Dinleme iddialarını liderlerle konuşacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda da bu Kıbrıs sorununun Türk tarafının gösterdiği iyi niyetle aynı şekilde Rum tarafının da iyi niyet göstermesi neticesinde bir çözüme kavuşması mümkün. Bizler özellikle bu konuda garantör bir ülke olarak Yunanistan'ın da bu işe çok daha sıcak, çok daha olumlu bir yaklaşım içerisinde olmasını bekliyoruz" dedi.

Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı olarak ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştireceği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) hareketi öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlenen basın toplantısında, öncelikle KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşmelerinin olacağını, bunun yanında KKTC Meclis Başkanı ve hükümet yetkilileri bir araya geleceklerini ifade etti.

Ayrıca KKTC'de anamuhalefet partisi ve diğer parti temsilcileriyle de görüşeceklerini aktaran Erdoğan, yetkililerle akşam düzenlenecek geniş kapsamlı bir yemekte birlikte olacaklarını kaydetti.

Erdoğan, 11 Şubat 2014'te özellikle Kuzey Kıbrıs - Güney Kıbrıs arasındaki iki liderin ortak açıklamalarıyla yeniden başlayan ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde devam eden görüşmelerin şu anda son aşamaya geldiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Fakat Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bugüne kadar adil, kapsamlı bir neticeyi özleyerek sürdürdüğü görüşmelerde Güney Kıbrıs ne yazık ki, bugüne kadar hiçbir zaman olumlu bir yaklaşımın içerisinde olmadı. Şu anda da bu Kıbrıs sorununun Türk tarafının gösterdiği iyi niyetle aynı şekilde Rum tarafının da iyi niyet göstermesi neticesinde bir çözüme kavuşması mümkün. Bizler özellikle bu konuda garantör bir ülke olarak Yunanistan'ın da bu işe çok daha sıcak, çok daha olumlu bir yaklaşım içerisinde olmasını bekliyoruz. Tabii adada 50. yılını geride bırakan sorunun mağduru olan malum Kıbrıs Türk halkıdır. Uzlaşma yönündeki irade her zaman yine onlar tarafından ortaya konmaktadır. Maalesef karşı taraf bu uzlaşma yönünde bir tavır ortaya koymamıştır. Uluslararası camianın bu konuda kararlı adımlar atmasını özellikle bekliyoruz. Ve bizler gerek hükümetimiz, gerek şahsım olarak bundan sonraki süreçte bütün görüşmelerimizde bunu, her zaman bizim değişmez bir maddemiz olarak bizim gündemimizde tutuyoruz, tutacağız."

"KKTC'nin çekim merkezi haline geleceğine dair inancım tamdır"

KKTC'nin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik devlet yapısı, her geçen gün güçlenen ekonomik kalkınma ve refah seviyesiyle tüm Doğu Akdeniz bölgesi için bir örnek teşkil ettiğini ve her geçen gün güçlenerek de bu konumun bir süreklilik arz ettiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Özellikle son 10 yılda Türkiye'deki gelişmeye paralel olarak yaşanan ekonomik kalkınma hamlesiyle ülkede kişi başına düşen gelirin önemli oranda artması Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin maruz kaldığı tüm haksız kısıtlama ve engellemelere rağmen Rum tarafıyla olan açığı kapatması bakımından mutluluk vericidir. Hele hele, şurada birkaç ay içerisinde Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a suyun denizin altında bağlanmasıyla, bir diğer adım inşallah elektriğin yine aynı şekilde bağlanmasıyla Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan tüm soydaşlarımız, kardeşlerimiz çok daha büyük bir güce ulaşacaklardır. Artık burada süre iyice daralmıştır. Yakalanan bu ivmenin korunarak geliştirileceğine ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bölgede önemli bir çekim merkezi haline geleceğine dair inancım tamdır. Cumhurbaşkanı olarak da bu konulardaki çalışmaları yakından takip ediyorum, etmeye devam edeceğim. Anavatan Türkiye'nin güvence ve desteğiyle Kıbrıs Türk halkının özgür yaşama iradesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin müreffeh geleceğinin teminatı olmaya devam edecektir. Bu ilk yolculuğumuz hayırlı olsun diyorum."

"Dinleme irddialarını liderlerle konuşacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ve ABD istihbarat teşkilatlarının Türkiye'de dinleme faaliyetlerinin olduğu iddialarına ilişkin, "Şunu çok açık şekilde söyleyeyim. Dünyada istihbaratı güçlü olan ülkelerin farklı ülkeleri dinlememe diye bir şeyi yoktur. Bunu da hepimizin bilmesi lazım. Bunu hepsi yapıyor. Dolayısıyla bu konuda neyi nasıl yaptığı veya nasıl deşifre ettikleri, bunlar çok çok önemli" dedi.

Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı olarak ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştireceği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) hareket etmeden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde, basın toplantısı düzenledi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "30 Ağustos resepsiyonunda Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in çözüm süreciyle ilgili 'Kırmızı çizgilerimiz aşıldığında gerekli cevabı veririz biz. Yol haritasını hükümetten istedik ama bize gelmedi. Keşke görüşümüz sorulsaydı' demişti. Ayrıca Özer'in paralel yapıya ilişkin açıklamaları vardı. Bunlara yorumlarınız ne olacak" sorularına Erdoğan, "Biz bunları Sayın Genelkurmay Başkanımız ile haftalık olağan toplantımızda görüşürüz" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün emniyetteki paralel yapılanmaya yönelik bir operasyon daha başlatıldı. Bu operasyona yönelik değerlendirmeleriniz nelerdir" sorusuna ise bu operasyonun bir sürecin devamı olduğunu söyledi.

Bundan önce yapılan iki dalgadan sonra verilen ifadelerle yeni süreçlerin ortaya çıktığını dile getiren Erdoğan, "Bu da bu sürecin devamı. Yani 'Bu bir sondur' denilemez. Belki burada da yine ortaya çıkacak birçok bilgi ve belgeyle bunun dördüncü dalgası da olabilir. Biz tabii şu anda gözaltına alınanlarla neyin meydana çıkacağını, Sulh Ceza Hakimliği kimleri tutuklar, kimleri bırakır bunları bilemiyorum. Süreci sadece takip ediyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, Alman ve Amerikan istihbaratlarının uzun yıllardır Türkiye'de dinleme faaliyetleri olduğu yönündeki iddialarla ilgili soruya da şu yanıtı verdi:

"Biliyorsunuz bundan önce Amerika, Almanya'yı dinlemişti ve Almanya'da bu ciddi bir hesaplaşma, adeta bundan dolayı halkın veya etkin çevrelerin bu konuyla ilgili değerlendirmeleri olmuştu. Aynı şey tabii Amerika için de zaman zaman olmuştu. Şu anda Türkiye ile ilgili bu süreci, liderlerle bir araya geldiğimizde tabii kendileriyle çok açık, net konuşacağız. Ben şunu çok açık şekilde söyleyeyim. Dünyada istihbaratı güçlü olan ülkelerin farklı ülkeleri dinlememe diye bir şeyi yoktur. Bunu da hepimizin bilmesi lazım. Bunu hepsi yapıyor. Dolayısıyla bu konuda neyi nasıl yaptığı veya nasıl deşifre ettikleri, bunlar çok çok önemli. Ama önümüzde NATO zirvesi var, ondan sonra BM Genel Kurulu var. Buralarda yapacağımız görüşmelerde, bunları tabii liderler olarak da aramızda konuşacağız. Öyle zannediyorum ki dünya barışını tehdit eden bu tür açıklamaları, herhalde bundan sonra daha kontrol altına alma gibi bir durumları olabilir."