ANALİZ - Mustafa Kemal Atatürk'ün gözündeki şehlalık Libya’dan hatıra |Video

Türkiye'nin Libya ile imzaladığı anlaşma bir anda dengeleri değiştirdi. Peşinden gelen Libya'ya asker gönderilip gönderilmeyeceği tartışması ise hala sürüyor. Muhalefet çok net bir şekilde asker gönderilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Ama tarih duruşlarının yanlış olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün gözündeki şehlalığın (şaşılık) Libya'da mücadele ettiği günlerden olması ve canı pahasına Libya'yı savunması buna en büyük örnek. İşte Atatürk'ün Libya'da mücadele ettiği günleri ve anıları…

CANI PAHASINA LİBYA'YI SAVUNDU

Gazeteci – Yazar Sadık Albayrak'ın "Yiğit düştüğü yerden kalkar" kitabındaki bir bölümden;

"Cemiyetin temsilcisi olarak, önce bölge komutanı olan Paşa'nın dostluğunu kazanması gerekiyordu. Bu işi paşayla kahve içtikleri sırada tehditle diplomasiyi kullanarak başardı. Birtakım Arap isyancılarının kendisini ele geçirmeyi tasarladıklarını öğrenince hiç çekinmeden, isyancıların karargahı olan camiye gitti. Elebaşlarına hükümetin şikayetlerini dikkate alacağını vaat ettikten sonra avludaki kalabalığın önünde söz aldı. Onları 'Din kardeşlerim' diye selamlayarak, uzun ve ateşli bir söyleve girişti. Ve yeni rejimin gücünü övmekle beraber bu kuvvetin sadece onları korumak uğruna kullanacağını ısrarla belirtti. Bu sözler dinleyenleri etkilemişe benziyordu. Ama kurnaz bir adam olan Arap şeyhi onu çağırttı ve 'Sen kimsin? Ne gibi yetkilerin var?' diye sordu. Mustafa Kemal cebinden cemiyetin vermiş olduğu yetki mektubunu çıkarınca şeyh güldü. Ve kendi cebinden buna benzer üç belge çıkarıp gösterdi."
Bu konuşmanın sonunda 3 temsilcinin serbest bırakılması konusunda anlaşıldı.

"MUSTAFA KEMAL'İN LİBYA'DA VATAN SAVUNMASI"

Binbaşı Mustafa Kemal rotasını bir kez daha yine Libya'ya çevirmişti. Şerif takma adını almış gazeteci kimliği ile yola düşmüştü. Ancak talihsizlikler peşini bırakmadı yolda hastalandı. 15 gün İskenderiye'de yattı. Yeri geldi trenle yeri geldi deve sırtında zorlu yolları aştı. Hatta yaya olarak yolları kat etti. Geceleri çadırda kaldı.

GÖZÜNDEKİ ŞEHLALIK LİBYA'DAN HATIRA

1912'de karşısında duran İtalyan tümenine karşılık verdi. Kasr-ı Harun önlerine ulaştıklarında kuvvetli bir güçle karşılaşırlar. Mücadele öylesine serttir ki o arada büyük bir gürültü kopar. İtalyan kuvvetlerinin bombaları yağmur gibidir. O bombaların etkisiyle bir kireç taşının parçası Mustafa Kemal'in çelik mavisi gözüne isabet eder. Düşman ise geriye doğru çekilmiştir. Bir destan yazıldı Kasr-ı Harun'da. Gözü kanlı ateşi yüksek olarak hastaneye yatırıldı. Müdahale sonrası Selanik'e dönmesi tavsiye edildi ama onun aklı hala verilecek mücadelelerdeydi. Doktoru dinlemedi iyileşmeden cepheye gitti. Ancak hastalığı nüks etti. Yaralı gözü artık görmüyordu ev gözlerini açamayacak duruma geldi.