A HABER GALERİ
AK Parti milletvekili adayları Seda Sarıbaş ile Bahadır Yenişehirlioğlu: "Nefret siyaseti galip gelemeyecek!"
AK Parti'den aday olan ünlü isimler Seda Sarıbaş ile Bahadır Yenişehirlioğlu Pazar Sabah'a açıklamalarda bulundu. Biri Manisa'dan biri Aydın'dan aday olan iki ünlü isim, Türkiye'nin kaderini etkileyecek olan seçim için, 'Bu, sıradan bir seçim değil. Türkiye, geleceğini oylayacak. Ama nefret siyaseti Türkiye'ye galip gelemeyecek!' ifadelerini kullandı.
Biri Türkiye'nin yakından tanığı ünlü oyuncu ve yazar Bahadır Yenişehirlioğlu, diğeri 2006 Türkiye güzeli, eski manken ve bugünün iş insanı, AK Parti MKYK üyesi Seda Sarıbaş. İkisi de AK Parti'den milletvekili adayı. Yenişehirlioğlu Manisa'dan, Sarıbaş Aydın'dan... Her ikisinin de birleştiği nokta aynı: "Bu, sıradan bir seçim değil. Türkiye, geleceğini oylayacak. Ama nefret siyaseti Türkiye'ye galip gelemeyecek!"
İşte Bahadır Yenişehirlioğlu ve Seda Sarıbaş'ın açıklamaları;
SEDA SARIBAŞ:
'DOĞRU ZAMAN, DOĞRU ADAM' İLKESİYLE ÇALIŞIYORUZ
"AK Parti; gençlerin, kadınların partisidir. Cumhurbaşkanımızın milli duruşu, çalışkanlığı, yarınlarımız için verdiği mücadelenin bir parçası olmak için buradayım. Çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamak için, 'Doğru Zaman, Doğru Adam' ilkesiyle çalışıyoruz"
- Milletvekilliği adaylığı süreciniz nasıl gelişti?
- AK Parti MKYK Üyesi ve AK Parti Genel Merkez Ar-Ge ve Eğitim Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Aydın'da yetişmiş bir kadın siyasetçiyim. Daha öncesinde AK Parti'nin birçok kademesinde görevler aldım. AK Parti Kadın Kolları Aydın İl Başkanlığı, Aydın Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği görevlerinde bulundum.
2014 yılından itibaren birçok kademesinde görev yaptım; Didim Belediye Meclis Üyeliği, Aydın Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği, Aydın Kadın Kolları İl Başkan Yardımcılığı, Aydın Kadın Kolları İl Başkanlığı, AK Parti MKYK Üyeliği, AK Parti Genel Merkez Ar-Ge ve Eğitim Başkan Yardımcılığı. 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle Aydın Milletvekili Adayı oldum. Aydın'a ve ülkemize hizmet edecek olmanın heyecanı ile seçim çalışmalarımızı sürdürüyorum. İlk günkü heyecan ve aşkla devam ediyoruz.
- Hangi motivasyon ve fikirle siyasete atıldınız?
- Ege'nin güzel şehirlerinden birisi olan Aydın'da bir kadın ve en önemlisi de bir anne olarak siyasi çalışmalarımı sürdürüyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kadın ve genç siyasetçilerin önünü açan bir liderdir. AK Parti'mizin kadınlara verdiği değer ve ülkemiz için yaptığı yatırımlar, bizim motivasyon kaynağımız.
- Sizce bu seçimin diğer seçimlerden farkı ne? Nasıl bir yol ayrımındayız ülke olarak? Nasıl anlatırsınız?
- Bu konu önümüzdeki yüzyılın ülkemiz açısından ne pozisyonda olacağının cevabıdır. Yüz yıl önce ülkemize yapmak istediklerini yine denemek üzereler. Bizi üzen; yabancı ülkelerin tutumundan ziyade muhalefetin gözü dönmüşçesine iktidara gelebilmek için her koşulu kayıtsız bir şekilde kabul etmesidir.
Milli mücadelede şehitlerimizi, gazilerimizi, bu vatan uğruna verilen mücadeleyi ve ülkemizi kimlere karşı savunduğumuzu unuttular. Lakin milletimizin bu oyunlara, bu şımarık tutumlara karşı 14 Mayıs'ta çok net bir duruş sergileyeceğinden hiç şüphem yoktur.
- Ve tabii ki neden AK Parti'yi seçtiniz?
- AK Parti gençlerin, kadınların partisidir. Liderimiz ve Cumhurbaşkanımızın milli duruşu, çalışkanlığı, yarınlarımız için verdiği mücadelenin bir parçası olmak için buradayım. Çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamak için, ''Doğru Zaman, Doğru Adam'' şiarıyla çalışıyoruz.
