15 Temmuz hain darbe girişiminde nasıl destan yazıldı? Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz

Kayseri'de yaşayan Mehmet ve Nuran Güngör çiftinin 4 çocuğundan en küçüğü olan Sevda Güngör (27), çocukluk hayali olan polis memurluğu için mülakata girdi. Ancak jüri boyunun 1 santim kısa olduğu Sevda'yı mülakatta elendi. Üniversite sınavına girip 4 yıllık maliye bölümünü kazandı. Bu kez üniversiteyi bitirip girdiği polislik sınavını kazanarak Mersin Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde göreve başladı. Anne Nuran Güngör, 'Sevda 2015'te Mersin Çevik Kuvvet'te göreve başladı. Daha sonra özel harekâtın sınavını kazandı. Kızım Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı'nda 3 aylık polisken 15 Temmuz darbe girişimi oldu. O hain gecede kızım istirahatliyken özel harekâta gitmiş. Silah arkadaşları Cennet Yiğit, Gülşah Güler ve Kübra Doğanay ile birlikte uçaktan atılan bomba ile şehit düşmüş. Kızımla telefonla konuştuğumuzda bana 'Anne hazırlan evlenmeyi düşünüyorum. Artık çocuk sahibi olmak istiyorum' dedi. FETÖ'cü hainler kızımın muradına ermesine de engel oldu. FETÖ'cüler döktükleri kanda boğulsun. Biz şehit ailesi olarak Cumhurbaşkanı'mızın arkasındayız.' şeklinde konuştu. 'BUGÜN ÖLMEYECEKSEK NE ZAMAN ÖLECEĞİZ?' FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine engel olan demokrasi kahramanlarından biri de Mustafa Solak'tı. O gün 'Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz' diyerek sokağa çıkan ve darbeci pilotların attığı bomba ile şehit olan Solak'tan geriye eşi Melek Solak ve engelli oğlu Emre Solak kaldı. Doğuştan apel sendromu olan, ayak parmakları ve kafa kemiklerinin yapışık olmasından dolayı bugüne kadar çok sayıda ameliyat geçiren Solak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı evine davet ederek, 'Sadece evimize gelsin ve bir çayımızı içsin. Cumhurbaşkanımızın, babama Kur'an-ı Kerim okumasını istiyorum' diye konuştu. Eşi Melek Solak ise şunları anlattı: 'Sen gitmeyeceksin, ben gitmeyeceğim, vatan elden gidiyor. Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz' diyerek evden çıktı. Sabaha karşı aradı. Sabah namazını kılmaya gideceklerini söyledi. Uyuyakalmışım. Rüyamda eşimin kafasının üstüne düştüğünü gördüm. Televizyonu açtım ve 5 sivilin Külliye'nin önünde şehit olduğunu öğrendim. Telefonunu aradım, meşguldü. Ardından hastane personellerinden biri açtı telefonu ve yaralı olduğu bilgisini verdi. Hastaneye gittiğimde eşimin şehit olduğu haberini aldım. Gururum çok büyük, acım ondan da büyük. Oğlum Emre ile beraber akşamları eşimin mezarının başına gidiyoruz. 'Bak yine bir aile olduk' diyorum. Eşimin bir damla kanını kim bu vatana hainlik yapıyorsa helal etmiyorum. Çok ocaklar söndürdüler, geride çok yetim bıraktılar. Allah o hainleri kahru perişan etsin. O hainlerin idam edilmesini istedik ama olmadı. Hesabımı mahşere bıraktım. O şehitlerin yüzüne nasıl bakacaklar. ŞEHİT BABASIYLA KALP TELEFONUYLA KONUŞUYOR FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında Emniyet Müdürlüğü önünde TOMA'ların arasında sıkışarak şehit