A HABER GALERİ
Hıncal Uluç'tan Hayri Kozak'a çok sert sözler!
SABAH Gazetesi yazarı Hıncal Uluç, geçtiğimiz günlerde Galatasaray Divan Kurulu toplantısında, spora siyaset sokan ve işi kürsüden slogan atamaya kadar götüren Hayri Kozak'a çok sert bir yanıt verdi. Hıncal Uluç, kürsüden asıl konuşulması gerekenlerin konuşulmadığını ve Su Ada konusundaki durumu kaleme aldığı yazısında gerçekleri birer birer kağıda döktü.
Necdet Ağabey, (Çobanlı) nurlar içinde yatsın, Galatasaray Divan Kurulu için "Ayda bir Hasnun Galip'te toplanıp, ikram edilen çay ve bisküvi eşliğinde sohbet eden eski ve yaşlı dostlar" derdi..
Bugün Divan Kurulu, artık büyük salonlarda ikramsız toplanıyor. Bir takım meraklılar kürsüye çıkıp uzun uzun konuşuyorlar. Hiçbir şeye yaramayacağını bile bile konuşuyorlar. Çünkü, asıl konuşulması gereken şeyleri, asıl derin yaraları kimse açmıyor..
Nerden biliyorum.. Çünkü çoğu arkadaşım.. Gelip bana neler neler söylüyorlar.. Ama Divan'da kürsüye çıkınca.. "Galatasaray.. Liselilik.. Ağabey kardeş.. Birlik beraberlik masalları" anlatıp iniyorlar..
"Yahu bana anlattıkların" diyorum.. "Gelecek Divan'da" diyorlar.. Sonra gene masallar.. Ya da erkekliğin son maddesi.. Hiç görünmüyorlar.. Adı lazım değil bana gelip felaket tellallığı yapan birine "Divan'da anlatsana" dedim. "Divan Başkanı Eşref Bey, bu konuyu açacağımı bildiği için bana söz vermiyor" dedi. O hafta kürsüde gördüm. Gene masal anlattı..
Bunu diyen kim?. Şimdi bu yazının tepesinde duran resme iyi bakın.. Çok iyi bakın.. Bu leş, "Su Ada!.." Gazeteler öyle yazıyor artık. Adında bile Galatasaray kalmadı. Kalmadığı çok da iyi oldu. Bu leşin üstünde Ali Sami Yen'in kurduğu kulübün adının ne işi var?. Ama ne yazık ki var..
Mustafa Cengiz adlı Kulübü Batırma Başkanı diyeceğim dostum, resme dikkatli bakarsanız, oraya bir Galatasaray bayrağı çektirmiş.. Şimdi kürsüye çıkan Bay Kozak, bu resmi gösterse ve "Her şey çok güzel olacak" deseydi, alkışlardım..
Ama onun Galatasaray'la da Ada'yla da alakası yok.. Spora bir de siyaset sokuyor, siyasal slogan atıyor, hem de Galatasaray'ın Akil (!) Adamlar toplantısında.. Bu Divan'da da biri çıkar "Her şey daha güzel olacak" derse şaşmam..
Mahkeme ve takip işlerini iyi bilir. Yargıtay'da bazı yargıçlar hakkında "Rüşvet alma" soruşturması açılmasına sebep olmuş, bazıları hatta tutuklanmış, ama hazret kokuyu, ya da haberi önceden aldığı için tutuklanmayan tek sanık olmuştu, hem de "Ölümlü" davada.. Sonra ne oldu?. Kimse bilmez.. Takip eden gazeteci çıkmadı ki.. Niye etmediler acaba?. Şimdi niye etmiyorlarsa ondan!.
Yahu Hayri Bey?. Resme bak!. Ada'nın haline bak.. Sorsana kürsüye çıkıp.. "Ey Başkan, bu Ada Galatasaray'ın mı, değil mi?." "Galatasaray'ınsa, işte yaz geldi. İşte havuz yerinde duruyor. 3 kuruş harca, ötesine berisine çeki düzen ver.. Kulüp üyeleri bu yazı gelip adada güneşlenerek, yüzüp eğlenerek geçirseler.."
"Galatasaray'ın değilse, o bayrağın orda ne işi var, bir?. Niye değil, adayı nasıl ve kime kaybettik, iki.." Hadi, Ada'yı sorsana, büyük hukuk ustası Hayri Kozak.. Bu felaket harabe resmini sallayıp sorsana.. "Ada'yı, Adamızı kime pazarladınız" diye sorsana..
Yani bu kaçak eklemeler yüzünden Adamıza Kamu, yani Devlet Ortak oldu. "Bunu nasıl çözeceksin" desene Bay Kozak, Sayın Başkan Mustafa Cengiz'e.. ..Ve ben, kulübe tam da bu devirde siyaseti sokan Bay Kozak!. Şimdi ben sana soruyorum..
"0.006 kilometrekarelik bir minnacık Ada'yı yönetmek, düzeltmek, güzelleştirmek ve bu kulübün üyelerine açmaktan acizken, 5461 kilometre kare büyüklüğünde, 39 ilçeli ve 15 milyon 70 bin nüfuslu İstanbul'da her şeyin çok güzel olacağını nasıl iddia edebiliyorsun?." Herkes eder, Bay Kozak!. Herkes edebilir.. Herkesin fikri kendine..
Ama kulübünün 0.006 kilometrekarelik arazisine sahip olamayan ve iki yıldır, Boğaz'ın tam da orta görünüm bölgesindeki bu harabeye hiç utanma, sıkılma duyusu olmadan bakan sen, edemezsin. Ada'yı harabe bırakıp elden gitmesi için çırpınanlar edemezler.. Seyirci kalan Kongre, Divan edemez.