A HABER GALERİ
Trump yönetiminden hayrete düşüren uygulama: 6 bin kişi ölü ilan edildi
Washington Post'un ortaya çıkardığı belgeler, Amerikan hükümetinin göçmenleri sistem dışına itmek için inanılmaz bir taktiğe başvurduğunu gözler önüne serdi.

Yaşıyorlar, Ama Sistemde "Ölü"ler
ABD'de göçmenlerin sınır dışı edilmesi için kullanılan yeni bir yöntem, kamuoyunda şok etkisi yarattı. Washington Post'un ulaştığı resmi belgelere göre, başta Haitili sığınmacılar olmak üzere 6 binden fazla göçmen, İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SSA) iş birliğiyle ölü ilan edildi.

Hayatta olduklarını kanıtlamak için kimlik belgeleriyle Sosyal Güvenlik ofislerine başvuran göçmenler, son bir haftada en az 30 kişinin kaydını yeniden "yaşıyor" olarak düzelttirdi. Belgeler, "ölü" ilan edilenler arasında bir çocuk, gençler ve 83 yaşında bir yaşlı dahil çok sayıda masum insanın bulunduğunu doğruluyor.

Beyaz Saray'dan İnkar, Belgelerden Yalanlama
Beyaz Saray, skandalın ortaya çıkmasının ardından yaptığı açıklamada, göçmenlerin aslında "ölü" olarak sınıflandırılmadığını, yalnızca hak kayıplarını düzenleyen bir listeye alındıklarını iddia etti.
Beyaz Saray sözcüsü Liz Huston, konuya ilişkin açıklamasında durumu yalanlayarak, "Bu raporlama yanlıştır. Bu yasadışı göçmenler hiçbir zaman ölü olarak sınıflandırılmadı." ifadelerini kullandı.
Fakat Washington Post'un elde ettiği belgeler, bu savunmayı açıkça çürüttü.
Bu açıklama, bir Beyaz Saray yetkilisinin ve kıdemli bir Sosyal Güvenlik yetkilisinin açıklamalarıyla çelişiyor. Geçtiğimiz hafta ikisi de göçmenlerin ABD'den ayrılmalarını teşvik etme umuduyla ölü olarak listelendiğini açıkça doğruladı.

Hükümetin, Sosyal Güvenlik'in "Ölüm Ana Dosyası" (Death Master File) adı verilen sistemine 6.161 göçmenin ismini bizzat kaydettiği ve bunun DHS Sekreteri Kristi L. Noem tarafından imzalanan resmi protokollerle gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

Evsiz Kalabilir, Çalışamaz, Hesap Açamazlar
"Ölü" olarak kayda alınmanın sonuçları yalnızca kağıt üzerinde kalmıyor. Bankalar, işverenler, ev sahipleri ve kamu kurumları bu listeyi kullanarak kişinin ölü olup olmadığını kontrol ediyor. Yanlışlıkla bu listeye girenler; banka hesaplarını kaybediyor, kira sözleşmeleri iptal ediliyor, işten çıkarılıyor ve devlet yardımlarından da mahrum bırakılıyor.

Uzmanlar, bu taktiğin insanlık dışı sonuçları olacağını vurguluyor. Göçmen hakları savunucularından Tanya Broder, Washington Post'a verdiği demeçte, "Bir insanı 'öldü' ilan etmek, hayatını baştan sona yıkmak demektir. Göçmenler sistem tarafından zaten göz hapsindeyken, bu adım daha büyük yıkımlara yol açıyor." dedi.

Musk'ın Adı Sosyal Güvenlikte!
Belgeler ayrıca, Elon Musk'a yakınlığıyla bilinen Sosyal Güvenlik'in Bilgi Teknolojileri Ofisi yöneticilerinin, göçmenleri tespit etmek için yeni bir uyarı sistemi geliştirmeye çalıştığını da gözler önüne serdi.

Planlanan bu sistem, Sosyal Güvenlik Numarası olan kişilerin göçmenlik statülerindeki değişiklikleri ya da ulusal güvenlik tehditlerini tespit edip işaretlemeyi hedefliyor. Böylece yasal ya da yasadışı konumdaki kişilere dair bilginin bankalar, işverenler ve devlet kurumlarıyla paylaşılması kolaylaşacak.

Randevu Engel, Bürokrasi Tuzağı
Göçmenler, yanlışlıkla öldü ilan edildiklerini fark ettikten sonra bile durumlarını düzeltmek için ciddi bir bürokratik mücadele vermek zorunda kalıyor. Randevu almak aylar sürebiliyor, telefon hatlarında bekleme süresi ise üç saati buluyor. Eski Sosyal Güvenlik yöneticilerinden Rick Warsinskey, bu durumun bilerek ağırlaştırıldığını ima ediyor:
"Bir kişi kapıda, 'Yanlışlıkla ölü ilan edildim' diyebilir. Ama randevusu yoksa, içeri bile alınmayabilir. Bu insanlar aylarca işsiz, evsiz kalabilir."

İnsan Hakları Uzmanları Uyarıyor: Bir Göçmenlik Krizi Daha!
Obama döneminde Beyaz Saray'da iç politika danışmanı olarak görev yapan Cecilia Muñoz, bu uygulamanın özellikle savaş, yoksulluk ve diktatörlüklerden kaçan sığınmacıları hedef aldığını belirtiyor:
"Ukrayna, Haiti, Venezuela, Nikaragua gibi ülkelerden gelen insanların çoğu, zaten geri dönemeyecek durumda. 'Ölü' ilan edilmek, bu insanlara uygulanan baskının en ağır şekli."