A HABER GALERİ
Trump'ın Gazze planı Filistin devletine aralık kapı mı? 21 maddelik planda öne çıkan detaylar neler?
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'deki Gazze'ye yönelik konuşması ve iki devletli çözüm çağrısının ardından 11 ülke, İsrail vahşetinin karşısında Filistin'i devlet olarak tanıma kararı aldı. Bu gelişmelerin ardından iddiaya göre ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Gazze'de ateşkese yönelik 21 maddelik barış planı da Filistin devletine aralık kapı bırakıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Gazze'ye yönelik sert mesajlar veren Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın iki devletli çözüm çağrısının ardından, Filistin'i tanıyan devletler hızla arttı.
BM'nin 80. Genel Kurulu kapsamında 11 ülke daha Filistin'i devlet olarak tanıdığını açıkladı. Bu gelişmeyle birlikte Filistin'i tanıyan ülke sayısı 158'e yükseldi.
Erdoğan BM'de net konuştu: "İki devletli çözüm tek yol"
Başkan Erdoğan, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını "insanlık suçu" olarak nitelendirdi. "Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık hakkı görmezden gelinemez. İki devletli çözüm, bu trajediyi sona erdirmenin tek yoludur" diyen Erdoğan, uluslararası topluma çağrıda bulundu.
11 ülke Filistin'i devlet olarak tanıdı
Fransa, Belçika, Monako Prensliği, Portekiz, Avustralya, Kanada, Lüksemburg, Malta, İngiltere, Andorra ve San Marino Filistin devletini resmi olarak tanıdıklarını açıklarken bu diplomatik hamleyle birlikte Filistin'i tanıyan ülke sayısı 158'e yükseldi.
BM'ye üye 193 ülke arasında Filistin'i hâlâ tanımayan ülke sayısı 35'e düştü. Bu ülkeler arasında başta Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İtalya, Hollanda ve Güney Kore gibi Batılı müttefikler yer aldı. Tanımayan ülkelerin büyük bölümü, İsrail ile stratejik ilişkilerini gerekçe göstererek iki devletli çözüm konusunda çekimser kalmayı sürdürüyor.
Bu diplomatik dalganın hemen ardından, Washington Post'un ortaya çıkardığı ABD Başkanı Donald Trump yönetimine ait 21 maddelik Gazze barış planı da Filistin devletine kapı aralayan ifadeler içeriyor.
Washington Post'un elde ettiği ve iki hükümet yetkilisi tarafından doğrulanan belge, yalnızca çatışmayı durdurmayı değil, aynı zamanda Gazze'nin yeniden inşasını ve siyasi geleceğini şekillendirmeyi de hedefliyor.
Filistin devletine aralık kapı
Washington Post'un haberine göre planın son bölümlerinde yer alan ifadelerde, "tüm kalkınma ve siyasi reformlar tamamlandığında, Filistin halkının arzusu olan Filistin Devleti için güvenilir bir yol oluşabilir" deniliyor.
Bu cümle, ABD'nin resmi bir belgede ilk kez Filistin devletine doğrudan referans vermesi anlamına geliyor.
Ayrıca, Washington yönetiminin İsrail ve Filistin arasında "barışçıl ve refah dolu bir ortak yaşam için siyasi ufuk belirlemek üzere diyalog başlatacağı" belirtildi.
Bu diplomatik açılım, Filistin'in devlet olarak tanınmasını savunan 150'den fazla ülkeye ve Arap dünyasına yönelik bir mesaj niteliğinde.
Planın kritik maddeleri: Rehineler, af ve geçici yönetim
Washington Post'un haberine göre plan, Filistin direniş örgütü Hamas'ın tüm silahlarının imha edilmesini ve barışçıl yaşamı benimseyen savaşçıların af verilmesini öngördü. Bölgeden ayrılmak isteyen Hamas üyelerine güvenli geçiş sağlanacağı belirtildi.
Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında İsrail'in 250 ömür boyu hüküm giymiş mahkumu ve bin 700 Gazzeliyi serbest bırakacağı, her bir İsrailli rehinenin cesedine karşılık 15 Gazzelinin cesedinin teslim edileceği ifade edildi.
Gazze'de kamu hizmetlerini yürütmek üzere "nitelikli Filistinliler ve uluslararası uzmanlardan" oluşan geçici bir yönetim kurulması planlandı.
İddiaya göre bu yapı, ABD'nin diğer ülkelerle istişare ederek kuracağı yeni bir uluslararası mekanizma tarafından denetlenecek. Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi ise reform sürecine girerek ileride Gazze'yi devralabilecek duruma getirilecek.
İsrail'in geri çekilmesi ve uluslararası güvenlik gücü
Plan, İsrail İşgal Kuvvetleri'nin Gazze'den aşamalı olarak çekilmesini ve yerlerine uluslararası bir güvenlik gücünün konuşlandırılmasını öngörüyor. Bu güç, Arap ve uluslararası ortaklarla birlikte kurulacak.
Bazı Arap ülkeleri bu güce katılmayı prensipte kabul etti. Ancak detaylar hâlâ netlik kazanmadı.
İsrail'in Gazze'den tamamen çekileceği belirtilse de, "tanımlanmamış bir çevre varlığı" ifadesi, Tel Aviv'in bölgedeki kontrolünü tamamen bırakmayacağına da işaret ediyor.
Katar'a saldırı ve Trump'ın Netanyahu öfkesi
Washington Post'un aktardığına göre Trump, Doha'daki Hamas müzakerecilerini hedef alan İsrail hava saldırısı nedeniyle Netanyahu'ya karşı öfkelenmişti.
Katar'a yönelik saldırı, ABD'nin arabuluculuk çabalarına doğrudan bir sabotaj olarak değerlendirilmişti.
Plan, İsrail'in Katar'a yönelik yeni saldırılar düzenlemeyeceği taahhüdünü içerdi ve Katar'ın arabulucu rolünü açıkça takdir etti.
Planda soru işaretleri var
Washington Post'un haberinde planın uygulanabilirliğine dair ciddi soru işaretlerine de yer verildi. Yardımların kim tarafından dağıtılacağı, altyapı onarımlarını kimin yapacağı ve maliyetin kim tarafından karşılanacağı belirsiz.
Plan, "genel hatlar" sundu ancak detaylardan yoksun.
Hamas'a henüz teklif edilmiş değil
ABD ve İsrail destekli yüzlerce Gazzeliyi yardım noktasında katleden Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın bu sürece dahil olup olmayacağı bile netlik kazanmadı.
Ayrıca, Hamas'a henüz planın bir kopyasının verilmemiş olması, sürecin ne kadar şeffaf yürütüldüğünü sorgulattı.
Son iki yılda İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre 60.000'den fazla Filistinli hayatını kaybetti. Kentin büyük bölümü yerle bir edildi.
Yüz binlerce insan çadır kentlerde yaşam mücadelesi veriyor.
BM, bölgede kıtlık ilan etti.
Netanyahu ise açıkça soykırım gerçekleştirdikleri bu bu tabloyu "Hamas'ın son kalıntılarını temizleme" operasyonu olarak tanımlıyor.
İşte Gazze Şeridi'nde yaşanalardan bazı çarpıcı kareler...