A HABER GALERİ
S-400 teslimatında son dakika gelişmesi! S-400 bataryaları Mürted Hava Üssü'nde! S-400 özellikleri neler?
S-400'lerin teslimatı hız kesmeden devam ediyor. 12 Temmuz 2019 Cuma günü öğle saatlerinde başlayan teslimat kapsamında 9'uncu kargo uçağı Mürted Hava Üssü'ne indi. Son uçakla birlikte S-400'ün en önemli aksamı olan bataryalar da Türkiye'ye geldi. Dünyanın en gelişmiş hava savunma sistemi olan S-400'ün bataryalarının Mürted Hava Üssü'nde taşındığı anlar kameralar tarafından kaydedildi. İşte ilk S-400'lerin bataryalarının teslim görüntüleri ve detaylar...
S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistem malzemelerinin sevkiyatı devam ediyor. Bu kapsamda dokuzuncu uçak Mürted Hava Meydanı'na indi. Uçağın inmesiyle birlikte ilk S-400 bataryaları da görüntülenmiş oldu.
Milli Savunma Bakanlığı'nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, "S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistem malzemelerinin sevkiyatı devam ediyor. Bu kapsamda dokuzuncu uçak Mürted Hava Meydanı'na indi" denildi.
BATARYALAR GÖRÜNTÜLENDİ
Sistem malzemelerinin sevkiyatı devam ederken dokuzuncu uçağın inmesiyle birlikte ilk S-400 bataryaları da görüntülenmiş oldu.
Bu nedenle mevcut sistemde kullanılan teknolojinin yüzde 70 ile 80'i bir önceki model olan S-300'den alındı. Bunlar arasında füze depolama sandıkları, fırlatma rampaları ve radarlar bulunuyor.
S-400 ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Dünyadaki en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak nitelendirilen S-400, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlandı.
S-400, çok uzun menzilli 40N6 model füzeyle 400 kilometre, uzun menzilli 48N6 model füzeyle 250 kilometre, orta menzilli 9M96E2 model füzeyle 120 kilometre ve kısa menzilli 9M96E model füzeyle de 40 kilometredeki hedefleri vurabiliyor.
Kısa, orta ve uzun menzillerde füzeleri aynı anda kullanabilen S-400, 600 kilometre uzaklıktaki hedefi algılama özelliğine sahip ve saniyede 4,8 kilometre hızla füze gönderilebiliyor. Sistem, hedefe 10 saniyeden daha az sürede tepki veriyor.
TÜRKİYE NEDEN S-400 ALMAK İSTİYOR?
Türkiye, balistik füze tehdidine karşı hava ve füze savunma sisteminin takviye edilmesi amacıyla NATO'dan talepte bulunmuştu. Bu kapsamda, 2013-2015 yılları arası Gaziantep'te ABD, Kahramanmaraş'ta Alman ve Adana'da Hollanda Patriotları görev yaparak geri döndü. İspanyol Patriot'ları İncirlik'te 2015'ten, İtalyan SAMP-T'leri Kahramanmaraş'ta 2016 yılından itibaren görev yapıyor.
Bu geçici çözümün, Türkiye'nin hava savunma ihtiyacının karşılanmasında yetersiz kaldığı değerlendirilerek, stratejik ihtiyaç olan ve başka bir ülkenin inisiyatifine bırakılamayacak kadar önem taşıyan hava savunma sisteminin üretilmesi ve geliştirilmesi için çalışmalar başlatıldı.
Bu kapsamda Türkiye, uzun menzilli hava savunma sisteminin milli imkanlarla tasarlanıp üretilmesine ilişkin projelerin yanı sıra farklı ülkelerden hava ve füze savunma sistemi tedarikine de olumlu yaklaştı.
Hava sahası güvenliğini önceleyen Türkiye, ilk olarak acil ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla Rusya'nın cazip teklifine olumlu yanıt vererek, Rus üretimi ileri teknoloji S-400 hava savunma sistemlerinin tedarikini gündemine aldı.
Türkiye, günümüzde en önemli askeri teknolojilerin başında gelen S-400 sistemlerini satın alarak, hava sahasını muhtemel tehditlerden korumayı ve modern savunma sistemlerini güçlendirerek güvenliğini sağlamayı hedefliyor.
Rusya'nın S-400'leri satmak istediği ve bir kısmıyla mutabakata vardığı Türkiye dışındaki diğer ülkeler ise Hindistan ve Suudi Arabistan.
Bu kapsamda, S-400 satın alımıyla ilgilenen Hindistan, geçen yıl Rusya ile 5 milyar doları aşan değerde 5 adet S-400'ün satış sözleşmesini imzaladı.
PATRİOT'LAR HAKKINDA
Patriot (Phased-Array Tracking and Intercept Of Target), Nike Hercules ve HAWK füzelerinin yerini alması amacıyla 1965'te ABD'li Raytheon firması tarafından geliştirilmeye başlandı. İlk atışı 1970'te gerçekleştirilen Patriot, o dönemde Amerikan Ordusu'nun öncelikleri dışında kaldı. Sonraki süreçte çalışmalarına devam edilen sistem, ancak 1983'te operasyonel olarak kullanılabildi.
