Cumartesi akşamları atv' ekranlarına damga vuran "Aynadaki Yabancı", sürükleyici konusu ve ilginç hikayesiyle sezonun en iddialı yapımlarından biri olarak öne çıkıyor. Dizide, bir annenin çocuğuna kavuşabilmek için estetik operasyonla yüzünü değiştirmesi ve sonrasında hafızasını kaybedip geçmişinin bir bölümünü hatırlayamamasıyla gelişen olaylar işleniyor.
Dizinin Barış'ı Caner Topçu, son verdiği bir röportajda samimi açıklamalar yaptı. Sabah'tan Merve Yurtyapan'a konuşan Topçu, rolüyle ilgili söyledikleriyle dikkat çekti.
"ÇOCUKLUĞUMDA DERİN İZ BIRAKTI"
Topçu; rolün kendisini duygusal olarak zorladığını söyledi: "Babamın küçük yaşta yüzü yanmış. Onun bu durumu, çocukluğumda derin bir etki bıraktı. 'Doktor olmalıyım' düşüncesiyle büyüdüm. 'Barış'ı oynarken, geçmişte yaşadığım bazı anılara ve çocukluğumdaki 'Caner'e dönüyorum"
'Aynadaki Yabancı' izleyiciye ayna tutan bir proje mi oldu sizce?
Evet, öyle oldu. Çünkü insanlar karakterlerde kendilerinden bir şeyler buldular. Bunu sadece reytinglerde değil, sosyal medyadaki yorumlarda da çok hissediyoruz.
Siz de hiç düşünmeden yardıma ihtiyacı olan birine 'Barış' gibi el uzatır mıydınız?
'Barış', yardım etmeyi içgüdüsel olarak yapan bir karakter. Ben de hayatımda bu yaklaşımı benimsemeye çalışıyorum. Elimden geldiğince çevremdeki insanlara destek olmak isterim. Çünkü bence gerçek güç, birine dokunabilmekte. Bu yönüyle 'Barış'la bir ortak paydamız olduğunu söyleyebilirim. Ama 'Barış' gibi bu kadar büyük bir dokunuş yapabilir miydim, ondan emin değilim.
"Bu rol, beni hem psikolojik hem de duygusal açıdan çok zorladı" demişsiniz.
Babam çok küçük yaştayken bir kaza sonucu yüzünü yakmış. Onun yaşadığı bu durum, benim çocukluğumda hep derin bir etki bıraktı. Uzun bir süre "Doktor olmalıyım" düşüncesiyle büyüdüm. Hayatımda daha sonra yaşadığım büyük bir olay da 'Barış'ın ilk bölümde yaşadığı durumla neredeyse birebir aynıydı. Zorlandığım nokta ise şu: 'Barış'ı düşündüğümde, nedense hep geçmişte yaşadığım bazı olumsuz anılara ve çocukluğumdaki 'Caner'e dönüyorum. Bu yönüyle karakter beni hem duygusal hem de psikolojik olarak oldukça zorladı.
Sevdiği kadına gerçeği söylemeli mi, yoksa onu korumak için saklamalı mı insan?
Gerçeği saklamak, kısa vadede bir koruma gibi görünebilir ama aslında insanı ve ilişkiyi yorar. 'Barış' da bu ikilemle yüzleşiyor. Ben de benzer bir durumda olsam, sevdiğim kişiye gerçeği söylemekten yana olurdum.