- Türkiye güzeli unvanınız ve mankenlik geçmişiniz de var... Muhaliflerin oluşturmaya çalıştığı ve aslında gerçek olmayan AK Partili imajına aykırı (!) gibi duruyorsunuz. Biz öyle olmadığını biliyoruz tabii ki... Bu konuda gerçek AK Parti'yi tanımak isteyenlere neler söylersiniz AK Parti ve kuşatıcı siyaseti konusunda...
- Gençlik yıllarımda profesyonel olarak modellik yaptım. AK Parti'nin insanların sosyal hayatları ve bu tür konularda herhangi bir baskı oluşturmadığının en iyi örneği olduğumu düşünüyorum. Bu durum parti içerisinde hiçbir zaman öne çıkan veya dezavantaj oluşturan bir konu olmadı, gündeme gelmedi. Fakat çağdaş ve modern olduğunu iddia eden muhalif medyanın bu konunun üzerine daha çok gittiğini görmekteyiz. Bunun sürekli gündeme getirilme çabası açıkça bunu yansıtmaktadır. Bunlar samimi olmadıklarının en iyi örneğidir.
- Milletvekili seçilirseniz ne tür planlarınız var gelecekle ilgili?
- Aydın; Ege'nin en samimi, en güzel şehirlerinden biridir. Vatandaşlarımızla her zaman olduğu gibi iç içe, samimi bir şekilde ve diyalog halinde, Aydın'ın kalkınması ve ekonomik hayattaki tutunuşun pekiştirilmesi için gayret göstereceğim. Bir kadın siyasetçi olarak; kadınların istihdamını da oldukça önemsiyorum. Çalışan annelerin çocuklarının gündüz bakım evi ihtiyaçlarının karşılanmasını da oldukça önemli bir konudur. Yaptıklarımız, yapacaklarımız ve hedeflediklerimiz bizim bu konudaki samimiyetimizi de göstermektedir. Kadınlar, çocuklar, gençler, derdini bizimle paylaşan her vatandaşımızın yanında olacağım.
Gençlerin yakın bir arkadaşı olarak yanlarında olacağım. Onların "Seda Ablası" olarak ellerini her zaman tutacağım. Gençliğin sesi olmayı her zaman önemsedik, önemseyeceğiz. Genç bireylerimizin hayata bakışını, tutunuşunu her zaman ön plana aldık, almaya da devam edeceğiz.
- Bugünün 'muhalif' sanatçıları, muhalif ünlüleri istedikleri mecrada siyaset yapıp, kendi adaylarını 'en doğru, en çağdaş ve olması gereken' algısıyla takipçilerine sunabiliyor. Ama söz konusu hükümeti destekleyen bir sanatçıysa hemen 'yandaş' damgası vuruluyor. Sanki kendileri de başka bir fikrin, kişinin 'yandaşı', taraftarı değilmiş gibi. Bu ikiyüzlülüğü ve ayrımcılığı neye bağlıyorsunuz ve nasıl yorumluyorsunuz?
- Her konuda olduğu gibi bu konuda da manipülasyon yapılıyor. Yaptıkları minik hizmetleri dev aynasında anlatıp, algı yapıyorlar. Ülkemiz için bir tane anlatabilecekleri büyük eserleri yoktur. Özellikle icraat yapmama gibi bir özellikleri var.
Türkiye'nin ciddi anlamda muhalefet sorunu vardır. 14 Mayıs'ta milletimiz muhalefeti tasfiye edecektir. Bu partilerde ciddi değişimlerin olacağını hep beraber göreceğiz. Bugünkü liderlerinin siyasi hayatlarının biteceğini göreceğiz.
Türkiye'nin ciddi anlamda muhalefet sorunu vardır. 14 Mayıs'ta milletimiz muhalefeti tasfiye edecektir. Bu partilerde ciddi değişimlerin olacağını hep beraber göreceğiz. Bugünkü liderlerinin siyasi hayatlarının biteceğini göreceğiz.
- Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın liderliğini, ülkeye olan katkılarını ve katabileceklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı hizmetleri anlatmaya başlasak bitirmek imkansız ama son yıllarda savunma sanayiinde yapılanlar heyecan verici, Türkiye'nin otomobili gururumuz oldu. Kendi doğal gazımızı kullanmaya başladık. Nükleer santralimiz hazır. Yollarımız, havalimanlarımız, hastanelerimiz, üniversitelerimiz, okullarımız, genç nüfusumuz ile yolumuza devam ediyoruz. Türkiye artık eski Türkiye değil, Dünya'da sözü geçen 10 ülkeden biri.
