A HABER GALERİ
Gazze’de tarihi ateşkes! Coşkun Başbuğ A Haber’de değerlendirdi: Filistin'in tek çıkış yolu...
Gazze'de tarihi ateşkes imzalandı. Ateşkese rağmen katil İsrail ordusu Gazze'nin farklı noktalarına saldırılarını sürdürdü. Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, A Haber canlı yayınında konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Terör devleti İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varıldığı duyurulmasına rağmen, Gazze'nin farklı noktalarına saldırılarını sürdürdü.
MİMARI TÜRKİYE
Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, A Haber canlı yayınında konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Bu masanın bir hamisi var. Bu noktaya gelmesinde katkısı olanlar var. Onun zaten mimarı masanın bu hale gelmesini sağlayan Türkiye onun da başında Sayın Erdoğan. Zaten baştan beri hep Türkiye'nin yakın destek verdiği, hiçbir zaman bırakmadığı hatta meselenin bu boyuta gelmesine de çok büyük katkıları olan bir devlet olarak görüyorum Türkiye'yi.
TRUMP SAHİPLENMEYE ÇALIŞIYOR
Teşekkür sunan sadece Hamas değil. Aynı zamanda ABD, Trump. Trump'ın aslında bir şunu demediği kaldı 'biz her ne kadar bu işi sahiplenmeye çalışsak da esas mimar Sayın Erdoğan o bu noktaya getirdi biz de hazıra konduk hazır servetin üzerine çöktük' demesi lazım diyordur herhalde içinden.
"UNUTMADIK UNUTTURMADIK"
Bir kere o hakkı teslim edelim. İlk gün, 7 Ekim'den bugüne bir tek toplantıda, bir tek söyleminde Gazze'yi anmasın Sayın Erdoğan veya Türkiye'nin katıldığı bir etkinlikte Gazze'yi ana başlık maddesi yapmasın. Böyle bir gün hatırlamıyorum. Dolayısıyla hani vardı ya o şehitler Gazze'de bizi unutmayın, unutturmayın. O laf yerde kalmadı. Unutmadık, unutturmadık. Allah'a şükür işi bu noktaya getirdik.
Bunda sizlerin de çok büyük katkısı olduğunu altını özellikle çizerim. Yani Gazze'siz haber yapmadınız, Gazze'nin konuşulmadığı bir gün hatırlamıyorum ben. Sürekli konuştuk, sürekli değerlendirdik ve Allah'a şükür dünyada hep gündemde tutmayı başardık ve hatta Birleşmiş Milletler'de hani olağan yıllık toplantı olsa da ana gündem maddesi, gündemin de önüne geçen Gazze oldu, Türkiye'nin sayesinde.
"SAPKIN ÖĞRETİ BEYNİNDE DURUYOR"
O katil Netanyahu ve terörize ettiği, terörist başını üstlendiği o örgüt yani bir anda imana geldiğini mi zannediyorsunuz? Hayır. Hala aklında o mantık var, hala o vahşet, o sapkın öğreti beyninde duruyor. Ur gibi çıkmaz da o. Kendilerine işlemiş. 48'den bu yana katleden yapı artık o dünyada oluşan İsrail nefretini, dünyada oluşan o İsrail karşıtlığını gördüğü için iş bu noktaya geldi.
KATAR'A SALDIRI KIRILMA NOKTASI MIYDI?
Amerika için kırılma noktası diyebilirsin ama İsrail'in yaptığı katliam ve soykırımın ben kırılma için doğrudan ona bağlamayı pek doğru bulmam. Neden? Bakın, Amerika Körfez ülkelerinin kanını emen bir emperyalist yapı. 3.2 trilyon dolar en son bir ülkeden aldığı para. Müthiş bir rakam. Dolayısıyla Amerika bunu o ülkelere işte dost görünerek, şirin görünerek ve İbrahim Anlaşmaları gibi birtakım süreçlerin önünü açarak işi bu noktaya getirdi.
Dolar bakan Trump orayı hep böyle sömürmeye müsait bir yapı olarak gördü ve görmeye devam ediyor. Katar saldırısıyla bir şu sorgu başladı o bölgede: "Biz bu Amerika'ya ne kadar güvenmeliyiz?" Milyarlarca dolar akıttık. Bir kalemde sattı. Dolayısıyla Amerika'yla ilişkileri sürdürmek doğru mu veya bu boyuta getirmek bize bir fayda getirir mi? Eğer olmayacaksa bu dengeyi neyle sağlarız? Acaba Türkiye Orta Doğu'da yeni bir küresel güç bizim yeni adresimiz mi olmalı? Bu sorgular başladı. Ve bu sorgu Amerika'yı politika değişikliğine itti. Öyle İsrail'e değirmenine su taşımaya devam edersek Orta Doğu'yu kaybedeceğiz. Ve bu nedenle baskı arttı. "Bizi de batağa çekiyorsun, yaptığın doğru değil, makul ol, bu kadar işte inatçı olma" gibi söylemler bu nedenle dillendirildi.
