Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bitaraf olan bertaraf olur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tüpraş İzmit Rafinerisi'nin yanında yaptırılan ve yaklaşık 3 milyar dolara mal olan Fuel Oil Dönüşüm Projesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, '14 Aralık Operasyonu'na değindi, bu operasyonla ilgili Avrupa'dan gelen tepkileri eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tüpraş'ın İzmit Rafinerisi yanında yaklaşık 3 milyar dolara yaptırılan ve Cumhuriyet tarihinde bir kalemde yapılan en büyük yatırım olan Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Projesi tesislerinin açılış töreni için Körfez İlçesi'ne helikopterle geldi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın yanı sıra Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Tüpraş Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili İbrahim Karaosmanoğlu, Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut ile diğer davetliler katıldı.
Törenden önce Fuel Oil Dönüşüm Projesi'nin kumanda merkezini gezip bilgi alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra açılış töreninde konuştu.
'BÜYÜK BİR GURUR GÜNÜ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önce Tüpraş'ın gerçekleştirdiği bu yatırım nedeniyle Yönetim Kurulu Başkanı'ndan, Yönetim Kurulu üyelerine genel müdürden mühendis ve teknisyenleri ile tüm Tüpraş mensuplarını kutladı. "Türkiye olarak gerçekten büyük bir gurur gününü hep birlikte yaşıyoruz" diyen ve 3 milyar dolar bir hacme ulaşan tesisin Türkiye açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun Türkiye'de tek kalemde yapılmış en büyük sanayi yatırımı olduğunu belirtti. Erdoğan, "Bu büyük yatırımın Türkiye ekonomisine de büyük faydaları olacak. Türkiye'nin bir enerji üssüne dönüşmesine ve cari açığın 1 milyar dolar gibi yüksek bir rakamda azalmasına bu tesis yardımcı olacak. Türkiye'nin gücüne güç katıyoruz. Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde 2 nükleer santral yatırımıyla Türkiye enerjide kilit bir ülke konumuna yükselecek" dedi.
'ZULÜM VE İHANET HİÇBİR ZAMAN KARŞILIKLIZ KALMAMIŞTIR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra '14 Aralık Operasyonu'na değindi, öncelikle bu operasyonla ilgili olarak Avrupa'dan gelen tepkileri eleştirdi. Erdoğan, "Dün bağımsız savcılar tarafından başlatılan ve tamamen hukuk içinde yürütülen operasyon karşısında içeride ve dışarıda haddi aşan insafı aşan asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkiler sergileniyor. Adımlar atıldığı anda AB'den hemen birisi çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun? Neyi biliyorsun? 50 yıldır bu ülkeyi AB kapısında bekletenler, acaba bu atılan adımın ne olduğunu biliyor musunuz? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun, ister şu olsun, ister bu olsun gerekli cevabı alacaklardır. Onları bizim bu ülkede egemen duruma getirmemiz mümkün değildir. Böyle bir adımı atarken de 'Acaba AB ne der, acaba bizi alır mı almaz mı?' Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Siz kendi aklınızı kendinize saklayın. Olay bir basın özgürlüğü meselesi değildir. Açıkça söylüyorlar, 17 yıl iki gözü görmeyen bir insanı 'bütün bir operasyonun başı' diye yakalayıp 122 kişiyi içeri alanlar bunlardı. O insanların şikayeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler. Zulüm ve ihanet tarihin hiçbir döneminde karşılıksız kalmamıştır. Onlar bağıracaklar, feryat edecekler belki de ağlayacaklar. Onlar da arkalarına güneydeki sevdikleri ülkeyi alarak, o belli uluslararası çevreleri, uluslararası medyayı alarak ihanetlerini tescillemeye devam edecekler" dedi.
'KİM NE DERSE DESİN KERVAN YÜRÜYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süredir Türkiye ekonomisine yönelik hem içeride hem dışarıda belli çevrelerin sistematik bir algı operasyonu yürüttüklerini de belirterek, "Bazı gazeteler, dergiler, televizyonlar onların yanında bazı ulusal ve uluslararası çevreler, Türkiye ekonomisi hakkında tamamen gerçek dışı bir algıyı yerleştirmeye çalışıyorlar. Bütün bu saldırılara rağmen bütün bu operasyonlara rağmen Türkiye'nin bugün tarihindeki en büyük sanayi tesisinin 3 milyar dolarlık bir sanayi tesisinin açılışını gerçekleştiriyor olması çok önemlidir. Son derece manidardır. Kim ne derse desin. Kervan yürüyor. Kim hangi operasyonu yaparsa yapsın Türkiye büyümeye, güçlenmeye, hedeflerine kararlı bir şekilde doğru bir şekilde ilerlemeye devam ediyor" diye konuştu.
