Eski hızını kaybetse de, değerlendirmekte ekonomi ile ilgili teorilerin yetersiz kaldığı 'dalgalanma' sürüyor. Merkez Bankası'nın faizleri artırarak ve rezervlerini ortaya koyarak cevap vermesi ümidiyle döviz saldırısı başlatıp bekledikleri olmayanlar, kayıplarına aldırmadan yollarına devam ediyorlar.
Döviz fiyatlarını alabildiğine yükseltme şeklindeki açık saldırının, yapılan hazırlıklar sebebiyle, esas hedeflerine ulaşma şansı olmadığı açık. Ancak bazı zararlar doğurması da kaçınılmaz.
Ekim'de 3 milyar 156 milyon dolarlık cari fazla verilmesi ve 15 milyar 425 milyon dolarla yıllık cari açığın son yılların en düşük rakamı olarak gerçekleşmesi, ekonomik gidişatın iyi olduğunun göstergesi.
Ekonomik göstergeler son derece iyi olduğuna halde dövizde başlatılan hareketlenme ile nerdeyse eş zamanlı olarak çarşıda ve pazarda başlayan tuhaf oyunlar, bir başka önemli konu.
Üretimde ve nakliyede problem olmadığı halde bazı ihtiyaç maddelerindeki anlamsız pahalılık ve suni darlık, mevcut şartları stokçuluk ve karaborsa için bir fırsat kabul edenlerin marifeti.
Türkiye, temel ihtiyaç maddeleri başta olmak üzere hemen her ihtiyacını kendisi üreten ve fazlasını da ihraç eden bir ülke. Kovid-19 salgınının olumsuz etkileri sebebiyle birçok ülke açısından sıkıntı kaynağı olan üretim ve lojistik konusunda herhangi bir sıkıntımız yok, şükür.
Fiyat artışlarının çoğunun dövizlerdeki yükselme ile herhangi bir alakası yok. Başta asgari ücrete yapılması beklenen zam olmak üzere 2022'de maaş ve ücretlerde gerçekleşecek artışların piyasa tarafından satın alındığı şeklindeki izah da konuyu anlamaya yeterli değil.
Ticari ahlaka sığmayacak bir şekilde fiyatı artacağı beklentisiyle bazı ürünleri stoklayıp, bazılarında aşırı fiyat yükselterek piyasada darlık var algısı oluşturmaya çalışanlara daha fazla cezalar öngören düzenleme yolda.
Tüketici ile doğrudan temas halinde olan işletmelerin yapısı büyüdükçe insanlarla mesafelerinin açıldığı da bir gerçek. Ancak, kendi ihtiyaçlarının tamamını de hem fazlasıyla üreten Türkiye'de devranın böyle gitmeyeceği, net. Bugün birtakım yollarla canımızı yakmaya çalışanlar, bir süre sonra alışveriş yapmamız için gözlerimizin içine bakacaklar.
Bugün üç-beş kuruşluk kar için kanun dışı atraksiyonlar yapanların karşılaşacağı cezalar işin bir yönü. Gelişmeleri izleyen insanımızın yarın yanlış yapanlara keseceği cezanın ne olacağını hep beraber göreceğiz inşallah.
İnsanlara hizmet etmek yerine birtakım ayak oyunlarıyla onların canını yakmaya çalışanların duvara toslamaları kaçınılmaz…
Gözlerini kar hırsı bürüyen ve üç-beş kuruş uğruna itibarlarını feda etmeyi göze alanların, "İnsanlar nazarında itibar kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim; Kaybedilen para kazanılır, itibar asla..." diyen Alman sanayici Robert Bosch'un ne demek istediğini anlayacağı günler çok uzak değil…