Zaferin Adı Türkiye! 15 Temmuz’da FETÖ darbesine direnenler A Haber’de
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi 9. yılında. Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamındaki etkinlik ve anmalar "Zaferin Adı Türkiye" temasıyla gerçekleştirilecek. Düzenlenecek programlara 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve gaziler de katılacak. O gece darbe girişimine direnen gazilerimiz ve şehit yakınları yaşadıklarını A Haber’de anlattı.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminin 9. yıl dönümünde Türkiye "Zaferin Adı Türkiye" temasıyla şehitlerini anıyor. Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında düzenlenecek programlarda o geceye direnen gaziler ve şehit yakınları vatan savunmasındaki kahramanlık destanını A Haber'e anlattı.
Ekran görüntüsü / A Haber
DARBEYE DARBE YAPTIK! 8 MİLYAR CANLI İZLEDİ
Bir oğlunu şehit veren bir oğlu da gazi olan İhsan Ayanoğlu: O gece ülkemizin sağ salim düze çıkması için karanlık başlayan bir gecenin aydınlık sabahına ulaştığımız için şükürler olsun. Biz o gece Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere devlet yetkililerimizin işareti üzerine sokaklara çıktık. Cebimizde bir tırnak çakısı bile yok gene elhamdülillah darbeye karşı darbe yaptık. Dünyanın da 8 milyar insana canlı olarak izlettik. Bunun için ne kadar övünsek, gururlansak azdır.
9 sene geçti ama hala daha 9 gün önceki gibi, 9 saat önceki gibi taptaze yüreğimizde. Bu anılarla yaşayacağız. Devletimiz var olduğu müddetçe, milletimiz dik durduğu müddetçe biz de devletimizin arkasında dimdik duracağız. İki evladım var bir de ben 3 kişi, birey olarak devletimin 7/24 emrinde ve de hizmetindeyim.
Ekran görüntüsü / A Haber
O GECE NELER YAŞANDI?
Biz o gece saat 12'de Cumhurbaşkanımızın konutunun önüne çıktığımızda rahmetli oğlum benden şarj cihazı istedi. Şarj cihazını verdim. Orada bize demek ki veda ediyormuş. Sarıldı annesine, bana. Eee, şarj cihazını verdim. Ondan sonra irtibatı kaybettik. Çünkü Kısıklı o kadar kalabalıktı ki yani elinden tutmadığın sürece kimseye ulaşamıyordun. Kimse kimseyi tanımıyor. Oradan sonra saat 1.30 gibi ben köprüye gelmeye karar verdik oradaki insanlarla beraber, halkla beraber. Köprüye geldiğimde Beylerbeyi Metrobüs durağına kadar gelebildim. Çünkü oradan insan selinden gişelerin oraya varamadık.
Buraya geldiğimde bir yaklaşık bir 15-20 saniye silahla ateş edildi. Nedendir hala daha bilemiyorum. Hemen rahmetli oğlumu aradım ve konuştuk. 8 dakika sonra bir kıyamet ateşi başladı ki hepimiz canımızın derdine düştük. Orada kaç dakika yattığımı hala daha kestiremiyorum. Aklım başıma geldiğinde hemen oğlumu aradığımda oğlumun telefonuna başkası baktı.
Ekran görüntüsü / A Haber
BİRİ MORGTA BİR AMELİYATHANEDE
Sonra küçüğünü aradım. İki defa telefon kapanıncaya kadar çaldı, açmadı. Ben de diyorum ki hani abisine yardım ediyor. Abisi vuruldu. Sonra arkadaşlarına ulaştım. Arkadaşlar bana dediler "Amca, Onur vurulmuş. Başkent Hastanesi'ne gitmiş. Biz oraya gideceğiz sen de oraya gel." dediler. Oraya vardığımda 27 yaşındaki evladımı morgda, 25 yaşındaki evladımı da ameliyathanede buldum.
