BM eski Filistin Raportörü A Haber’e konuştu: Türkiye Gazze konusunda sorumlu davrandı
Eski Birleşmiş Milletler Filistin Raportörü ve Uluslararası Hukuk Uzmanı Amerikalı Profesör Richard Anderson Falk, A Haber'in sorularını yanıtladı.

"EMPERYAL GÜÇ YANSIMASI"
Trump'ın planı için "Emperyalist gücün bir yansıması" dedi. Falk, "Trump Gazze için para vermeyeceğini söyledi. Trump, Gazze'ye yatırım yapıldığı sürece, Gazze'nin yeniden inşası için gerekli sermayeyi Körfez ve Arap ülkelerinin sağlayacağına güveniyor. Gazze'yi alacağız diyor. Bu açıklama, kanuna uyma veya en azından Filistin halkına bir şekilde tazminat ödeme yükümlülüğü olmadan, saf bir emperyal güç yansıması." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE GAZZE KONUSUNDA SORUMLU DAVRANDI"
Uzun yıllar işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan insan hakları ihlalleri üzerine raporlar yayınladı Falk. Türkiye'nin savaş sırasında ve ateşkes sürecindeki rolünü takdir ettiğini söyledi.
Falk, "Savaş boyunca ve ateşkes sürecinde Türkiye bölgedeki tüm ülkelerden hatta dünyadaki tüm ülkelerden daha sorumlu şekilde davrandı. Bence Türkiye eğer sahada durum değişirse, yapıcı rol oynama konusunda şu an en iyi pozisyonda. İsrail ve ABD gerçek bir çözüm istiyor. Gerçek bir çözüm Filistin'in kendi kaderini tayin etmesiyle başlamalı. Bu, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana onlardan esirgendi." şeklinde konuştu.

Soru: Netanyahu her konuşmasında Hamas'ı yok edeceklerini söylüyor. Sizce ABD'nin de gönderdiği askeri mühimmatları göz önüne alırsak, İsrail esirlerini aldıktan sonra savaşa geri mi dönecek?
Yanıt: Kesin olan bir şey var ki Netanyahu'nun Hamas'ı yok etme sözü, Gazze'ye 7 Ekim'de başlayan saldırıların devam etmesine neden olacak. ABD'nin de gönderdiği yüzlerce tonluk bombalarla, bu saldırıları destekleyeceğine dair her türlü belirti var. Bu şartlar altında ben gelecekten çok umutsuzum. Filistinliler şu an Hamas'ı katliamın başladığı günün öncesinden daha çok destekliyor. Trump yönetimi ve İsrail, Hamas her türlü siyasi oluşumdan yok edilmeden Gazze'de barış olamayacağını söylüyor. Ortada çözülmeyen bir sorun olduğunda, çatışmanın yeniden başlaması da muhtemel. Korkuyorum ki ateşkesin ikinci ve üçüncü aşaması hiçbir zaman uygulanamayacak.
7 Ekim'de yaşananları Netanyahu'nun tetiklediğini söyleyen Richard Falk, "O gün yaşananlar Hamas'ın İsrail'e ve dünyaya 'Biz buradayız ve bizi silemezsiniz' mesajıydı" ifadelerini kullandı.

Falk, "Batı Şeria, her zaman İsrail'in çeşitli şekillerde elde etmeye çalıştığı bir yer oldu. Önce Yahudi yerleşimciler, ardından kurulan yerleşimler. Bu adımlar gerçek bir Filistin Devleti'nin kurulmasını imkansız hale getiriyor. 7 Ekim'den çok önce, Netanyahu hükümeti yerleşimcilere Filistinlilere karşı şiddete başvurmaları için yeşil ışık yaktı. Yahudi yerleşimciler de Filistinlilere dediler ki 'buradan ayrılmazsanız sizi öldüreceğiz'. Gazze'deki savaş da Batı Şeria'da yaşananları geri plana attı. İsrail orada şiddetini artırıyor. Filistinlileri evsiz bırakmaya çalışıyor, ABD'nin desteği ile Batı Şeria'da mümkün olduğunca yeri ilhak etmeye çalışıyor. Trump'ın Gazze planıyla birlikte de Filistin kimliğinin tamamen silineceği düşünülüyor. İsrail'in 7 Ekim'den önceki provokatif çıkışlarından biri de Netanyahu'nun BM kürsüsüne çıkıp İsrail'in Filistin'i tamamen işgal ettiği yeni Orta Doğu haritasını göstermesi oldu. Bu Siyonist projenin son aşaması olan "Büyük İsrail" vizyonuydu. Bu bir anlamda Hamas'ın saldırısının bir sebeplerinden biriydi. 7 Ekim İsrail'e ve dünyaya "Filistinliler hala burada ve silinemez" diyordu." açıklamasında bulundu.