İstanbul’da şoke eden olay! Diş doktoruna gitti hastalığını orada öğrendi
İstanbul’da bir kişi, diş tedavisi sırasında lösemi olduğunu öğrendi. 5 yıllık mücadelesinin ardından kanseri yenen Beyhan Al, “Yeniden doğdum. Bugün benim beşinci yaş günüm, ikinci doğum günüm” dedi.
İstanbul'da yaşayan 46 yaşındaki 2 çocuk annesi Beyhan Al, diş hekimine dişlerini yaptırmaya gittiğinde tüm hayatının seyri değişti. Diş tedavisi sonrası dişlerinde geçmek bilmeyen bir kanama oldu. Diş doktoru ilk olarak bu durumun psikolojik olabileceğini söyledi. Ancak kanaması başlayınca ve bacağında koyu renkli morartılar da çıkınca daha da endişelendi. Hastane hastane dolaşmasına rağmen herhangi bir sonuç alamayan Al, durumu ağırlaşınca trombosit hastası olabileceği söylenerek hastaneye acil yatışı verildi ve 10 gün hastanede yattı.
"KENDİMİ BİR BOŞLUKTA HİSSETTİM"
Sabah'ın haberine göre, yaşanan belirsizlikler sonunda hematoloji doktoruna yönlendirilen Beyhan Al'a, biyopsi sonucu akut miyeloid lösemi teşhisi konuldu. Al, lösemi olduğunu öğrendiğinde kendisini bir boşlukta hissetti. Böyle bir sonucu hiç beklemiyen Al o anı şöyle anlatıyor: "O an hiçbir şey düşünemedim, bütün hayatım gözümün önünden geçti, şaşırmıştım."
ONUN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ OĞLU OLDU
Kanser teşhisi konulduğunda oğlu 10, kızı ise 14 yaşındaydı. Annelik ruh haliyle hemen aklına çocukları geldi Al'ın, doktoruna "Benim çocuklarım küçük ne olacaklar! Onlar bensiz ne yaparlar, ne olacak çocuklarım" diye sordu. Aklındaki tek şey çocuklarıydı, hemen tedaviye başlandı ve altı ay boyunca hastaneye yattı. Ailesi hep yanındaydı, en büyük destekçisi ise oğlu oldu. Al, oğlunun desteğini şöyle anlatıyor: "Oğlum beni ayakta tuttu. Ben hastanede tedavi sürecindeyken 'annecim annecim' deyişleri kulağımda!" Doktoru Doç. Dr. Şebnem İzmir Güner ise en büyük destekçilerindendi, hep motive etti onu.
"BUGÜN BEŞİNCİ YAŞ GÜNÜM"
Altı aylık kemoterapi sonrası tedavi süreci sonrasında ise ilaç tedavi süreci bittikten sonra kardeşlerinin iliği uymayınca kendisinden yani otolog kemik iliği nakli yapıldı ona. Son beş yılda kontrollerini hiç aksatmadı, beslenmesine dikkat etti ve kanserden kurtuldu! Tedavi sürecinden bir sene sonra ise yeniden çalışmaya başladı, hayata tutundu. Ancak Beyhan Al, beş yıllık sürecin duygusal anlamda yıpranmaya neden olduğunu anlatıyor "Eski gücünüz kalmadığı gibi çok hassastım, vücudumda en ufak bir şey çıktığında bile hastanede soluğu alıyordum. Koşa koşa doktora gittiğim, gecenin bir vakti doktorumu aradığım oldu."
Al kanserden kurtulmasının ardından ise güleç yüzüyle mutluluğunu şöyle paylaşıyor: "Ben karamsarlığa hiç kapılmadım! Hayata yeniden doğdum! Ben 'bugün beşinci yaş günüm, ikinci doğum günüm' diyorum. Artık kalabalığa karışabiliyorum. Dışarıda özgürce dolaşabiliyorum. Bu o kadar güzel bir duygu ki! Nefes almanın önemini fark ediyorsunuz. İnsanlar özgürlük deyince farklı algılıyorlar ama dışarı çıkmak benim için özgürlük. Otobüse binmek bir özgürlük!"
KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI OLUN
Kanseri yenen Beyhan Al'ın bir de tavsiyesi var: "En ufak bir şeyde doktora gidip tahlil yaptırın, kontrollerini ihmal etmeyin. Çünkü erken teşhis çok önemli! Lösemide umudu kaybetmemek ve karamsar olmamak lazım. Bu da iyileştiriyor! İnsanların kök hücre bağışçısı da olması lazım." O son beş yıldır senelik kontrollerini yaptırıyor, hayatına kaldığı yerden devam ediyor.
"KABULLENMEKTE ZORLUK ÇEKİYORLAR"
Hemotoloji Doktoru Doç. Dr. Şebnem İzmir Güner erken kanser teşhisinin öneminden şöyle bahsediyor: "Genelde ihmal ediliyor ama hastaların çok uyanık olmaları lazım. Vücutlarındaki şikâyetler başladığı an doktora başvursunlar, şikâyetleri önemsemeyip ertelemesinler, ihmal etmesinler. Çünkü erken tanı gerçekten hayat kurtarıyor. Lösemide de lenfoma da öyle. Eğer siz gecikirseniz vücutta daha çok yayılıyor ve tedavi süresi daha uzun sürüyor. Erken tanı olursa tedavi süreci daha kısa sürüyor. İyileşme oranı da yükseliyor. Belirtiler olmasa bile altı ayda bir check up yaptırılmasını öneriyoruz. Hiçbir şeyiniz olmasa bile kontrol önemli. Zaten aile hekimleri bu konuda çok dikkatli ve özenli davranıyorlar. Kanserli hastalarımızla biz bir aile oluyoruz. Çünkü tedavi süreci uzun sürüyor. Bu esnada da pek çok şeyi paylaşıyoruz. Sadece hasta değil, ailelisiyle de beraberiz. Beraber gülüyoruz, beraber üzülüyoruz, beraber seviniyoruz, beraber umutlanıyoruz. Her hastanın bir anısı var bizde. Hepsini çok seviyoruz, iyi ki şifa dağıttık, iyi ki iyiler. Yeniden hayata 'merhaba' dediler."