İklim değişikliği ile mücadelede Türkiye'nin 2035 hedefi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin gelecek yıl ev sahipliğini ve başkanlığını yapacağı COP31 Taraflar Konferansı ile ilgili bir paylaşım yaptı. Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında hayata geçirdiği başlıkları sıralayan Bakan Kurum, 'İklim değişikliği ile mücadelemiz COP31 Taraflar Konferansı’na ev sahipliğiyle taçlandı.' dedi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS/ UNFCCC) 31. Taraflar Konferansı'na (COP31) Türkiye'nin ev sahipliği yapması, hem uluslararası görünürlük hem de iklim diplomasisinde belirleyici konuma gelmesi açısından büyük önem taşıyor. Taraflar Konferansları, 196 ülkenin katılımıyla her yıl düzenleniyor.
Sera gazı azaltım hedefleri, uyum politikaları, iklim finansmanı, kayıp zarar mekanizmaları ve karbon piyasalarının kurallarının belirlendiği oturumlar iklim kriziyle mücadele eden dünya için hayati önem taşıyor. Paris Anlaşması'nın uygulanmasına ilişkin kurallar da COP toplantılarında şekilleniyor.
Bakan Kurum, Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede yol gösterici hale geldiğini söyledi. (A Haber arşiv)
BAKAN KURUM: TÜRKİYE YOL GÖSTEREN KÜRESEL BİR AKTÖR HALİNE GELMİŞTİR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede hayata geçirdiği başlıkları, "21 yılda hayata geçirdiğimiz devrim niteliğindeki kararlar sonrasında, iklim değişikliği ile mücadelemiz COP31 Taraflar Konferansı'na ev sahipliğiyle taçlandı. O tarihi adımlarla Türkiye, dünyadaki çevre politikalarını belirleyen en büyük platformlardan birinin direksiyonuna geçmiş; iklim değişikliğiyle mücadelede yalnızca takip eden değil; yol gösteren küresel bir aktör haline gelmiştir" mesajıyla paylaştı.
2004'TE BMİDÇS'YE TARİHİ İMZA
Türkiye'nin iklim kriziyle mücadele için attığı kararlı adımlar 2004'e uzanıyor. Türkiye, 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne 4 Mayıs 2004'te taraf oldu. 2009 yılında ise Kyoto Protokolü'ne katıldı. Türkiye, Paris İklim Anlaşması ise 22 Nisan 2016'da New York'ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni'nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte "gelişmekte olan bir ülke" olarak imzaladı. Paris Anlaşması, Kyoto Protokolü'nün sona erme tarihi olan 2020 sonrası iklim değişikliği rejimini düzenlemeyi amaçlayan anlaşmayı bugüne kadar dünya genelinde 195 taraf (194 Devlet ve Avrupa Birliği) kabul etti.
NEDEN PARİS İKLİM ANLAŞMASI?
Genel hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında tutmak ve mümkünse 1,5 derece ile sınırlamak olan Paris Anlaşması, iklim değişikliği konusunda yasal olarak bağlayıcı bir uluslararası anlaşma oldu. Ülkeler tarafından gerçekleştirilen giderek daha iddialı iklim eylemlerinden oluşan 5 yıllık bir döngü üzerine kurulu olan Paris Anlaşması için ülkeler 5 yılda bir, Ulusal Katkı Beyanları'nı (NDC) sunmakla yükümlü.
Bakan Kurum, iklim değişikliği ile mücadelede Türkiye'nin 2035 hedeflerini de açıkladı. (A Haber arşiv)
2053 NET SIFIR EMİSYON HEDEFİ VE İKLİM ŞURASI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi'nin açıklanmasının ardından ülkemizin uzun dönemli yol haritasının yapı taşlarını tüm paydaşlarla belirlemek amacıyla Türkiye'nin ilk İklim Şurası 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından gerçekleştirildi. Şuraya kamu, özel sektör, üniversiteler, STK'lar ve öğrenciler dahil olmak üzere çeşitli paydaş gruplarından yaklaşık 5000 kişi katıldı. Şura sonrası 76'sının önceliklendirildiği toplam 217 tavsiye kararı ile Türkiye'nin uzun dönemli iklim değişikliği politikalarına yön veren bir yol haritası belirlendi. Bu yol haritası, İklim Kanunu, NDC, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi hazırlıkları için temel teşkil etti.
