A HABER GALERİ
Trump yönetiminden Grönland hamlesi! ABD sahaya mı iniyor?
ABD Başkanı Donald Trump, Grönland için perde arkasında harekete geçti. Amerikan istihbaratına gönderilen gizli emir, Washington'un bu dev buz adasıyla ilgili planlarının tahmin edilenden çok daha ciddi olduğunu gösteriyor. Peki hedef ne? Yeni bir jeopolitik gerilim mi doğuyor? İşte Amerikan basınının ulaştığı gizli görüşmeler...

Trump yönetimi Grönland için düğmeye bastı. İstihbarat kurumlarına gönderilen gizli direktif, ABD'nin bu buzlar altındaki adaya yönelik niyetini açıkça ortaya koyuyor.

"Grönland'ı Alacağız" Diyen Trump, Şimdi de Casusları Devreye Soktu
Amerikan Wall Street Journal gazetesinin ulaştığı gizli istihbarat belgelerine göre, ABD istihbarat kurumları Grönland'a yönelik casusluk faaliyetlerini artırma emri aldı. Bu adım, Başkan Donald Trump'ın yıllardır dile getirdiği "Grönland'ı satın alma ya da ilhak etme" hedefine yönelik en somut hamlelerden biri olarak değerlendiriliyor.

Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın liderliğinde, CIA, NSA ve Savunma İstihbarat Ajansı gibi kuruluşlara gönderilen "toplama önceliği mesajı", Grönland'daki bağımsızlık hareketi ve halkın Amerikan maden çıkarlarına yaklaşımı hakkında detaylı bilgi toplanmasını emrediyor.

İstihbaratın Yeni Hedefi: Grönland Halkı ve Siyasetçileri
Gizli mesajda, Grönland ve Danimarka'da, ABD'nin hedeflerine destek veren kişi ve grupların tespit edilmesi isteniyor. Bu kişiler, Amerikan kaynaklarına göre uydular, iletişim dinlemeleri ve saha ajanları kullanılarak belirlenecek.

Bu direktif, ABD'nin genellikle düşman ya da potansiyel tehdit olarak gördüğü ülkelere yönlendirdiği casusluk faaliyetlerini bu kez uzun süredir müttefiki olan bir NATO ülkesine çevirdiği anlamına geliyor.
Eski bir Amerikan istihbarat yetkilisi konuyla ilgili olarak, "Kaynaklarımız sınırlı olduğu için genelde tehdit algısı olan yerlere yöneliriz. Bu tür bir ilgi Grönland gibi bir yere daha önce gösterilmemişti." dedi.

Trump: "Grönland'a Çok İhtiyacımız Var"
Trump, Mart ayında Kongre'ye hitaben yaptığı konuşmada Grönland için "Bir şekilde alacağız. Hem ulusal hem uluslararası güvenliğimiz için şart." ifadelerini kullanmıştı.

Bu sözlerin ardından, Başkan Yardımcısı JD Vance, dönemin Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Enerji Bakanı Chris Wright'tan oluşan üst düzey bir heyet Mart sonunda Grönland'a resmi ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, hem Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen hem de Grönlandlı yerel yetkililer tarafından sert şekilde eleştirildi.

Frederiksen, Danimarka televizyonuna verdiği demeçte "Bu ziyaret Grönland halkı ve siyaseti üzerinde kabul edilemez bir baskı oluşturuyor." dedi ve Trump'ın bu adayı alma konusunda ciddi olduğunu vurguladı:
"Başkan Trump ciddi. Grönland'ı istiyor."

Zorla Almak da Gündemde mi?
Trump, NBC News'e verdiği son röportajda Grönland'ı zorla alma seçeneğini dışlayıp dışlamadığı sorusuna net bir yanıt vermedi ve şu ifadeleri kullandı:
"Hayır, bunu göz ardı etmiyorum. Ne olacağını göreceğiz. Ama Grönland'a gerçekten çok ihtiyacımız var. Nüfusu az, onlara iyi bakarız. Ancak güvenliğimiz için bu topraklar gerekli."

Ayrıca adada henüz çıkarılmamış devasa petrol ve doğalgaz rezervleri de bulunuyor. Ancak bu kaynaklara ulaşmak hem iklim hem lojistik koşullar nedeniyle oldukça zor. Trump'ın ekibi, bu zorlukları Amerikan teknolojisi ve yatırımıyla aşmak istiyor.

Danimarka Sessiz, Grönland Endişeli
Wall Street Journal'ın haberine göre, Danimarka'nın Washington Büyükelçiliği yorum yapmayı reddetti. Grönland Başbakanı da henüz resmi bir açıklamada bulunmadı. Ancak bölgedeki siyasi atmosferin hızla gerildiği gözleniyor.
Gabbard ise sert bir açıklamayla istihbarat sızıntılarını kınadı:
"Wall Street Journal, derin devletin Başkan'ı baltalama girişimlerine alet oluyor. Bu yasa dışıdır ve demokrasimizi tehdit ediyor."

Yeni Bir Kriz mi Geliyor?
Amerikan yönetiminin, uzun süredir müttefik olan Danimarka'nın özerk bölgesine bu denli agresif bir şekilde yönelmesi, uluslararası ilişkilerde yeni bir kriz dalgasının kapısını aralayabilir. Grönland konusu, sadece yeraltı zenginlikleri değil, aynı zamanda kutuplarda süregelen jeopolitik mücadelede de yeni bir cephe açıyor.