HİLÂL KAPLAN

Suriye'de Beşar Esed ve adamları, sığınacakları ülkeyle alakalı görüşmeler yaparken Kilis'te konuşan Özgür Özel'in "Beşar Esed ile görüşülmesi lazım" açıklaması hak ettiği değeri görmedi.
Türkiye'nin ana muhalefet partisi genel başkanının ortaya koyduğu bu muhteşem vizyon konuşulmayı hak ediyor.
CHP'li isimler, partinin Özgür Özel'e yeterli bilgiyi vermediği için onu komik duruma düşürdüğünü söylüyorlar, ancak partinin resmi ama faal olmayan genel başkanına haksızlık olur.
Düşünün CHP'nin sözde gölge dışişleri bakanı olarak tanıttığı Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, Özgür Özel'den bir iki gün önce "Esed, Erdoğan ile görüşmedi diye bunun karşılığı Halep'i almak mıdır?" şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir bilgilendirilme sorunu olduğu iddiası, CHP'li kalemlerin partilerini düştüğü durumdan çıkarmak için yaptıkları beyhude bir çabadan ötesi değil.
Bir an için aklınıza, "Eski CHP yönetimi olsaydı böyle bir hata yapmazdı" düşüncesi gelebilir.
Kardeş ülkemiz Azerbaycan, Karabağ'ı işgalden kurtarırken Türkiye'nin "cihatçı teröristler"le Azerbaycan'a yardım ettiği iddiasındaki Ünal Çeviköz, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde dış politikadan sorumluydu.
CHP'de resmi politika yapmadan önce yıllarca büyükelçilik ve diplomatlık yapan bir isim olarak ağzından çıkan sözün ne manaya geldiğini biliyordu ve söyledi.
CHP'nin Türkiye'nin dış politikasına "Fransız kalan" söylemleri bunlarla sınırlı kalmadı.
CHP, Rusya-Ukrayna savaşı başladığında Türkiye'yi suçladı, Mavi Vatan gibi milli bir meselede sürece karşı çıktı.
Hatta TCG Anadolu için TBMM çatısı altında "Bu gemiyi neden yapıyoruz? Bir ülkeye mi saldıracağız?" diyen de CHP'li bir yetkiliydi.
Hatta CHP'nin 2023 yılında cumhurbaşkanı adayı yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye yatırım yapılmaması için yurtdışında çağrı yaptı.
Bu çıkışları hatırladığımızda Özgür Özel'in Esed'in düşmesine bir kala "Esed ile görüşmeliyiz" çıkışını bir gaf olarak değerlendirmek hata olur.
Karşımızdaki iç karartıcı manzara şudur: Türkiye'nin ana muhalefet partisi, dış politikadan "anlayan" yöneticileri aracılığıyla ülkemizin menfaatinde olan her uluslararası gelişmede Türkiye'nin karşısında yer almaktadır. Bu bilinçli tercih sadece CHP genel başkanlarında ve yöneticilerinde değil, CHP tarafından açıkça desteklenen "gazeteciler" aracılığı ile toplumun bir kesimine de empoze edilmek istenmektedir.
Velhasıl, CHP'nin dış politika vizyonu gözlerimizi yaşartmayı sürdürüyor.