Algı operasyonlarıyla Türkiye'ye istikamet çizmeye çalışanlar olduğunu da söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İçeride ya da dışarı algı operasyonları yoluyla yalan haberler, yalan manşetler yoluyla Türkiye'ye hala istikamet çizmeye çalışanlarla hiçbir şekilde uzlaşmayacağız. Onların önünde hiçbir şekilde diz çökmeyeceğiz. Burası demokratik bir ülke. Biz seçimle geliyoruz. Millet takdir edince de seçimle gideriz. Bizler faniyiz. Vakti zamanı gelince emaneti sahibine teslim edeceğiz. Ama unutulmasın ki millet her zaman var olacak. Türkiye'nin eski günlere döneceği umuduyla kirli işlere, kirli ilişkilere ve kirli ittifaklara girenler başarılı olmayacaklarını görsünler ve bundan artık bir an önce vazgeçsinler."
'BU NORMALLEŞME SÜRECİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yaşananları 'normalleşme süreci' olarak değerlendirerek, "Siz kuyruğuna basıldığı için feryat figan ortalığı velveleye verenlere hiç itibar etmeyin. Türkiye'de çok güzel gelişmeler yaşanıyor. İnşallah çok daha iyi çok daha güzel gelişmeler yaşanacak. Bütün bu yaşananlar normalleşme sürecidir. Bütün bu yaşananlar Türkiye'nin Yeni Türkiye'ye yönelik tohumlarının atılış sürecidir. Türkiye'nin eski günlere döneceği umuduyla kirli işlere, kirli ilişkilere yeltenenler; kirli ittifaklara girenler, bunun cevabını alıyorlar. Almaya da devam edecekler" dedi.
'BİTARAF OLAN BERTARAF OLUR'
Vicdan sahibi herkesi kirli odaklara cesur duruşla cevap vermeye çağıran Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnşallah medya dünyası bu girdiği kirli ilişkilerden bir an önce sıyrılacaktır diye düşünüyorum. Kendisini bu tehlikeli vesayetten kurtaracaktır diye inanıyorum. Bu kirli odaklara boyun eğenler, milletin karşısında kaybetmeye mahkumdur. Şantaja, tehditlere, uluslararası çevrelerin ülkemiz üzerinde kurdukları kumpaslara bu millet gelmiyor ve gelmeyecektir. Medya dünyası bu girdiği kirli ilişkilerden bir an önce sıyrılacaktır diye düşünüyorum. Kendisini bu tehlikeli vesayetten kurtaracaktır diye inanıyorum. Bu kirli odaklara boyun eğenler milletin karşısında kaybetmeye mahkumdur. Şantaja, tehditlere uluslararası çevrelere, ülkemiz üzerinde kurdukları kumpaslara bu millet gelmiyor ve gelmeyecektir. Vatanını seven insaf sahibi, vicdan sahibi herkesi bu kirli odaklara cesur bir duruşla cevap vermesini özellikle hatırlatmak istiyorum. Bitaraf olan bertaraf olur. Onun için tarafınızı çok iyi belirlemeniz lazım. Duruşumuz çok önemli. Yalpalayan değil, omurgalı duruşlar çok önemli. Omurgalı durduğumuz zaman millet kazanacaktır. Maşalara, taşeronlara, paralel yapılara kol kanat gerenler müsamaha gösterenler er ya da geç onlar da mahçup olacaklardır."