BAKANLIĞIN İSMİNE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EKLENDİ
12. Kalkınma Planında da (2024-2028) "Çevrenin Korunması" başlığı altında Paris Anlaşması ve Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde ulusal koşullar gözetilerek sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum eylemlerinin güçlendirilmesine ilişkin tedbirler yer aldı. Orta Vadeli Program (OVP) 2024-2026'da "Yeşil Dönüşüm" başlığı altında 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve ulusal kalkınma öncelikleri doğrultusunda, sera gazı emisyon azaltımını desteklemek için hedefler belirlendi. Ardından bu alandaki koordinasyon İklim Değişikliği Başkanlığı'na verildi. Aynı kararnameyle T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ismi T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi. İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu (İDHYKK) yerini İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu'na (İDUKK) bıraktı.
ULUSAL KATKI BEYANLARI SUNULDU
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 6-18 Kasım 2022'de Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen 27. Taraflar Konferansı'nda (COP27) Türkiye'nin Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanını (NDC) sundu. Türkiye, 2015 yılında yüzde 21 olarak açıkladığı hedefini 2030 yılı için yüzde 41 oranında azaltım hedefine yükselttiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 24 Eylül 2025'te ise New York'ta düzenlenen İklim Zirvesi'nde açıklanan Türkiye'nin İkinci Ulusal Katkı Beyanı (NDC 3.0), BMİDÇS Sekretaryasına sunuldu. Yeni beyan kapsamında, sera gazı emisyonlarının 2035 yılı itibarıyla referans senaryoya kıyasla 466 milyon ton CO2 eşdeğeri azaltılması ve emisyonların 643 milyon ton CO2 eşdeğeri seviyesinde sınırlandırılması taahhüt edildi.
TÜRKİYE'NİN İLK İKLİM KANUNU
Ulusal Katkı Beyanları ve 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi kapsamında Türkiye, en önemli adımı İklim Kanunu'nu hazırlayarak attı. 9 Temmuz 2025'te 20 madde ve 2 geçici maddeden oluşan Türkiye'nin ilk İklim Kanunu yürürlüğe girdi. Kanun, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsadı. İklim Kanunu ile iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlığını ortaya koyan Türkiye, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un öncülüğünde COP Taraflar Konferansı'na başkanlık yapma hayalini kararlılıkla gerçeğe dönüştürdü.
COP BAŞKANLIK SERÜVENİ İÇİN İLK ADIM 2022'DE ATILDI
Türkiye, 2022'de Şarm El-Şeyh'te düzenlenen COP27'de, COP31 adaylığını ilan etti. Türkiye ile birlikte Birleşmiş Milletler çatısı altındaki Batı Avrupa ve Diğerleri (WEOG) grubunda yer alan Avustralya da aday oldu. Yaklaşık 2 yıl boyunca iki ülke arasında dostane görüşmelerle müzakere süreci yürütüldü. Bakan Kurum, bu bağlamda Avustralya İklim Değişikliği ve Enerji Bakanı Chris Bowen ve Azerbaycan İklim Değişikliğinden Sorumlu Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi, COP29 Başkanı Muhtar Babayev ile mekik diplomasisi yürüttü. Kimi zaman çevrimiçi kimi zaman yüz yüze kimi zaman uluslararası zirvede bir araya gelen 3 ülke arasında dostane diyaloglar gerçekleşti. Görüşmelerde Bakan Kurum, Türkiye'nin COP31'e ev sahipliği için gerek lojistik gerek insan kaynağı olarak hazır olduğuna dikkat çekti. Bakan Kurum, bu süreci yöneterek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yeşil dönüşümü güçlendiren bir köprü oluşturmayı hedeflediklerinin altını çizdi. Taraflar 22 Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. Oturumu kapsamında New York'ta da bir araya geldi.

