Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisi artık akademik bir tartışmanın çok ötesinde. Ekranların önünde büyüyen kuşakların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi giderek daha büyük bir kırılganlıkla karşı karşıya. Ve dünya bu kırılganlığı ilk kez bu kadar ciddiye alıyor.
Ipsos'un Fransa merkezli Eğitim Monitörü 2025 raporu, tam da bu nedenle hayati öneme sahip. Araştırmaya göre 30 ülkeden katılanların yüzde 74'ü, 14 yaş altının sosyal medya kullanımının yasaklanması gerektiğini düşünüyor.
Türkiye ise bu ortalamanın üzerinde. Katılımcıların yüzde 76'sı çocukların sosyal medya kullanımına karşı çıkıyor. Listeye baktığımızda Türkiye 11. sırada yer alıyor.
İstatistik net.
Çocukların sosyal medyaya erişimi bugün küresel bir endişe, yerel bir tartışma değil.
16 yaş neden makul sınır olarak kabul ediliyor?
Uzman Çocuk ve Ergen Psikoloğu Seçil Yüzal, 16 yaş sınırının sadece bir sayıdan ibaret olmadığını hatırlatıyor..
"16 yaş dönemi, orta ergenlik ile genç yetişkinlik arasında yer alıyor. Çocukluktan ergenliğe geçişin sancıları azalmış, zihnen ve bedenen yetişkinliğe daha hazır bir yaş grubu."
Bu nedenle, 16 yaş sadece bir yasak değil, bilişsel gelişim açısından makul bir eşik.
Ve Yüzal'ın altını çizdiği başka bir detay daha var!
"Bu sınırın amacı sadece erişimi kısıtlamak değil, ergenin kimlik ve benlik gelişimini korumak. Ergenlikte beğenilme ve sosyal onay ihtiyacı arttığı için sosyal medya, gençlerin öz değer algısını doğrudan etkiliyor."
Bugünün gençleri sadece içerik tüketmiyor, aynı zamanda kendilerini içeriklerin gölgesinde sürekli başkaları ile karşılaştırıyor.
Her beğeni bir onay, her yorum bir tehdite dönüşebiliyor.
Algoritmaların hızla ürettiği bu duygu döngüsü, gelişmekte olan bir benlik için oldukça yıpratıcı.
Dünya alarmda! Sınırlar yükseliyor, yasalar sertleşiyor
Son iki yılda sosyal medya yaş sınırları dünyanın dört bir yanında siyasi gündem haline geldi. Teknoloji şirketlerinin "kendi kendini denetleme" dönemi bitti, hükümetlerin doğrudan müdahale dönemine girildi.
İşte küresel tablo:
Avustralya
– 16 yaş ve altı için sosyal medya doğrudan yasaklandı.
Meta, 10 Aralık itibarıyla 16 yaş altı tüm Instagram, Facebook ve Threads hesaplarını kapatmaya başlıyor.
İngiltere
– Yaş doğrulaması 2025 ortasına kadar zorunlu.
– Şirketler küresel gelirlerinin yüzde 10'una kadar ceza alabilir.
– Teknoloji Bakan Yardımcısı Peter Kyle, 16 yaş altı yasağının "masadaki seçeneklerden biri" olduğunu söylüyor.
Fransa
– 15 yaş altı için ebeveyn izni zorunlu.
– Kurala uymayan şirketlere küresel cironun yüzde 1'i kadar ceza.
– AB Komisyonu hala yasanın Avrupa hukukuna uyumunu inceliyor.
Norveç
– Yaş sınırını 13'ten 15'e yükseltme çalışmalarını sürdürüyor.
– Araştırmalar, platformların çocukları korumakta başarısız olduğunu gösteriyor.
İspanya
– 14 olan yaş sınırı 16'ya çıkarıldı.
– Ancak nasıl doğrulanacağı hala belirsiz.
Almanya, İtalya, Belçika, Danimarka
– Çoğunda 13–15 yaş aralığında sınır var.
– Ortak nokta ise ebeveyn izninin zorunlu olması.
Güney Kore
– 16 yaş altına yönelik yeni sosyal medya düzenlemesi gündemde.
– Daha önce gece oyun yasağı denenmiş ama işlememişti.
Çin
– 14 yaş altı çocuklar Douyin'de günde sadece 40 dakika kalabiliyor.
– Oyun süreleri de devlet tarafından sıkı şekilde sınırlandırılmış durumda.
Dünya genelinde tablo net!
Hiçbir ülke bu riski artık özgürlük-kısıtlama tartışması ekseninde bırakmıyor.
Yaş sınırı sorunu çözer mi?
Hayır.
Çünkü asıl problem, çocukların sosyal medya kullanması değil, yetişkin gibi kullanması.
Sıkı durun! İngiltere'nin medya denetleme kurumu Ofcom'un verilerine göre durum şu:
8–17 yaş arasındaki çocukların yüzde 22'si, sosyal medyada 18 yaşından büyük olduğunu söylüyor.
Yani algoritmaların gözünde artık her çocuk bir yetişkin.
Reklam hedeflemeleri, içerik önerileri ve riskler buna göre şekilleniyor.
Bu yüzden Avustralya'dan İngiltere'ye, Fransa'dan Norveç'e tüm ülkeler biyometrik yaş doğrulama gibi yeni yöntemlere yöneliyor.
Avustralya'da 12 teknoloji şirketi, resmi kimlik belgeleri ve biyometrik verilerle doğrulama için test sürecinde.
Peki Türkiye bu tartışmanın neresinde?
Ipsos verisinde Türkiye'nin yüzde 76'lık oranla listenin 11. sırasında olması önemli bir sinyal!
Toplumun büyük kısmı, çocukların sosyal medya kullanımını tehlikeli buluyor.
Ancak yasalar, doğrulama sistemleri ve ebeveyn rehberliği konusunda net bir çerçeve yok.
Türkiye, dijital güvenlik alanında düzenlemeler yaparken bu küresel eğilimin gerisinde kalmamalı.
Çünkü teknoloji sadece tükettiğimiz bir araç değil, çocuklarımızın kişiliğini, psikolojisini ve geleceğini şekillendiren bir çevre.
Bugün 14 yaşındaki bir çocuk, zihni henüz hazır değilken dünya ölçeğinde bir rekabet, estetik standardı ve sosyal baskıyla karşılaşıyor.
Bu baskı sadece ekran süresiyle sınırlı değil!
Algoritmaların görünmez yönlendirmesiyle her dakika yeniden başlıyor!
Sonuç Yasak değil, koruma mimarisi
Çocukların sosyal medya kullanımını sınırlamak bir "yasak" politikası değil,
dijital çocukluk için bir güvenlik mimarisi kurma çabasıdır.
Yaş doğrulama, ebeveyn izni, algoritmik şeffaflık, bildirim kısıtlaması, içerik filtreleri…
Hepsi tek bir amaç için…
Henüz yetişkin olmayan bir dünyanın, yetişkinlerin kurguladığı dijital labirentte kaybolmamasını sağlamak.
Dijital çağın en hassas kırılma noktası belki de tam bu!
Çocukları ekranlardan uzak tutmak değil, ekranın arkasındaki güçlerden korumak.
Ve dünya ilk kez, bu konuda ortak bir dil kurmaya başlıyor.