Dolayısıyla Katar'ı doğrudan Gazze konusundaki tek kırılma noktası demek yanlış. Ama Amerika'nın İsrail'e desteğinde bir kırılma noktası oldu der misin dersen ben buna yürekten katılırım.
ESAS KIRILMA NOKTASI
Burada esas kırılma noktası şu: Türkiye'nin konuyu her yere taşıyıp, dünyaya bu konuda enforme edip... Ki o nedenle sizin de katkınız büyük dedim. Çünkü verdiğin her haber, paylaştığın bir tek kare resim, paylaştığın bir anlık görüntü anında dünyayı dolanıyor teknolojinin sayesinde.
Niye Netanyahu denilen alçak bütün kanal medyayı satın almamız lazım diye milyarlarca dolar akıttı? Amerika'dan aldığı yardımlarla gene Amerika'nın görsel dünyasının kalanına da nüfuz etmek istiyor. İşte bundan dolayı. Çünkü bu haberler, sizin yaptığınız o haberler, verdiğiniz görüntüler dünyada bu uyanı yarattı ve gerçek İsrail'in yüzünün ortaya çıkmasında büyük katkı sağladı. Kırılma dersen ben bunu derim. Ve bu doldura doldura gelen Birleşmiş vicdanların oluşturduğu ortam İsrail'i artık hareket edemez hale getirdi.
Şimdi bu açıdan hani bir anda bayram havası estirmek bana göre şu an erken, onu söyleyeyim.
FİLİSTİN'İN TEK ÇIKIŞ YOLU
O seçim sürecine kadar Mahmut Abbas'ın adı geçiyor ama ben Mahmut Abbas'a her daim büyük bir tepkiyle yaklaşan kişiyim. Hatta emlakçı Abbas diye koyduğum bir sıfat var. O sıfatın da niye konulduğunu izleyenler hatırlar. Yani çöken bölgeye çökmeye çalışan İsrail'e "Ben bir Yahudiyim" diye gelen Amerikan Dışişleri Bakanı'na "Sen ülkemi katletmiş bir kişiye buradan bir daire verelim" diye yaklaşırsan bu lakabı hak edersin. Şimdi Mahmut Abbas geçici bir tedbir gibi duruyor ama o zihniyetle, o mantıkta bir yapının ben Filistin'i asla kabul etmeyeceğini düşünürüm ki Hamas Mahmut Abbas konusunda da böyle ihtiyatlı bir yaklaşım içerisinde. Ama o seneye dediğin olay, yani seçim, Filistin'in tek çıkış yolu. Ben hep baştan beri söylüyorum Batı'ya hani demokrasi beşiği tırnak içinde söylüyorum, özgürlük yatağı Batı var ya, madem bu kadar Filistin sevdalısısın, madem yapılanı doğru bulmuyorsun, Filistin'i Filistinliler yönetmeli diye yönetmesi gerekir diyorsun. Koyarsın sandığı ortaya, seçim yapılır. O sandıktan kim çıkıyorsa herkes baş tacı eder. Doğru olan da bu. Niye? Filistin'in halkının iradesi.
"HAMAS ÇOK AKILLI HAMLE YAPTI"
Filistin'i Filistinliler yönetecekse, bu yönetecek bir siyasi kadronun olması, bu kadronun devlet gibi teşkilatlanması ve bu teşkilatın da başında bir silahlı ordunun olması kaçınılmaz. Yani iki devletli çözüm diye dökülen Batı herhalde Filistin'de bir tek tabanca dahi olmayacak diye bir ahkamı kesmez. Nerede gördünüz siz ordusu olmayan bir devleti? Dolayısıyla Hamas çok akıllı hamle yaptı. "Ben olmasam" dedi, "benim içimden olan bir yapıya ben silahı devreder, çekilirim kenara" dedi. Ve bunu yapacak, yani görünen tablo o. Şimdi bu durumda İsrail'in deki maske düşüyor. Niye Hamas'ı bahane ediyordu.
Bu arada bak şunu hatırlatalım: Hamas bir siyasi partiydi. 2006 yılındı galiba kazandığı bir seçim vardı ve o seçimi kazanan Hamas'a gene Batı desteğiyle, İsrail'in de kışkırtmasıyla mazbatası verilmedi. Seçim kazanmış bir siyasi parti yok sayıldı. Mahmut Abbas denilen Batı ile işbirlikçi kişi de bu ortamda Batı'yla birlikte hareket etti ve Hamas'ın, seçim kazanmış Hamas'ı tarihten silmeyi Batı ile birlikte denedi.
"İSRAİL ABD OLMADAN NEFES ALAMAZ"
Şöyle: İsrail, Amerika olmadan nefes alamaz, onu söyleyeyim. Yani öyle İsrail'e böyle olduğundan fazla paye biçmek veya pay yüklemek bana göre doğru değil. Korkak, ucube, yol bilmez, yordam bilmez bir terör örgütünü konuşuyoruz. Hepsi bu İsrail'in. Dolayısıyla koltuk değneği olmadan bir adım atamaz. Koltuk değneği olmadan nefes alamaz. O devlet de Amerika.
