A HABER GALERİ
Bilim insanları üzerinde çalışıyordu! Çukurların sırrı çözüldü...
Bilim insanları üzerinde çalışıyordu! Gizemli çukurların sırrı çözüldü. Namib Çölü'nde bulunan ve görüldüğü ilk günden bu yana sırrını koruyan peri halkaları hakkında yeni bir bilimsel çalışma yapıldı. Neden oluştuğu bulunamayan daire şekillerinin altından ise beklenmedik bir sebep çıktı.
Bazıları tanrıların ayak izleri olduklarına inanıyor, bazıları dans eden perilere veya Uzaylılar tarafından oluşturulduğunu düşünüyor. Ancak kimse çöldeki bu milyonlarca yıllık gizemli çevreyi açıklayamıyor. Atlas Okyanusu boyunca uzanan geçmişi 55 milyon öncesine dayanan dünyanın en eski yerleşimlerinden burası… İşte muhteşem kum tepeleri, ıssız sahil kıyıları ve gizemli şekilleriyle Namib Çölü hakkında ilginç bilgiler…
Güneybatı Afrika'nın Atlantik kıyısında yer alan Namib Çölü, dünyanın en kurak yerlerinden... Yerel Nama dilinde 'hiçbir şeyin olmadığı bir alan' anlamına gelen, Mars kızılı rengindeki kum tepeleri, engebeli dağları ve çakıl ovalarıyla Angola, Namibya ve Güney Afrika ülkeleri toprakları boyunca sınırlanıyor.
Namibya'nın batı kıyılarından başlayarak 2 bin km uzayan çölün sınırları Güney Afrika'daki Olifants Nehri ile de son buluyor. Muhteşem doğa harikasının 55 milyon yıl öncesinde oluştuğu ve dünyanın en eski yerleşimi olduğuna inanılıyor.
Doğasına uyum sağlamış canlılar
Sıcak, kurak ve çöl… Namib'i en güzel açıklayıcı üç terim. En kurak bölgelerinde bile yılda ortalama 2 mm yağış görülürken bazı bölgeleri ise hiç su almayabiliyor. Burada yaşayan çita, sırtlan, devekuşu, zebra gibi hayvanlar hayatta kalabilmek için zamanla çöl yaşamına ayak uydurmak zorunda kalmışlar.
'TANRININ ÖFKESİ SONUCU' OLUŞAN KARA OLARAK ADLANDIRILIYOR
Atlantik boyunca uzanan kum tepeleri ve sahile vurmuş gemi gövdeleriyle bilinen Yaşamayan Namib'in en hain bölgesi olarak öne çıkan yeri İskelet Sahili… Güney Angola'dan Namibya'nın merkezine kadar uzanan bölge adını yüzyıllardır kıyı şeridini oluşturan yaklaşık 1000 gemi enkazından alıyor.
Sakin ve bir o kadar da sert İskelet Kıyısı, Namib Çölü'nün sıcak havasıyla, Atlantik Okyanusu'nda yer alan Benguela'nın soğuk havasının çarpışması sonucu yoğun bir sis örtüsü ile kaplıdır. Bu sisler denizciler için büyük bir tehlike oluşturur ve yerel halk buraya 'Tanrının öfkesi sonucu oluşan kara' adını vermişler.
Anlatılanlara göre, 15. yy'ın sonlarında ünlü Portekizli kâşif Diogo Cao ve arkadaşları İskelet Kıyısı'nda demirleyip Portekiz armasıyla sarılı bir hac dikmişler. Ancak Namib'in ürkütücü kum tepeleri ve sert iklimi yüzünden yerleşemeden denize geri dönmek zorunda kalmışlar.
MUHTEŞEM KUM TEPELERİ: SOSSUSVLEİ
Afrika'nın en büyük üçüncü milli parkı olan 'Namib-Naukluft Milli Parkı' olarak da geçen bölgede bulunan 'Sossusvlei Çölü' günümüzde turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Burada bulunan kum taneleri koyu turuncu rengiyle göz kamaştırıyor ve Bu renk kumlarda bulunan yüksek demir kontraslığından kaynaklanan oksitleme sonucu oluşuyor. Dünyanın en yüksek kumullarının yer aldığı bölgede yükseklikler 200-400 metre arasında değişiyor.