AK PARTİ'NİN KUŞATICI SİYASETİNİN EN BÜYÜK KANITIYIM!
- Türkiye güzeli unvanınız ve mankenlik geçmişiniz de var... Muhaliflerin oluşturmaya çalıştığı ve aslında gerçek olmayan AK Partili imajına aykırı (!) gibi duruyorsunuz. Biz öyle olmadığını biliyoruz tabii ki... Bu konuda gerçek AK Parti'yi tanımak isteyenlere neler söylersiniz? AK Parti ve kuşatıcı siyaseti konusunda...
- Gençlik yıllarımda profesyonel olarak modellik yaptım. AK Parti'nin insanların sosyal hayatları ve bu tür konularda herhangi bir baskı oluşturmadığının en iyi örneği olduğumu düşünüyorum. Bu durum parti içerisinde hiçbir zaman öne çıkan veya dezavantaj oluşturan bir konu olmadı, gündeme gelmedi.
Fakat çağdaş ve modern olduğunu iddia eden muhalif medyanın bu konunun üzerine daha çok gittiğini görmekteyiz. Bunun sürekli gündeme getirilme çabası açıkça bunu yansıtmaktadır. Bunlar samimi olmadıklarının en iyi örneğidir.
BAHADIR YENİŞEHİRLİOĞLU:
TERÖR YANDAŞLARI MUHALEFETİ DESTEKLİYORSA BU, NORMAL BİR SEÇİM DEĞİLDİR!
"Başta PKK, PYD, KANDİL, FETÖ, Amerika ve diğer Türkiye karşıtı unsurların, bir arada düşmanlığını bu denli ortaya koyduğu bir liderin yanında yer almamak, benim açımdan kabul edilebilir bir durum değildir. Kayıtsız şartsız dünya lideri olarak kabul edilen Cumhurbaşkanımızın yanında yer almak bir vatan borcudur benim için"
- Dedenizin belediye başkanlığı ve valilik yaptığını okumuştum? Ve amcanızın da milletvekilliği... Onlardan, onların sizdeki etkisinden bahsedebilir misiniz siyasi olarak?
- Doğal olarak insan ailesinden pozitif veya negatif manada etkileniyor. Şu bir gerçek ki ilk terbiyeyi aileden alıyoruz, diğerleri sonradan geliyor. Şayet yetişme çağında önünüzde güzel örnekler varsa ve bu örnekler ailenizin üyeleri ise bundan pozitif manada etkileniyorsunuz. Onlara öykünüyorsunuz. Sonrasında aldığınız eğitimler, kendi şahsi menkıbenizde hayatınıza kattığınız değerler sizin adeta kendi renginizi ve kokunuzu ortaya çıkarıyor böylece serüven devam edip gidiyor.
- Milletvekilliği adaylığı süreciniz nasıl gelişti?
- Memleketimizin içinde bulunduğu süreç bunda etkili elbet. Ak ve karanın çok net ortaya çıktığı zamanlardayız. Bu noktada benim için hayatımda çok büyük bir yeri olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyin yani Cumhurbaşkanımızın davetine kayıtsız kalamazdım.
- Hangi motivasyon ve fikirle siyasete atılıyorsunuz?
- Başta PKK, PYD, KANDİL, FETÖ, Amerika ve diğer Türkiye düşmanı unsurların bir arada bu denli düşmanlığını ortaya koyduğu bir liderin yanında yer almamak benim açımdan kabul edilebilir bir durum değildir. Kayıtsız şartsız Dünya lideri olarak kabul edilen Cumhurbaşkanımızın yanında yer almak bir vatan borcudur benim için. Vatanın bölünmez bütünlüğü, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızın gönderden indirilmemesi, ezanı Muhammedînin susmaması benim en büyük motivasyonum elbet.
- Sizce bu seçimin diğer seçimlerden farkı ne? Nasıl bir yol ayrımındayız ülke olarak? Nasıl anlatırsınız?