Patriot, 1980'lerin sonunda balistik füzelere karşı hassasiyetinin arttırılmasının ardından ''MIM-104 PAC2'' olarak yeniden adlandırıldı. Bu yeni versiyonuyla füze, 1991 Körfez Savaşı sırasında Irak'ın fırlattığı Scud füzelerinden 45'ini düşürerek etkinliğini kanıtladı. Buna rağmen Amerikan ordusu, Patriot'un performansından memnun kalmadı ve 1992'de tüm bataryalarını yeniledi. Savaştan edinilen tecrübelerle de füze fırlatma rampaları, komuta merkezinin 10 kilometre ötesine konuşlandırılmaya başlandı.
2000'li yıllara gelindiğinde PAC2'nin modernize çalışmaları devam etti ve taktik balistik füzelere karşı GEM/T ve seyir füzelerine karşı GEM/C modelleri geliştirildi
Azami uçuş süresi 170 saniye olan Patriot füzesi, Japonya'da Mitsubishi tarafından lisans altında üretiliyor. Füze bugün ABD ve Japonya dışında Almanya, Hollanda, İspanya, İsrail, Kuveyt, Suudi Arabistan, Tayvan ve Yunanistan tarafından kullanılıyor.
Standart bir Patriot bataryası; bir radar sistemi, komuta kontrol merkezi, bir jeneratör grubu ve her birinde 4 füze konuşlu 5 adet fırlatma biriminden oluşuyor. Fırlatmanın hedef doğrultusunda gerçekleştirilme zorunluluğu olması nedeniyle sistemin fırlatma rampalarının muhtemel hedef yönlerine tertiplendirilmesi gerekiyor.
Yeni versiyonu MIM-104F Patriot PAC3
Amerikan Ordusu, kısa ve orta menzilli hedefler için teknik kabiliyetleri yeterli görülmeyen Patriot füzelerinin ilk versiyonlarına yönelik 1990'lı yılların ortasında MIM-104F PAC3 adı verilen yeni bir modernizasyon programı başlattı. Böylece ortaya çıkan PAC3, seleflerine göre daha gelişmiş aerodinamik yapısı ve daha hafif olan ağırlığı ile başlı başına yeni bir füze olarak savunma sektöründe yerini aldı.
Dörtlü fırlatma rampalarından ateşlenen PAC2'lere nazaran PAC3'ler, komuta merkezinden 30 kilometre uzağa mevzilendirilebilen 16'lı rampalara konuşlandırılıyor. Hedefini esas olarak çarparak imha etmesi amacıyla harp başlıksız tasarlanmasına rağmen PAC3, her biri 225 gram ağırlığında 24 tungsten parçacık saçarak manevra yapan hedefine karşı ölümcül bir duvar örüyor. Aktif radar ile donatılan füze, hedefe doğru seyri sırasında yerden komuta edilebiliyor.
Oldukça etkili bir sistem olan PAC3'ün en önemli dezavantajlarından biri, diğer Patriot versiyonlarında da görülen dikey fırlatma kabiliyetinin olmaması. Bu sistem, günümüzde ABD, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Japonya, Kuveyt ve Tayvan tarafından kullanılıyor.
Güvenlik kalkanı oluşturuyor
Silah Sistemleri ve Askeri Doktrin Uzmanı Sami Atalan, soruları yanıtlarken, Patriot füzelerinin, konuşlandırıldıkları bölgedeki radarlar sayesinde füze tehditlerini tespit ederek hedefine ulaşmadan onları havada imha etmeye yarayan bir güvenlik kalkanı oluşturduğunu söyledi.
Patriot füzelelerinin PAC1, PAC2 VE PAC3 olmak üzere 3 ayrı versiyonu olduğunu anlatan Atalan, Türkiye'ye getirilecek olanın büyük ihtimalle PAC2 olacağını belirtti.
PAC1 versiyonunun hantal ve eski versiyon olması nedeniyle artık çok kullanılmadığına işaret eden Atalan, onun yerine geliştirilen PAC2 füzelerinin, hem uçaklara hem de balistik füzelere karşı kullanılabildiğini kaydetti.
Atalan, PAC3'ün az sayıda ülkede bulunduğunu ve tamamen balistik füzelere karşı geliştirildiğini belirterek, ''PAC3'ler uçakları vuramaz, menzili 20 kilometre. Ama hedefteki füzeyi çok daha erken algılayıp vurabiliyor'' dedi.
Patriot füze sisteminde yaklaşık 200 personelin ve 40 araçlık bir konvoyun görev aldığını ifade eden Atalan, Patriot füzesinin ortalama maliyetinin 1,5 milyon dolar olduğunu söyledi.