Birbirinden ilginç hikayelere sahip camiler!
66 yıla 66 kubbe Yeni Cami (Eminönü): Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan büyük camilerden biri olan Yeni Camii,Eminönü meydanında İstanbul siluetinin olmazsa olmazlarındandır. Bir İstanbul selatin camisinin inşası, 2 -7 yıl sürmesine rağmen, Yeni Cami'nin inşaatı tam 66 yıl sürmüş. Kubbelerinin sayısı, sanki bu duruma nazire yaparmışçasına 66'dır.
Deniz üzerine kurulan tek camii (Kılıç Ali Paşa Camii): Kaptan-ı Derya tarafından 1580 yılında Mimar Sinan'a yaptırılan Kılıç Ali Paşa Camii denizin üzerine inşa edilmiş. Kılıç Ali Paşa, devrin padişahı 3. Murat'tan cami yaptırmak için yer ister. Padişah ise, "Sen deryaların serdarısın, gücün yetiyorsa derya üzerine bir cami yap" der. Bu duruma çok üzülen Kılıç Ali Paşa, Mimar Sinan'ı kendine mimar olarak tutar ve Tophane Rıhtımı'nın kenarına taş, toprak, moloz taşımaya başlar ve camiinin yapımına başlar.
Caminin planı padişaha ait (Yıldız Cami): Son dönem Osmanlı cami mimarisinde benzeri olmayan bir örnek Yıldız Camii. Barbaros Bulvarı'nda Yıldız Sarayı yolu üzerindeki cami, 1885-1886 yılları arasında Sultan II. Abdülhamit tarafından Nikolaki Kalfa'ya yaptırılmış. Hamidiye ya da halk arasındaki adıyla Yıldız Camii'nin planı 2. Abdülhamit tarafından çizilmiştir. Bu nedenle planı bir padişah tarafından çizilen tek camidir. Camii, Peygamber efendimizin miraca yükseldiği mekan Mescid-i Aksa'ya benzemesi de dikkat çekicidir. Sultan II. Abdülhamid bu caminin ahşap kafeslerini de kendisi yapmıştır.
Evliya Çelebi'nin meşhur rüyayı gördüğü cami (Ahi Çelebi Camii): İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin arkasında bulunur. Anlatılanlara göre Evliya Çelebi rüyasında kendisini Ahi Çelebi Camii'nde görür. Caminin içinde Hz. Muhammed'le karşılaşan Çelebi, heyecanlanarak "Şefaat ya Resulallah" yerine yanlışlıkla "Seyahat ya Resulallah" der. Ve büyük yolculuk başlar.
Adını evliyaya kaptıran cami (Laleli Camii): Laleli Camii padişah Üçüncü Mustafa tarafından yaptırılmış. Yaptırdığı hiçbir camiye adını vermeyen Sultan, Laleli Camii'ne adını vermeyi düşünmektedir. Caminin şekillendiği günlerde o civarda yaşayan Laleli Baba'yı da ziyaret eder. Ziyaret esnasında aralarında tatsız bir konuşma geçer. Sultan, bu olaydan birkaç gün sonra rahatsızlanır. Hekimler derdine çare bulamayınca 3. Mustafa'nın aklı başına gelir. "Boşuna uğraşıyoruz, bu derdin ilacı Laleli Baba'da" der ve yaşlı dervişin huzuruna koşup affını ister. İyileşince de ince bir espriyle, "Kendi adımıza bir cami yaptırdık, onu da şeyhe kaptırdık" der ve camiye onun ismini verir.