Yani İsrail kademeli olarak geri çekilecek. Şimdi o zaman haritaya bir itirazım var. Trump'ı o şekilde yanlış enforme etmişler veya motive etmişler. O haritaya bakarsan şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Zaten her yer her yer İsrail terör örgütünün elinde ve bu örgüt kademeli geri çekilecek. Peki sahadaki tablo bu mu? Ya eğer saha buysa İsrail gerçekten her yerdeyse bu havadan yapılan bombalamaları nereye koyacağız? Bak daha yeni işte uyarlarsa bir ateşkes sağlandı. Her gece anlaşmanın konuşulduğu günlerde bile 70 insan hayatını kaybetti ve gözünü kırpmadan her yeri bombaladın. Ha niye bunu anlattım? Bir kere İsrail'in ben bütün Gazze'nin her yerini nüfuz ettiği kanaatinde değilim. Yani o haritaya baktığın takdirde bütün işgal, her yer ele geçirilmiş. İşgal yavaş yavaş etap etap boşaltılacak ve neticede Gazze'de bir tane İsrailli terörist kalmayacak plan buna kurulu. Sonrasında o harita bir anda yok oldu. Şu an senin ekranda göstermiş olduğun harita gündeme geldi ve orada da dikkat ederse izleyicilerimiz iki çizgi var. Birisi sarı ile işaretli olan ilk çekilme hattı. Diğeri de Gazze'nin sınırlarını gösteren ve tampon askeri güç gelecek dedikleri Gazze'nin sınır hattı.
Şimdi zaten en sıkıntılı yerler buralardı. Bu maddeler de sıkıntılıydı o 20 madde içerisinde. Niye? Fludur, ucu açık. Mesela kademeli geri çekilecek. Ne zaman? Esirler verildiğinde denildi, şimdi Hamas silah bıraktığında denildi. Şimdi burası hala daha belli değil. Yani biz şu an anlaşmanın olduğunu biliyoruz ama detayını bilmiyoruz. Yani o anlaşmada mutlaka bir tarih, bir takvim belirlenmiştir diye düşünüyorum. O takvimi biz öğrendikten sonra değerlendirme yapmak daha doğru olur ama İsrail'in Gazze'yi tamamen terk etmesi yani bir iki günlük mesele.
Ben İsrail terör örgütü İTÖ'nün Gazze'nin böyle her yerini nüfuz ettiğini, bütün alanı kontrol ettiğini, her yere hakim olduğunu asla düşünmüyorum. Az önce bombalamalardan örnek verdim. Artı zaten İsrail bu derece hakimiyeti sağlamış olsaydı o Netanyahu denilen katil bunu böyle dünyaya davul zurnayla gösterirdi. "Buralardayız" diye. Kıyıdan denediler. En son Gazze şehrinde Şifa Hastanesi'nin olduğu yerde bir iki görüntü verdiler. Orada da gene Hamas'ın Kassam Tugaylarının gelenleri bertaraf ettiğini, tankları imha ettiğine yönelik görüntüleri paylaştığını hatırlayalım. Aslında o yiğitlik isteyen, akıl isteyen, beceri isteyen, yürek isteyen o meskun mahal çatışmasına İsrail hiçbir zaman olmadı. Çünkü bu değerler yok onda. Dolayısıyla bu geri çekilme hadi süreç bozulmasın diye ses çıkarmayalım da ben böyle gösterildiği gibi bütün her yere hakim olduğu kanaatinde değilim. Ha ne yapar? O kıyıda bulunan şeyleri, teröristleri o sarı çizgi olan yere Gazze'nin tamamına getirmek üzere nerelerde varsa bir tedbir alır. Daha sonra her şey yolunda giderse o sarının da ötesinde siyah çizginin dışına çıkarak Gazze'de planlandığı gibi bir tane terörist kalmayacak şekilde bir yeni tertiplenmeye geçirir. Ama bunların ne zaman olacağı konusunda bana soru sorarsan o konuda bir yorum yapmak zor. Çünkü dediğim gibi anlaşmanın detayını bilmiyoruz. O detayda bunlar mutlaka kaleme alınmıştır. Hani "şu tarihe kadar şu şu bölgelerde olanlar geri çekilecek. Sonrasında işte ikinci etap böyle gerçekleşecek. Bunun şartları esasları budur" denmiştir ama biz onu bilmediğimiz için yorum yapmak yanlış olur diye düşünüyorum.
Ama burada tabii önemli olan şu: İsrail'in o çapulcu sürüsünü hani hemen o kıyı kenar yerlerinde olan sürüyü de bir anlaşmanın işlediğini gösterme adına çekme kararı alması olumlu. İnşallah sürüncemede bırakmadan hemen uygularlar ve sonrasını biz konuşuyor oluruz. Çünkü bunlar aslında niyeti gösteren önemli basamaklardır diye düşünüyorum.
