Bir baş ağrısı çoğu zaman göz ardı edilen sıradan bir rahatsızlık gibi görünür. Ama bazı insanlar için bu ağrı, hayatı tamamen durma noktasına getiren karmaşık bir nörolojik tabloya işaret eder. Dünyada bir milyardan fazla kişiyi etkileyen migren, tahmin edilemez doğası ve şiddetiyle yaşamı ciddi şekilde kesintiye uğratabiliyor. Peki beynimiz bu saldırılarda neler yaşıyor, tetikleyiciler nasıl devreye giriyor ve önlem almak mümkün mü?
BEYİNDEKİ FIRTINA: MİGREN NASIL BAŞLAR?
Migren, sadece başta hissedilen bir ağrı değil, beynin derinliklerinden başlayan karmaşık bir nörolojik süreçtir. Araştırmalar, beyin sapındaki değişimler ve trigeminal sinirle olan bağlantısının, migren ataklarını tetikleyen ana faktörlerden biri olduğunu gösteriyor.
Bu değişimler, CGRP adı verilen kimyasalların salgılanmasına yol açarak damarların genişlemesine ve inflamasyona sebep oluyor. İşte bu, "zonklayan" ağrıyı oluşturuyor. Ayrıca migren sırasında beyin aşırı hassaslaşıyor. Parlak ışık, yüksek ses veya belirgin kokular bile tahammül edilemez hale gelebiliyor.
MİGRENİ TETİKLEYEN GİZLİ DÜŞMANLAR
Migrenin nedenleri kişiden kişiye değişiklik gösterse de bazı yaygın tetikleyiciler biliniyor. O tetikleyiciler şu şekilde:
Genetik izler: Ailede migren öyküsü olanlarda görülme olasılığı artıyor.
Stres ve uyku düzensizliği: Beyin kimyasını etkileyerek atakları başlatabiliyor.
.Beslenme tuzakları: Kafein, işlenmiş gıdalar ve bazı peynirler tetikleyici olabiliyor.
Çevresel saldırılar: Parlak ışık, gürültü, güçlü kokular veya ani hava değişiklikleri.
İlaç tuzağı: Aşırı ağrı kesici kullanımı migren sıklığını artırabiliyor.
