ENGİN ARDIÇ

Anıtkabir'i ziyaret etmişler... Waaoow!
Hayır, Yılmaz ve saz arkadaşları değil.
"İkinci Bahar" diye bir oyun varmış, onun oyuncuları.
Film falan değil, tiyatro oyunu.
Nerede oynanır, ne anlatır, bilmiyoruz. Haberi yayınlayan gazete bilgi vermeye gerek görmemiş.
Belki de "kaynanasını kesti" ya da "baldızını şeyetti" türünden ikinci sayfa haberleri arasında buncağıza yer kalmamıştır. Zaten fındık kadar girmiş. Aslında böylesine bizim meslekte "mercimek" tabir edilir. Yer doldurmaya yöneliktir.
Bu oyuncuların Anıtkabir'i ziyaretleri, o sayfayı okuyacak lumpenlerde hiçbir etki uyandırmaz ama olsun, boşa da gitse reklam reklamdır.
Ama neyin reklamı yapılıyor, oyunun mu Anıtkabir'in mi?
Anıtkabir'in reklama ihtiyacı yok, tiyatrocuların varsa hiç olmazsa yerini bildirin. Haftada kaç gün oynuyorlar, matine kaçta suare kaçta, biletler kaç lira, bilelim.
Kimlermiş bu Anıtkabir ziyaretçileri?
Bedia Ener, Cihat Tamer, adını yazmaya gerek görmedikleri iki kişi daha...
Kuvvetli sanatçılar, Anıtkabir ziyaretleri olay oluyor. Emel Sayın geçen akşam "Toprak Çağırmadan Gel" şarkısını bir konserde ilk kez söylemiş, bu daha da önemli bir haber olmalı ki ziyaret haberinin üstünde ve daha "etlice" yer almış.
Vallahi Melisa'nın velayeti de babadaymış, Acun'da.
Berdan da üvey annesi Nazan Öncel'e miras davası açmış.
Necati Şaşmaz da Nagehan'a altı ay yaklaşmama cezası almış.
Haberler böyle. Aydınlandık.
Yok canım, meğerse bunlar Ankara turnesi yapıyorlarmış da Anıtkabir'i de aradan çıkarmışlar. (Şubat ayında ne turnesi abi bu? İstanbul'da iş kırık mı?)
Bedia Ener, "nurlar içinde uyusun Ata'mız" demiş.
Waaow...
İyi demiş. Bu çok önemli. Demese hiç olmazdı.
Oyumuzu da CHP'ye verelim mi abla?
CHP'ye mi verelim, İP'ye mi verelim, yoksa HDP'ye mi verelim?
Cihat Tamer de, "Ankara'ya gelip Ata'mızı ziyaret etmemek olmazdı" buyurmuş. "Saygı ve özlemle anıyormuş"...
Evet. Hiç olmaz. Anıtkabir'e çıkmayacaksan Ankara'ya niçin gidiyorsun?
Kebapçı 49'a uğramamak da olmaz, oraya da gidin. (Eskiden salatayı bedava verirlerdi, bilmem şimdi de öyle midir?)
İstanbul'a dönünce de Kızkulesi'ne gidersiniz.
Bakalım Anıtkabir sayesinde sizin tiyatroya bu akşam fazladan kaç seyirci gelir?
Kılıçdaroğlu gelebilir ha, çayı demleyin. *** Biz şimdi, diğer kuvvetli sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'dan da Anıtkabir'e bir "şükür ziyareti" bekleriz.
Karakola gidip imza verme külfetinden kurtuldular ya, onun şükürü.
Yılmaz'ı beklemeyin, onun vakti yok. Çocuk yazı mı yazsın, paraları mı saysın, "çalıntı" iddiasıyla açılan davalara mı koşsun, hangi birine yetişsin?