'AKLINIZI KENDİNİZE SAKLAYIN'
14 Aralık operasyonu ile ilgili olarak Avrupa'dan gelen tepkileri eleştiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün bağımsız savcılar tarafından başlatılan ve tamamen hukuk içinde yürütülen operasyon karşısında içeride ve dışarıda haddi aşan, insafı aşan, asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkiler sergileniyor. Eski Türkiye'nin bütün aktörleri, eski Türkiye'yi özleyen bütün taraflar ittifak halinde, koro halinde, savcılarımıza, hakimlerimize, emniyet görevlilerimize belli merkezlerden idare edilen bir baskıyı uygulamaya çalışıyorlar. Adımlar atıldığı anda AB'den hemen birisi çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun? Neyi biliyorsun? 50 yıldır bu ülkeyi AB kapısında bekletenler, acaba bu atılan adımın ne olduğunu biliyor musunuz? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun, ister şu olsun, ister bu olsun gerekli cevabı alacaklardır. Onları bizim bu ülkede egemen duruma getirmemiz mümkün değildir. Böyle bir adımı atarken de 'Acaba AB ne der, acaba bizi alır mı, almaz mı?' Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Siz kendi aklınızı kendinize saklayın."
'AVRUPA BİRLİĞİ KENDİ İŞİNE BAKSIN'
Avrupa Birliği'nin hukukun attığı adıma kendisinde müdahale etme yetkisi aramaması gerektiğini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"AB eğer çok dürüstse, burada Sabancı Grubu'nun kardeşini çıkıp da işyerinde katleden bir Fehriye Erdal'ı bir kapıdan alıp bir kapıdan bırakanlar hukuk adına cevap verebilirler mi? Avrupa'da 7 tane vatandaşımızı öldürenler, basın mensupları dahi yargıya sokulmadılar. TRT dahi sokulmadı. Bunun hesabını bize verebilirler mi? Hala cevabı ortada yok. Ben bir ülkenin başındaki şahısla görüşüyorum. Kendisine dosyaları veriyorum. Türkiye'deki terör örgütüyle ilgili diyor ki '4 bin tane şu anda açtığımız dava var.' 'Netice?' diyorum, netice yok. Avrupa'nın şu anda en güçlü ülkesi Almanya'dan bahsediyorum. Peki böyle bir ülke PKK terör örgütü ile alakalı bu dosyalar veriliyor, 'Hiçbir netice yok' diyorsunuz ama kalkıp benim ülkeme yönelik operasyon yürütmek istiyorsunuz. Kusura bakmayın, AB kalkıp ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu unsurlarla ilgili, şu anda güvenlik güçlerimizin attığı adıma hukukun attığı adıma kendisinde müdahale etme yetkisi aramasın, lütfen kendi işine baksın."
'ATILACAK HER ADIM HUKUK İÇERİSİNDE'
Atılacak her adımın hukuk içinde atılacağını ifade eden Erdoğan, "Şunu herkesin bilmesi lazım, hakim ve savcılarımızın korkutulmasına, sindirilmesine, etki altına alınmasına asla ve asla biz fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz. Atılacak olan her adım hukuk içinde atılacak. Bütün işleyiş hukuk içinde olacak, karar da inşallah hukuk içinde demokrasi içinde yasalar ve vicdan çerçevesinde verilecek. Normalleşen, normalleşmeye başlayan hukuk sistemi hiçbir masumun ceza almasına, hiçbir suçlunun da elini kolunu sallayarak dolaşmasına müsaade etmeyecektir" dedi.
'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DİYORLAR, ALAKASI YOK'
Erdoğan, "Yapılanın yapanın yanına kar kaldığı Türkiye eskide kalmıştır. Olay bir basın özgürlüğü meselesi değildir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Basın özgürlüğü diyorlar alakası yok. Biz bunların basın özgürlüğü ifadesinden ne demek istediklerini anlarız. Bize zaman zaman gelirler. Uluslararası camiadan da gelirler. Bir ay kadar önce de geldiler. Dediler ki 'İçeride gazeteciler var.' Yığınla sayı çıkardılar. Adet kaç biliyor musunuz 7 tane. Bunu açacaklarını bildiğim için ben de Adalet Bakanlığı'ndan bütün belgeleri aldırdım. 7 kişinin suçları bekçi öldürmekten tutun, polis öldürmeye varıncaya kadar ellerinde silah bulundurmaya kadar her şeyi önlerine koydum. Şimdi ne diyorsunuz? Cevap yok. İşte bunların avukatlığına soyunuyorsunuz. İlginçtir, bunların davalarının yeniden açılmasını istiyorlar. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye. Burada adalet egemen olacaktır" ifadelerini kullandı.
DHA