"Asırlık çınar"ın Başkan Erdoğan sevinci

İlçenin kırsal mahallelerinden Doğanlı'da, 60 yıldır aynı yastığa baş koyduğu eşi Kadın Baştürk ile oğlu ve gelininin yanında yaşayan Yaşar dede, 102 yılı geride bırakmasına rağmen dimdik ayakta duruyor.

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan oğluna işlerinde elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışan Baştürk, geçen ay Beştepe Millet ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Birinci Yaşlılık Şurası kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya geldiği günü unutamıyor.

Baştürk, AA muhabirine, 1917'de dünyaya geldiğini ve 55 yıl çobanlık yaparak ailesinin geçimini sağladığını söyledi.

Bu süre zarfında fakirlik gördüğünü anlatan Baştürk, "Yokluk vardı, elbise yoktu, ayakkabı hiç yoktu. Ben ailemin ayakkabısını giyerdim, ailem benim ayakkabımı giyerdi. Öyle bir devir yaşadık. 1940 yılında kıtlık gördük, çok sıkıntı yaşadık. 1950 yılı oldu, dediler ki bir parti çıkmış, 'Demokrat Parti' diye. Bu parti döneminde öyle bir bolluk oldu ki cebimizden para eksik olmadı." diye konuştu.

Baştürk, ekmek israfına dikkati çekerek, "Çok çileler çektik, şimdi ekmeği dışarıda görünce ağlıyorum çünkü kıtlığı gördüm. Poşet poşet duvarların başında ekmek. O zaman çavdar ekmeği bulamazdık." dedi.

Uzun ve sağlıklı geçen ömrünü doğal gıdalara ve beslenmesine dikkat etmesine borçlu olduğunu belirten Baştürk, "Çobanlık yaparken dağda ne kadar çiçek varsa toplar ağzıma atardım. Ekmek götürmezdim. Günde bir öğün yemek yerdim. Bazıları çok yemek yiyor, rahatsızlanıyor. Az ye, yine ye, ne olacak." ifadelerini kullandı.

Ailesinin vermemesi üzerine çok sevdiği Kadın Baştürk'ü kaçırarak evlendiğini anlatan Baştürk, eşiyle omuz omuza vererek bütün zorlukları aştıklarını, 8 evlat yetiştirdiklerini ve 17 torun sahibi olduklarını söyledi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN MİSAFİRİ OLDU

Birinci Yaşlılık Şurası kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelme fırsatı bulduğunu anımsatan Baştürk, duygularını şöyle dile getirdi:

"Cumhurbaşkanına '15 Temmuz'da şehit olanlar hem devlet hem de senin için şehit oldular' dedim. 'O günler gitsin gelmesin, Cenab-ı Allah da seni başımızdan eksiltmesin' dedim. 'Amin' dedi. Milletimin başından eksik etmesin. 'Bir diyeceğin var mı?' dedi. 'Olmaz olur mu?' dedim. 'Ölmeden, 102 yaşındayım, çıktım geldim, seni gördüm, bundan iyi gün olur mu?' dedim. 'Güneş gibi doğdun, ay gibi parladın, yıldızlar gibi şakıdın milletin üzerine' dedim. 'Seni dünya takdir ediyor' dedim. 'Teşekkür ederim' dedi. 'Ben senin sağlığını isterim' dedim. 'Ben 19 yaşındayım, 102 yaşını kabul etmem' dedim."