Ekran görüntüsü / A Haber
HABERİ ALDIK ABDEST ALIP DIŞARI ÇIKTIK
15 Temmuz Gazisi Adem Gül: En başta şehitlerimize, bu şanlı bayrağımız için şehadet şerbeti içmiş bütün şehitlerimize ve 15 Temmuz şehitlerimize rahmet dileyerek başlamak istiyorum. ben o gece mahalle camisinde namaz kıldıktan sonra cami avlusunda oturuyorduk. Alçak uçuş yapan uçaklar bizim dikkatimizi çekmişti. Akabinde burada olağanın dışında bir şeyler olduğunu düşünüyorduk ama bu kadar hain bir darbe girişimi olacağını hiç düşünmedik.
Lakin eve gittiğimizde Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın bütün vatandaşlarımızın sokağa ve havalimanlarına davet ettiğini, bunun bir darbe kalkışması olduğunu, halkımızı sokaklarda görmek istediği davetini duyunca biz de kardeşimle birlikte abdestimizi alarak bu darbeye, hain kalkışmaya ön durmak için, göğsümüzü siper etmek için evden ayrıldık.
Ekran görüntüsü / A Haber
SELA SESİSYLE KORKULAR SİNELERDEN ALINDI
Özel aracımla çıktığımızda Bizim hedefimiz Külliye'ye varmaktı. Lakin trafik keşmekeşinden dolayı Kızılay'a doğru ancak gidebildik. Kızılay'da Çankaya Belediyesi'nin önünde bir yere çektik aracımızı. Daha sonra orada tankların taksileri ve şahıslara ait özel araçları ezerek geçtiğini görünce olayın ne kadar büyük bir vehamet taşıdığını anladık. Bunların ne kadar gözünün dönmüş olduğunu anladık. O anda insanlarda bir küçük tereddüt vardı. Acaba mı, ne yapabiliriz diye. O anda bir sela okunmaya başladı. Bu selalarla birlikte insanların göğsündeki korku, sinelerindeki korku alınmış gibi oldu.
Ekran görüntüsü / A Haber
HER YAŞ HER RENK! KUR'ANLAR OKUNDU
Dolayısıyla insanlar bir araya geldi ve Genelkurmay'a doğru akın etmeye başladık. Genelkurmay kapısına geldiğimizde insanların elinde sadece bayraklarıyla 'Biz bunu kabul etmiyoruz.' şeklinde protestolar, bağırmalar yapıyorduk. Tekbirler getiriliyordu. Burada şu kavşakta betonda oturmuş Kur'an-ı Kerim okuyup dua eden kız kardeşlerimizi, analarımızı, abilerimizi, dedelerimizi de gördük biz. Her yaştan, her renkten insanları gördük. Hiç kimse darbeye, hiç kimse yapılacak kalkışmaya rızası olmadığını burada, açık açık haykırıyordu.
Ekran görüntüsü / A Haber
ŞARAPNEL PARÇALARI İLE YAŞAM SÜRÜYOR
Daha sonrasında Genelkurmay Başkanlığı içerisinden çatıdan ve pencerelerden bize doğru ateş edilmeye başlandı. Birkaç tane arkadaşımız orada gazi oldu. Biz ateşlerden sonra geri kaçmaya başladık. Orada bulunan bir polis aracı vardı. Polis aracının altına yattık önce mermilerden isabet almayalım diye. Daha sonra polis aracına doğru da atışlar başlayınca geri çekildik. Helikopterden atılan o zırh delici top mermisiyle biz burada gazi olduk. Ben sol kolumdan ve sağ kolumdan vuruldum. Bir de kasığımdan vuruldum. Sağ parmağımda uzuv kaybı var ve işlevini kaybetmiş durumda. Sol kolumdan sekiz, dokuz tane halen şarapnel parçası bulunmakta. Dört, beş kez ameliyat geçirmeme rağmen bu parçalar alınamıyor. Çünkü daha büyük tehlikeler arz ettiği için doktorlar bunları alamadılar.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN