A HABER GALERİ
Antalyaspor maçı sonrası Fenerbahçe hocası Tedesco'ya sert eleştiri: Seçimleri yine hatalı
Süper Lig'de Alanyaspor ve Kasımpaşa ile peş peşe berabere kalan Fenerbahçe, Antalyaspor engelini 2-0'lık skorla geçerek üzerindeki kara bulutları dağıttı. Karşılaşmanın ardından spor yazarları maçla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Teknik direktör Tedesco'nun tercihleri ise yine tartışma konusu oldu.
ÖMER ÜRÜNDÜL - TEDESCO'NUN SEÇİMLERİ YİNE HATALI
Yine garip bir ilk 11 karşımıza çıktı dün gece. Pres özellikleri yetersiz, devamlılıkları olmayan Talisca ve Asensio ikilisi orta sahada. Bu aslında rakibe "Geride iyi kapan, eğer organize çıkabilirsen çok pozisyon bulursun" mesajıydı. Antalyaspor; alanı iyi daralttı, Fenerbahçe'yi üretkenlik sıkıntısına soktu ama ilk yarıda sadece 1 net pozisyon bulabildi. Onu da Ederson kurtardı. Fenerbahçe hücum girişimlerinde sezonun başından bu yana olduğu gibi yine son derece yetersizdi. Takımı biraz rahatlatan, ikinci yarıda penaltıdan gelen skor avantajıydı. Maçın son dakikalarında belki sıkıntıya düşebilirlerdi ancak 90+2'deki ikinci gol işi bitirdi.
Genel görüşlerime gelince; Tedesco'nun Kasımpaşa, Dinamo Zagreb ve Antalya maçlarında takım tertipleri hatalı. Şunu belirtmek istiyorum; Torreira müthiş dinamizmi ve presiyle Galatasaray'ın orta saha için nasıl vazgeçilmez bir ismi ise İsmail Yüksek de Fenerbahçe için benzer özellikte çok önemli. Ama o da ne yazık ki, Fenerbahçe teknik direktörleri tarafından çok umursanmıyor. Dün gece orta sahada tek savaşçıydı. İsmail'den sonra ön plana çıkanlar Semedo ve Nene'ydi. Kerem Aktürkoğlu'ndaki inanılmaz fiziki düşüş de gerçekten çok ilginç. Fenerbahçe'nin Perşembe gecesi Nice maçı var. Nice bu sene formsuz ama kadro planlamasında bu yanlışlar yapılırsa o maç da çok zora girer. Benden uyarması.
AHMET ÇAKAR - PAAL'IN HEDİYESİ
Fenerbahçe kötü oynadığı, futbol adına ortaya bir şey koyamadığı maçı kazandı. Çünkü kazanmak zorundaydılar. Kazanamadıkları takdirde, kaos daha da büyüyecek, belki de eylül ayının son günlerinde lig bitecekti. Önce şunu söyleyelim; Fenerbahçe'de övgüyü hak eden neredeyse hiçbir futbolcu yok. Ruhsuzlar… Yapışık oynamıyorlar… Çabuk olamıyorlar…. Dönen topları kazanamıyorlar… Mesela ilk yarıda belki de maçın en önemli pozisyonunu Antalyaspor yakaladı ama yararlanamadı. Devre biterken bir kontratakta Ederson'un mutlak golü kurtarması belki de Fenerbahçe'deki büyük kaosun önüne geçti.
İkinci yarı yine Fenerbahçe kötü oynarken artık yavaş yavaş sona yaklaşılırken sahneye Antalyasporlu Kennety Paal çıktı. Manasız bir yerde, manasız bir yerde, manasız bir penaltı yaptırıp maçı Fenerbahçe'ye hediye ediverdi. Karşılaşma biterken de Szymanski ikinci golü atıp Fenerbahçe'nin günü kurtarmasını sağladı.
Maçın hakemi Ali Yılmaz vasat bir hakem. İyi bir hakem ama kalitesi sınırlı. Verdiği penaltıda kesin haklı. Ayak kafa seviyesine kalkıyor. Önce topa sonra da Nene'nin kafasına vuruyor. Mutlak penaltı. Ama bazı faulleri gereksiz çaldı. Bir iki sarı kartı da atlayıverdi.
GÜRCAN BİLGİÇ - HAYAT ÖPÜCÜĞÜ
Tedesco'nun bütün düğmelere aynı anda basmasıyla başladı maç. 5'e beş kurguda, neredeyse orta sahasız çıktı sahaya ve bütün maçı istediği baskıyı yaparak, Antalyaspor'u kalesine bir – iki kere getirerek geçirdi. Ezber bozan anlayışın ana fikrinde, Talisca, Asensio gibi top getirilmesi gereken ekstra oyuncuların, aslında o topu getirmekle görevlendirilmeleri vardı. İşe yaradı mı; hayır…
İsmail Yüksek'in devleştiği "altı numara" performansıyla, rakibin geçiş yapmasına izin vermediler. En Nesry'nin bile orta sahaya yaklaşarak veya takım baskısına katılarak destek olmaya çalıştığı kora kor bir oyun da izledik. Emre Belözoğlu yetenekli kanatları iki kişilik bloklarla karşılayarak sessizleştirmek istedi. Duran toplara kalan pozisyon ihtimalinde de Fenerbahçe'yi verimsiz hale getirdiler.
Bu davetkar oyunun kırılma noktası bir hata yapılmasıydı. Penaltı da böyle geldi. Nene bire birde zorladı, zamanlama hatasında krampon kafasında patladı. Talisca'nın topun başına gelmesi, Kerem'den rolü alması da gerçek bir cesaret örneği. Son iki atışı kaçırıp, 40 bin taraftarın önüne yine aynı sorumlulukla çıkması nasıl bir yüreğe sahip olduğunu da gösteriyor. Oosterwolde'nin gol çizgisi üzerinden kornere attığı pozisyon için dönüm noktası desek, yanılmayız. Gökhan Gönül'ün denklemden çıktığı, Fred, Symanski veya İrfan Can gibi ağır topların on bir hesabından düştüğü bir ortam var. Samandıra'da dalgalar büyük. Bu galibiyet rüzgarı biraz hafifletir.
EMRE BOL - NENE'M GELDİ
Maçın adı küçük ama aslında anlamı büyüktü. Zira şampiyonluk yolundaki rakip Galatasaray kötü de oynasa kazanıyor. Bu durum her puan kaybının şampiyonluk şansını zora sokuyor. Arkadaş Fenerbahçe'ye gelene bir şeyler oluyor. Kerem'den bahsediyorum elbette. Son iki takımında bu kadar çok katkı yapan bir oyuncunun düşüşüne inanamıyorum. Dün özellikle ilk yarıda o kadar top ezdi ki… İstatistiklerine baktım 45 dakikada 16 top kaybı yapmış. Neredeyse olumlu kullanabildiği tek top yok! Kanat oyuncusunun rakibin üzerine top sürenini çok severim.
Ama bir kerede at çalımını geç be kardeşim! O sol kanatta Bünyamin'i hiç geçemezken Nene sağda ateş gibiydi. Antalyaspor'un sol kanadını perişan etti. Sonunda da penaltıyı alıp skora da katkı verdi. Ben Fenerbahçe'nin ikinci yarı oynadığı futbolu beğendim. Tedesco takımı, ligi daha yeni yeni tanıyor. Bunu kafasında kovulma giyotiniyle yapmaya çalışıyor. Aslında bu zor bir durum! Ama Fenerbahçe'ye oynattığı baskılı futbolu beğendim. Sarı- lacivertliler aslında farkı attırabileceği pozisyonlara girdi. Asıl sorun ön alan oyuncularında. Çok basit bir matematiği var bunun. Santrforun yetersiz!
Talisca penaltıyı atmak için topun başına geçtiğinde Fenerbahçe tribünlerinden yuhalama be ıslık sesleri geldi. Büyük saçmalık! Adam kötü oynuyor olabilir, penaltı kaçırabilir. Fakat tam penaltıyı atacağı sırada yapılmaz! Dost musunuz düşman mı? İsmail Yüksek ve Nene Fenerbahçe adına en iyi oyunculardı. İkisi de büyük oynadı.
MUSTAFA ÇULCU - ALİ YILMAZ'I KUTLARIM
Fenerbahçe'de Tedesco'nun 4. resmi maçı ve 2 maç üst üste aynı savunma dörtlüsü ile çıkmaması, iki kanat forvet ile 10 numarada da aynı değişkenliğin olması dikkat çekici! Topa sahip olma üstünlüğü, rakip ceza alanında topla buluşma sayısı açık ara Fenerbahçe'de. Ancak forvet hattı darbesiz matkap gibi. Sesi duyan sanır ki duvarı delik deşik ediyor. Oysa duvarda çizik yok!
Savunmayı kalabalık tutan, sabırla oyunu geride karşılayan Antalyaspor öne çıkan Fenerbahçe savunmasının arkasına attığı topta yakaladığı pozisyon dışında sahada silik kaldı. Bu pozisyonda Ederson kalesinde resmen devleşti Oosterwolde ile golü önlediler. Antalya geriye yaslandı, Fenerbahçe yüklendi. Duran top veya penaltı ile kilit açılacaktı ki penaltı ile açıldı. Tedesco, Talisca'ya çok tahammül etti. Tespitlerinde ve hamlelerinde geç kaldı.
Ali Yılmaz ilk defa bir Fenerbahçe maçında düdük çaldı. Topu oyunda tutma isteği yüksek. Gösterdiği kartlar doğru. Oyun kontrolü çok iyi. Kararlılığı güven veriyor. 58'de Kerem'e çıkmayan sarı kart hakemin nazar boncuğu olsun. Tavsiyem; ilk yarı sonuna doğru Kerem el hareketi ile hakeme futbol kültüründe "gider" yaptı. Bu davranışa asla duyarsız kalmamalı uyarmalıydı. Bundan sonra bu maçların hakemisin. Nasıl başlarsan öyle kabul görürsün. Otoriteni sarsmalarına izin vermemelisin. Karanlık günler yaşayan ülke hakemliğine ışık oldu. Bir yıldız gibi parladı Ali Yılmaz... Kutlarım. Yolun açık olsun.