olan Emniyet Amiri Cüneyt Bursa 37 yaşında evli ve 2 çocuk babasıydı. Şehit olduğunda oğlu Kerem henüz 2 aylık, kızı Ceylin ise 8 yaşındaydı. Annesi, oğlunababasının ismini yaşatması için Kerem Cüneyt ismini verdi. Evde babasının şapkasıyla dolaşan Kerem Cüneyt şimdi 5 yaşında ve baba sevgisini hiç tatmadı. Ablası Ceylin ise babasının parfümü ile baba kokusunu içine çekiyor, onunla kalp telefonu ile konuşuyor... Hayali atlı polis olarak kahraman babasının izinden gitmek. Emniyet, tarafından şehit çocuklarına ücretsiz olarak sunulan binicilik kurslarına katılan Ceylin bir yandan da lise sınavlarına hazırlanıyor. Her 15 Temmuz geldiğinde sancılarımız artıyor. Acısı hiç geçmiyor. Biz hep 5 yıl öncesindeyiz. 'Zaman her şeyin ilacı' diyorlar ama öyle değilmiş. Şehit olduğunu kabullenemeyip hâlâ gelecek diye bekliyoruz. 5 yıldır eşimin şehit olduğu Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nün önüne gidemedim, cesaretim yok buna. Yakınından bile geçemiyorum. Elimden gelse Ankara'dan giderim ama biliyorum ki nereye gitsem o ve acısı da bizimle gelecek. Ceylin babasına aşık, baba özlemi tarifsiz. Ceylin babasının parfümünü açıp kokluyor. Psikolog, Ceylin'e 'Senin kalbinde bir telefon var, babanın kalbinde de bir telefon var. Sen ne zaman babanla konuşmak istersen hep açacak o telefonu. Sen kalbinden 'Alo' de, baban saniyesinde açacak seni dinleyecek Ceylin. İçine ses ver ne dediğini de duyarsın o sana cevap bile verir' dedi. Kalp telefonu ona çok iyi geldi. Babasıyla konuşur oldu. 5 yılın ardından kabristana gitmeye başladı, eskiden oraya da gidemiyordu. 'Babamı özledim, gidelim anne' diyor. 'Babasının bahçesi' dedik. Sürekli farklı renklerde çiçekler ekiyoruz. Mezarın soğuk yüzünü renkli çiçeklerle attı üstünden. Mezarlıkta 'Sen git dolaş. Ben babamla baş başa konuşacağım anne' diyor. 'BABAMLA GURUR DUYUYORUM' Babalar Günü'nde çocukları Ankara dışına götürdüm, hissetmesinler diye. Ama başarılı olamadım. Ceylin'in yüzü düşük ve mutlu değildi o gün. O gün Ceylin bambaşka bir Ceylin oluyor, kolu kanadı kırık oluyor. Arkadaşları babalarıyla konuştuğu zaman ağlıyor 'Ne olurdu ben de babamın sesini duyabilseydim, babamla konuşmak istiyorum' diyor. Videolarını açıp izliyoruz. Onları açıp dinliyor, onun sesiyle uyuyor. Kerem Cüneyt daha babasının şehit olduğunu bilmiyor. 'Baban çok uzakta' diyoruz. 7 yaşından sonra algılarmış. Babasının hiç gelmeyeceğini o zaman anlatacağız ona. Parkta babası olan çocukların yanına gidiyor, onlarla sohbet ediyor. Babasıyla çocuğun oyununa imreniyor. Onların acısına çare olamamak çok zor. Cüneyt, ailemizin dağıydı. Şehit kızı Ceylin babası gibi polis olmak istiyor. Atlı polisler gibi olmayı isteyen Ceylin, 'Benim babam düşmanlarla çatıştı ve şehit oldu, o ölmedi. Ben 15 Temmuz'da kahramanların da bazen endişelenebileceğini öğrendim. Babamın sesini en son duyduğumda sesinde endişe ve korku vardı. 'İyiyim ben' dese de hissetmiştim. O gece rüyamda 'baba beni bırakma' diyerek sayıkladım. Onunla gurur duyuyorum' dedi. A HABER UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN