Başkan Erdoğan'dan ABD'de adrese teslim mesaj; İşgalci ve katillere...
Birleşmiş Milletler'in 73'üncü Genel Kurulu için Türkiye'den hareket eden Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin New York kentine geldi. Burada yaptığı açıklamalarda dünyanın dikkatini yine mağdur ve mazlumlara çeken Erdoğan Amerika ve İsrail'in Filistin'den başka coğrafyalara dünyanın çeşitli noktalarındaki zulmüne çarpıcı ifadelerle karşı çıktı.
İşte Başkan Erdoğan'ın çarpıcı açıklamalarından satır başları;
"ERMENİ YALANLARI VE SİZ..."
"İmkanlarımızın kısıtlı olduğu dönemde buradaki insanlarımız her türlü çabayı göstererek Türkiye'nin ve Türkiye'nin savunduğu ilkelerin Amerikan kamuoyu tarafından duyulmasını sağladılar. Özellikle 1915 olaylarına dair Ermeni yalanlarının yayılmasını engellemek için gerçekten takdire şayan çabalar harcadılar. Ben, sizlerin aracılığıyla Türkiye'nin gönüllü elçileri olan tüm vatandaşlarıma buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Aynı şekilde Türk vatandaşı olmasa da ülkemize ve milletimize muhabbet duyduğu için Türkiye'nin hakkını, hukukunu savunan dostlarımıza, kardeşlerimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde de omuz omuza vererek birlikte benzer çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum.".
İLK KIBLEMİZİ BU İŞGALCİ VE TERÖRİSTLERE TESLİM ETMEYECEĞİZ
İlk kıblemiz Kudüs'ü, işgalcilerin ve Filistinlilere devlet terörü uygulayanların ihtiraslarına terk etmeyeceğiz. İsrail ve Amerikan yönetimlerinin Kudüs'ün izzetini ve onurunu ayaklar altına alan tacizlerine karşı mücadelemizi diplomaside en üst düzeyde vereceğiz.
DİASPORAMIZ NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA...
"Profesör Doktor Aziz Sancar hocamız gibi bilim dünyasında açtıkları çığırla insanlığın tekamülüne vesile olan vatandaşlarımız var. Yaptıkları araştırmalarla geniş bir çevrede kabul gören, takdir toplayan hocalarımız, akademisyenlerimiz var. Adı adeta Türkiye ile özdeşlemiş müteşebbislerimiz, firmalarımız, birbirinden başarılı gençlerimiz var. Biz, hangi görüşe sahip olursa olsun, ihanet çukuruna düşmediği sürece, tüm vatandaşlarımızın başarılarından gurur duyuyoruz. Onları Türk milletinin medarıiftiharları olarak görüyoruz. İşte bu anlayışla dünyanın neresinde olursa olsun, diasporamıza sahip çıkıyor, tüm imkanlarımızla destekliyoruz. Burada önemine binaen sizlerin dikkatini şu noktaya çekmek istiyorum. Siz yaşadığınız ülkelerde ne kadar güçlü konumda olursanız Türkiye de o derece güçlü olur. Türkiye ne kadar güçlü olursa kardeşlerine, dostlarına, mazlumlara ve mağdurlara o derece iyi sahip çıkar. Sizin zayıflığınız da aynı şekilde ülkemizin hanesine yazılacaktır. .
"ABD'DEKİ DİĞER ÜLKE MÜSLÜMANLARI İÇİN DE GEÇERLİ"
Benzer durumlar, dünyanın farklı köşelerinden gelip de Amerika'yı yurt edinen diğer Müslüman kardeşlerimiz için de geçerlidir. Esasen biz onları kendi vatandaşlarımızdan ayrı görmüyoruz. Türkiye'yi anlatırken 81 milyon vatandaşı ve 6,5 milyon diasporası yanında, Afrika'dan Asya'ya ve Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında yüz milyonlarca kardeşe sahip bir ülke olduğumuzu söylüyoruz."
ARAKAN'DA, SOMALİ'DE VARIZ ÇÜNKÜ...
"Ülkemizin gönül sınırları, fiziki sınırlarının çok ötesindedir. İşte bunun için coğrafi bağımız bulunmasa da Arakanlı kardeşlerimizin yaralarına merhem olmak için yollara düşüyoruz. İşte Dışişleri Bakanımız, eşim hep birlikte Arakan'a gidebiliyorlar. İşte bunun için coğrafi mesafeye aldırmadan, kimse gitmezken biz, Somalili kardeşlerimizin dertleriyle yakından ilgileniyoruz."
"BENİM" DİYEN ÜLKELER KONTEYNERDA İDARE EDİYOR
"Hatta 'Benim' diyen ülkelerin Somali'de büyükelçilikleri yok. Konteynırlarda büyükelçilik açmışlar, onunla Somali'yi idare ediyorlar. Bizim dünyada en büyük büyükelçiliğimiz Somali'de. Hastanelerimizi kurduk, okullarımızı açtık Somali'de. Şu anda Türkiye'de eğitim-öğretim noktasında hamdolsun Somali'den yüzlerce, binlerce öğrencimiz var. İşte bunun için Türk Cumhuriyetlerindeki akrabalarımızla bağlarımızı güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. Dünyanın neresinde bir mazlum ve mağdur varsa sıkıntısını sahipleniyor, sessiz yığınların sesi olmaya çalışıyoruz."
