12 Mart İstiklal Marşı kabulü: İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy kimdir, nereli? İşte hayatı
Bugün 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 99. yıldönümü. İstiklal Marşı'nın kabulü yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanırken, İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un hayat hikayesi merak edilmeye başlandı. İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy'un hayat hikayesi ile ilgili detaylara yazımızdan ulaşabilirsiniz. Peki, Mehmet Akif Ersoy kimdir, nereli? İşte Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ve İstiklal Marşı'nın 10 kıtası...
12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 99 yıldönümü... Türk milletine "korkmamayı" öğreten, kendisini vatanına ve milletine adayan vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı "milli mutabakat metni" İstiklal Marşı'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulünün üzerinden 99 yıl geçti. İstiklal Marşı'nın kabulü yurt genelinde kutlanıyor. İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un hayat hikayesi araştırılıyor. Peki, Mehmet Akif Ersoy kimdir, nereli? İşte Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ve İstiklal Marşı'nın 10 kıtası...
İSTİKLAL MARŞI KABULÜ
İstiklal Marşı, İstanbul ve Anadolu'da bağımsızlık için sürdürülen milli mücadele sırasında, cephedeki askerin şevklendirilmesi, cephe gerisindeki halka da milli mücadele ruhunun kazandırılması amacıyla yazdırıldı.
Milli şiire götüren süreç, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nın imzalanmasıyla başladı. Türkiye'yi parçalayan bu antlaşma, Anadolu'daki mücadele ruhunun da fitilini ateşledi.
Sevr'den güç alan itilaf devletlerinin Anadolu'nun pek çok yerindeki işgalleri ile 16 Mart 1920'de İstanbul'un, 15 Mayıs 1919'da da İzmir ve yöresinin Yunanlılar tarafından işgali, Anadolu'da sönmek bilmeyen mücadele ruhunu canlandırdı.
Antlaşmalar ve işgallerle zora düşen Osmanlı Devleti'nin durumunu bilen Anadolu halkı, hak ve hukukunu korumak için yalnızca kendi bölgelerinde etkili olan milli cemiyetler kurdu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu cemiyetleri bir araya getirmek için 19 Mayıs 1919 günü Samsun'da bir meşale yaktı. Türk milletini örgütlemek ve milli mücadeleyi başlatmak için yakın arkadaşlarıyla birlikte çalışmalara başladı.
23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'ün başkanlığında Erzurum Kongresi toplandı, 4 Eylül 1919'da da Sivas'ta bir kongre yapıldı. Türkiye'nin, herhangi bir ülkenin bir mandasında yönetilmesi önerileri kesin olarak reddedildi. Sivas Kongresi'nde, Anadolu ve Rumeli'deki müdafaa-i hukuk cemiyetleri birleştirilerek tek cemiyet haline getirildi.
ATATÜRK, ANKARA'YA HEYET-İ TEMSİLİYE ÜYELERİYLE GELDİ
Mustafa Kemal Atatürk, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle 27 Aralık'ta Ankara'ya gelmesinin ardından olağanüstü yetkileri olan bir Meclisin Ankara'da toplanması çalışmalarına hız verdi.
İstanbul Meclisi işgal dolayısıyla kapanınca, Meclis-i Mebusan üyeleri ve yeni seçilen milletvekilleri 23 Nisan 1920'de Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM) kurdu.
Bu arada İstanbul ve yurdun çeşitli yerlerinde mitingler düzenlenerek işgallere karşı milli mücadele fikri uyandırılmaya çalışıldı.
Çok geçmeden Anadolu'da milli mücadele bayrağı açıldı. Milli irade, bu bayrak altında toplanmaya başladı. Milli mücadelenin manevi cephesini güçlendirmek için Ankara'ya davet edilen isimlerden birisi olan Mehmet Akif, bu daveti kabul ederek Ankara'ya geldi.
Mehmet Akif bu arada, yurdun çeşitli yerlerinde vaazlar verdi, Sebilürreşad dergisini Kastamonu ve Ankara'da yayınladı, bu mecmua, cephelere kadar dağıtıldı.
Garp Cephesi Kurmay Başkanı İsmet Bey marşı teklif etti
Vatanın çeşitli bölgelerindeki cephelerde işgal güçlerine karşı savaşan neferlerin modern silahlarla donatılması ve düzenli ordu haline getirilmesi için de bir yandan çalışmalar yürütüldü.
Türk milletinin bağımsızlığı için bu mücadeleler sürerken Garp Cephesi Kurmay Başkanı İsmet Bey (İnönü), Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Rıza Nur Bey'i ziyaret ederek askeri şevklendirecek ve milli mücadele ruhunu ifade edecek bir marş yazdırılmasını ordu adına teklif etti. Milli marşın güfte ve bestesinin ayrı ayrı yarışmaya konması, kazanan şair ve besteciye 500'er lira ödül verilmesi kararlaştırıldı.
İSTİKLAL MARŞI İÇİN YARIŞMA DÜZENLENDİ, AKİF KATILMADI
Rıza Nur'un, TBMM tarafından Moskova'da bir delegelikle görevlendirilmesinin ardından yerine Hamdullah Suphi Bey getirildi. Hamdullah Suphi, milli şiir müsabakası için gazetelere ilan verdi. Bu ilanın ardından yarışmaya 724 adet şiir gönderildi.
Mehmet Akif, müsabakanın şeklini ve parayı kabul etmeyerek yarışmaya katılmadı.
Edebiyattan anlayan ve güzel konuşan Türk aydını Hamdullah Suphi, gelen şiirlerde aranılan coşkunun olmadığını düşünerek, Mehmet Akif'e bir mektup gönderdi ve "milli şiir"i yazmasını istedi.
Mehmet Akif, arkadaşlarının da ısrarıyla şiiri yazmayı kabul etti. Şair Mehmet Akif İstiklal Marşı'nı, evde, sokakta, camide, mecliste yürürken, otururken, yemek yerken bütün hücreleriyle düşünerek yazdı.
"Korkma" diyerek başladığı şiirini, "Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet / Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal." şeklinde iki günde bitiren Mehmet Akif, eserini imzasız bir şekilde Maarif Vekili Hamdullah Suphi'ye teslim etti.