GİZEMLİ ŞEKİLLER HERKESİ ŞAŞIRTIYOR
Namib'in en ilgi çekici ve gizemli doğa harikalarından başka bir tanesi de 'peri halkaları'… Tek bir çim türü tarafından çevrelenen daire şeklindeki çorak kum yamaları, Namib'in merkezinde 1,5-6 mm büyüklükte bulunurken kuzeybatı tarafına gidildikçe dört kat daha fazla büyüklüğünde görülmekte.
Yerel Namibya halklarından olan Himbalılar, onların ruhlardan kaynaklandığına ve Tanrıları Mukuru tarafından bırakılan ayak izleri olduğuna inanıyor. Bir başka rivayete göre bazı yerliler 'UFO'ların veya perilerin gece dans etmesinden' dolayı olduğunu söylüyor.
Bilim insanları sebebini açıkladı
Bugüne kadar şekiller hakkında evrensel düzeyde kabul edilmiş bir teori bulunmamakta. Ancak son yıllarda Namibya, Almanya, ABD ve diğer ülkelerden gelen bilim insanları gizemi çözmek için bir araya geldi.
Daha önce Almanya'daki Hamburg Üniversitesi'nden bitkibilimci Norbert Juergens'in yaptığı araştırma, özellikle Namibya'daki Namib Çölü'nün kıyısında bulunan, biçimlerinden dolayı ´Peri halkaları´ olarak adlandırılan yama benzeri dairesel şekillerin beyaz karıncaların eseri olduğunu iddia etmişti.
Juergens, 'Psammotermes' adı verilen bu karınca türünün, oluşum aşamasından itibaren söz konusu halkaların içinde yaşayan tek canlı olduğunu belirtti. Bu hayvanların bitkilerin kökleriyle beslendiğini belirten Juergens, 'Peri halkaları'nın içinde bitkilerin yaşamama nedeninin yağmur suyunun buharlaşmaması ve kumlu toprağın derinlerinde birikmesinden kaynaklandığını vurgulamıştı.
Araştırmada, bu suyun karıncaların hayatta kalmasını, kurak dönemde etkin halde olmalarını sağladığı ve bitkilerin halkaların çevresinde yetişmesine yol açtığını açıklamıştı. Hatta Norbert Juergens, 'Science' dergisinde yayımlanan araştırmasında, 'Peri halkaları'nın karıncaların faaliyetlerine bağlı bir ekosistem örneği olduğunu ifade ederek, bu şekillerin yıllarca aynı kalabileceğine vurgulamıştı.
Yeni araştırmalar da sonuç değişmedi
'Gobabeb-Namib Araştırma Enstitüsü'nde çalışan entomolog (böcek bilimci) Namib'deki su kıtlığından dolayı bu teorinin çıktığını açıkladı.
Yapılan birçok araştırma sonucunda dairesel şekillerin kaynağının 'termit' adı verilen bir karınca türünün sebep olduğunu ortaya çıkardı. Su ve bitkileri topraktan toplamak için bu çevreleri oluşturan karıncalar, bitki örtüsünü topraktan temizleyerek, çorak bir alan yaratır ve bu sayede yağmurun daha derine kadar sızmasıyla şekillerin oluştuğunu açıkladılar.
TAVŞAN YUVASINDAN ÇIKTI! GÖRENLER HAYRAN KALDI...
İngiltere Shropshire'dakİ tavşan deliği sanılan çukur, Caynton Mağaraları'na uzanan yol çıktı.
İngiltere Shropshire'da yer alan bu antik yer, gücünü ve servetini Haçlı Seferleri'nde savaşarak elde etmiş, korkulan Katolik askeri birlik tapınak şövalyelerine ait.
Daha sonra mağaralar Kelt rahipleri, Paganlar ve azınlıktaki diğer dini inanışlara mensup kişiler tarafından da güvenli ayin yapmak için kullanılmıştı.
2012 yılında ise mağaralar, ziyarete gelen kişilerden rahatsız olan toprak sahipleri tarafından kapatıldı. Ta ki bir fotoğrafçı görüntülemeyi başarana kadar.