"HİÇBİR KARDEŞİMİZİ KATİLLERE TESLİM ETMEDİK"
"Bu anlayışla gerek Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi gibi sivil toplum örgütleri vasıtasıyla gerekse bireysel olarak sizlerle temaslarımızı gün geçtikçe daha da yoğunlaştırıyoruz.
Amerikan Müslümanlarının Türkiye'ye yönelik muhabbet ve merakının giderek arttığına şahit olduklarını, Türkiye'nin bilhassa İslam dünyasıyla ilgili hususlarda gösterdiği kararlı duruşunun, bu ilginin en önemli sebebi olduğunu belirten Erdoğan, "Hamdolsun ülkemiz Suriye krizi ve Filistin meselesi başta olmak üzere, ümmetin yüreğini dağlayan her konuda gerçekten samimi bir gayret içindedir."
Kapımıza sığınan hiçbir kardeşimizi eli kanlı katillere teslim etmedik, bırakmadık. 194 ülkenin içinde olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 5 ülkenin dudakları arasına bir dünya mahkum edilemez. Daimi üye, geçici üye bu ayrımın olmaması lazım. Eğer olacaksa 20 üyenin 20'si de daimi üye ve dönüşümlü olacak. Dünyadaki her kıtadan, her inanç grubundan ülkeler bu daimi üyelerin içinde yerini alacak. Bu olduğu zaman adalet olur."
"BM BAŞARAMIYOR! ADALET İSTİYORLARSA..."
"Birleşmiş Milletler eğer adaleti tesis edecekse, işte bunu ancak bu şekilde tesis edebiliriz. Aksi takdirde adaleti tesis mümkün değil. Şu anda Birleşmiş Milletler bunu başarabiliyor mu? Hayır. Bu kadar olaylar oluyor, Suriye sorunu 8 senedir devam ediyor çözebildi mi? Hayır. İsrail, her türlü zulmü yapıyor, verilen kararlar var, bu kararlara rağmen İsrail verilen kararlara uyuyor mu? Ne anlamı oldu bunun? İşte onun için adalet. Suriye halkını hak ve özgürlük mücadelelerinde yalnız bıraktılar ama biz yalnız bırakmadık."
"ŞEHİTLER VEREREK OPERASYONLAR GERÇEKLEŞTİRDİK"
"Şehitler vererek gerçekleştirdiğimiz operasyonlar sayesinde 260 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin vatanlarına dönmesini sağladık. Son İdlib krizinde olduğu gibi, tek bir sivilin dahi burnunun kanamaması için diplomatik alanda yoğun çabalar yürüttük. Bu gayretlerimizin meyvesini almaya da başladık. Bir dönem teröristlerin ellerini kollarını sallayarak dolaştığı bölgelerde, bugün Suriyeli çocuklar hiçbir korku duymadan okullarına gidiyor.
"İNŞALLAH ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE FIRAT'IN DOĞUSUNU DA KAPSAYACAK"
Afrin'de, El-Bab'da, Cerablus'ta gidiyor. İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat'ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye'nin içindeki güvenli bölgeleri artırmaya devam edeceğiz. Ülkemize yönelik terör tehdidi son bulana, Suriye'nin geleceğine kasteden çetelerin kökü kazınana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Aynı şekilde ilk kıblemiz Kudüs'ü, işgalcilerin ve Filistinlilere devlet terörü uygulayanların ihtiraslarına terk etmeyeceğiz. İsrail ve Amerikan yönetimlerinin Kudüs'ün izzetini ve onurunu ayaklar altına alan tacizlerine karşı mücadelemizi diplomaside en üst düzeyde vereceğiz.
"MÜSLÜMANLARDAKİ VAHDET EKSİKLİĞİ"
"Son yıllarda yaşadığımız hadiselerin hepimiz için ibret kaynağı, uyanış vesilesi olması gerektiğine inanıyorum. Müslümanların dünya gündemini işgal eden meselelerde etkilerinin sınırlı olmasının temel sebebi... Az önce Kur'an-ı Kerim'den ayetler okundu, mealleri verildi. Ne yazık ki Kur'an-ı Kerim'in bu emrine Müslümanlar uymuyor. Uymadığı için bu parçalanmışlık bizi mahvediyor.
FİLİSTİN'İN SORUMLUSU DA BU DURUMDUR
Bırakın küresel meseleleri, kendi dinlerini, kendi geleceklerini ilgilendiren konularda bile yeknesak bir duruş sergileyemiyor. Açık söylüyorum, Filistin meselesinin onca yıldır çözüme kavuşturulamamasının sebebi, İsrail'in hukuk tanımazlığından daha çok Müslümanlardaki vahdet yani birlik eksikliğidir. İşte sene 1948 Filistin neydi, şu anda geldiğimiz sene 2018 Filistin ne? Başladığımız yerdeyiz. 1948'de devasa topraklar ama şu anda maalesef bir avuç Filistin toprağı.