsel üretim hızlanıyor.
Bunlar bir ülkenin geleceğini belirleyen derin dönüşümler.
Ve veriler bize teknoloji alanında gerçekten doğru istikamette ilerlediğimizi söylüyor.
Türkiye'nin teknoloji hikayesi yeniden yazılıyor.
Bu kez belki de finali çok güçlü olacak bir hikaye…
*Verilerin tamamı SER 2025 Ar-Ge ve İnovasyon Raporu'ndan alınmıştır.