- Bu seçimi diğer seçimlerden ayıran en önemli husus bu seçimin bir seçim olmaktan öte var olmak ile yok olmak meselesi olmasıdır. Türkiye'nin bağımsızlığına ve Misak-ı Milli sınırlarına göz dikmiş şer odaklarının varlığı bu seçimi bu şekilde algılamamıza sebep oluyor. Yıllarca Türkiye'nin başına bela olmuş teröristlerin ve onların hamisi durumunda bulunan Amerika'nın Cumhurbaşkanımızı alaşağı etme emellerinin varlığı bu seçimi normal bir seçim gibi algılamamamıza sebep oluyor. ABD Başkanının televizyonlar önünde verdiği mülakatta kendi iktidar döneminde mutlaka Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indireceklerine ve bunun için artık darbe yöntemlerini kullanmayacaklarını ( Malumunuz 15 Temmuz'da denediler olmadı) muhalefeti bir araya getirip onları destek vereceklerini açıklaması PKK, PYD, KANDİL, FETÖ elebaşlarının Millet ittifakını destekleyen açıklamaları benim bu seçimi normal, sıradan bir seçim olarak görmemin önüne geçiyor.
- Yazar ve oyuncu; komple bir sanatçı olarak siyasette hayalleriniz neler? Milletvekili seçilirseniz sanatçı kişiliğinizle hangi konulara odaklanmak istiyorsunuz?
- Allah nasip eder de seçilir isem kültür ve sanat alanında hizmet vermek en büyük isteğim. Doğal olarak halkımızla el ele vererek bu çalışmaları yürütmek çok anlamlı olacak. Yara açan değil yara saran uygulamalarda bulunmayı hayatım boyunca çok önemsedim. Bu devam edecek. Biliyorum ki sanat özellikle görsel sanatlar nükleer silahlardan daha güçlü. Şunu demek istiyorum imha edici olabileceğiniz gibi ihya edici de olabiliyorsunuz. Ben ihya edici rahmet medeniyetinin bir evladı olarak bunu sanatla devam ettirmek istiyorum.
80 DARBESİNDE ABİM İDAMLA YARGILANDI!
- Abiniz 80 döneminde idamla yargılanmış. Bu süreci ve sizdeki, ailenizdeki etkisini nasıl anlatırsınız?
- 12 Eylül darbesi, ülkemin üzerinden, özelde ailemin üzerinden buldozer gibi geçti adeta. 12 Eylül'ün bütün ağırlığını hissettirdiği zamanlarda idam cezası ile yargılanan cezaevindeki ağabeyime, babamın öldüğünü söyleyememiştim. Nasıl diyebilirdim ki "Babam senin acına daha fazla dayanamadı" diye? Vefat eden babamın ağzından sanki yaşıyormuş gibi cezaevindeki ağabeyime mektuplar yazarak kendisine gönderdim. Zira idam cezası ile yargılanan bir adama "Babamız öldü" diyemezdim. Bu sebeple yaralıyım. Ciddi olarak yaralıyım. Hâlâ ruhumdaki yaraları tamir edebilmiş değilim. Hâlâ yaralarım kanıyor. Bir edebiyatçı olarak beni bu denli derinden etkilemiş ve yaralamış toplumsal olaylara kayıtsız kalmam mümkün değildi. Kaldı ki, bu yaşadıklarımız özelde beni ama toplumsal olarak hepimizi derinden etkiliyor. Suçsuz olan ağabeyimi altı yıl idam cezası ile yargılayan, bu süreçte felçli babamın gözümün önünde bu acıya dayanamayarak vefatı, ağabeyimin altı yıl sonra suçsuz bulunarak beraat etmesi ama bir trafik kazası sonucu vefat etmesi ve annemin bu yaşananların sebep olduğu kanser ile boğuşup ölümü... Bana bu acıları yaşatanları affedemem!
HUKUK EĞİTİMİNİN ÇOK FAYDASINI GÖRDÜM
- Bir de avukatlığınız var. Bir anda bırakmaya karar verip yazar olduz... Avukatlık size hem bir oyuncu olarak hem de yeni bir siyasetçi olarak neler kattı sizce?
- Pek çok hikaye biriktirdim. Bu enteresan insan hikayeleri beni sanat alanında inanılmaz besledi. Hukuk bilgisi insana özgüven ve özgürlük kazandırıyor. Hukuk eğitimi almış olmam, edebiyata ve aktörlüğe aşkla bağlanmış olmam, arz üzerinde sergilediğim duruş ve entelektüelliğin nasıl algılanması gerektiği konusunda verdiğim mücadelede elbette hukuk eğitimimin çok faydası oldu. İnsanoğlu arz üzerindeki serüvenini ve bu serüvene dair bütün duygularını mutlaka ama mutlaka çağdaşlarına ve sonrasına zamansız olarak aktarmak ister. Bunu bambaşka bir tat ve koku ile genelin kullandığının ötesinde çok sözcükle aktararak adeta ilahi bir güç kazanır ve entelektüel seviyeye ulaşır. İşte edebiyatın ve yazarın gücü burada ortaya çıkar. Bu yolculuğumda hukuk eğitimimin çok faydasını gördüm.
