Trump Putin'i tehdit etti: Pazartesi ne olacak? A Haber'de uzman isimlerden açıklama
Dünya gündeminde gerilim tırmanıyor… Trump’ın restine karşılık Putin'den Kuzey Kore hamlesi geldi. Rusya’nın 30 bin asker için K. Kore ile temasta olduğu öne sürüldü. A Haber canlı yayınında konuşan uzmanlar, bu adımların perde arkasını değerlendirdi. ABD Muhabiri İrfan Sapmaz, Washington’daki savaş politikalarının arkasında savunma sanayisinin etkisine dikkat çekerken, asıl hedefin Çin olduğunu belirtti. Gazeteci Ekrem Kızıltaş ise Ukrayna’nın nükleer silah oyununda Batı tarafından yalnız bırakıldığını ifade etti.
ABD BaşkanI Donald Trump'ın "Rusya'ya sürprizim olacak" çıkışı tansiyonu yükseltirken, Moskova'nın Kuzey Kore ile askeri temas kurduğu iddiası küresel dengeleri yeniden hareketlendirdi. A Haber canlı yayınında konuyu değerlendiren uzman isimler, savunma sanayisinin etkisine ve ABD'nin asıl hedefinin Çin olduğuna dikkat çekti.
JEOPOLİTİK HESAPLAŞMALAR VE TEKNOLOJİK ÇATIŞMALAR
Günümüzde küresel siyasette geleneksel güç dengelerinin ötesinde stratejik hamleler ve teknolojik yatırımlar ön plana çıkıyor. Siyasi ve askeri güç kullanımının yanı sıra savunma sanayisinin yönlendirdiği krizler, bölgesel ve küresel arenada yeni hesaplaşmaları beraberinde getiriyor.
ABD, RUSYA VE KUZEY KORE
ABD'nin Rusya'yı tehdit ettiğini bunun üzerine Rusya'nın Kuzey Kore ile temas kurduğunu belirten Gazeteci Ekrem Kızıltaş, bu ülkeler arasındaki hesaplaşmalara dikkat çekti. Kızıltaş, 150 milyon nüfusa sahip bir ülkenin, 26 milyonluk bir ülkeden yalnızca 30 bin askeri temin etmesinin, ileride tıpkı Wagner grubu etrafında yaşanan problemlerde olduğu gibi yeni krizleri beraberinde getirebileceğini belirtti.
FOTOĞRAF: A HABER.COM.TR - EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
ABD'DE SAVUNMA SANAYİSİNİN GÜCÜ
ABD muhabiri İrfan Sapmaz, Kızıltaş'ın yorumu sonrası konuya ilişkin konuşarak Rusya Devlet Başkanı Putin'in hamlesinin aslında ABD'deki savunma sanayisini lehine çevirdiğini vurguladı. Sapmaz, Donald Trump'ın "Ben üzerime düşeni yaptım, diplomatik girişimlerde bulundum ama şu ana kadar bir sonuç elde edemedim" şeklindeki açıklamalarına atıfta bulunarak, Trump'ın artık topu savunma sanayisine vermeye hazır olduğunu söyledi.
ABD savunma sanayisinin temel amacının savaş üzerinden silah satışı olduğunu; Robert Kennedy'nin kapalı bir toplantıda bu durumu detaylandırdığını hatırlatan Sapmaz, bu bakış açısına göre, savaşın devamı hem Trump'ın siyasi çizgisine hem de savunma sanayisinin çıkarlarına hizmet ederken, Washington'un bütçe açığının da bu sürece yansıdığı vurguladı. Sapma burada Trump'ın "Ben üzerime düşeni yaptım, fakat Putin direniyor" mesajıyla kamuoyuna hem net hem de çelişkili bir tablo sunduğunu ifade etti.
FOTOĞRAF: A HABER.COM.TR - EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
ABD-ÇİN YAPAY ZEKA SAVAŞI
Sapmaz, ABD'nin ülkeler arasında 1 numaralı hedefinin Çin olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"ABD'nin şu an 1 numaralı hedefi Rusya değil, Çin. En büyük rekabet yapay zeka alanında yaşanıyor. Trump, Teksas'ta 500 milyar dolarlık bir yapay zeka projesi başlattı. Bu dev yatırımın 100 milyar doları yalnızca bina ve altyapı tesislerine ayrıldı. Proje kapsamında 120 bin kişi çalışacak. Bu, sadece teknolojik değil, aynı zamanda stratejik bir savaş."
FOTOĞRAF: A HABER.COM.TR - EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
"TARİHİ YALTA'DAN GÜNÜMÜZE UKRAYNA VE STRATEJİK HESAPLAR
Ekrem Kızıltaş, yaşanan gelişmeleri 1946 Yalta Konferansı'na ve ABD ile Sovyetler Birliği'nin o dönem dünyayı paylaşma anlaşmasına benzetttiğini belirten Gazeteci Ekrem Kızıltaş şöyle konuştu:
"Bu gelişmeler bana 1946 Yalta Konferansı'nı hatırlatıyor. ABD ve Sovyetler Birliği'nin dünyayı paylaşma anlaşması… Ardından Ukrayna'nın talihi… 1991 sonrası dünyanın en büyük nükleer güçlerinden biri olan Ukrayna, ABD, İngiltere ve Fransa'nın 'yanındayız' açıklamaları eşliğinde tüm nükleer silahlarını Rusya'ya devretti.
O dönem Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne 'sonuna kadar saygılıyız' denilmişti. Ama bugün, 2025'te geldiğimiz noktada şunu sorgulamak gerekiyor: Putin acaba stratejik bir hesapla, taktik adımlarla zaman mı kazanmaya çalışıyor?
Zira Trump, 'Putin'in Ukrayna'da işgal ettiği toprakları alma hakkı var' demişti. Artık herkes, Ukrayna'nın doğusundaki bu toprakların geri alınamayacağını kabullenmiş gibi. Yani ortada sessizce şekillenen büyük bir jeopolitik değişim var. Bir şeyler oluyor."
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
